20.10.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN
Tüketicinin tahine olan ilgisi arttıkça, üretici de susam konusunda harekete geçiyor. İhtiyacın yüzde 90’ına yakın kısmı ithal edilen susamdaki yerli atak; üreticiye ek gelir kapısını araladığı gibi, üretilen tahinde/simitte daha fazla yerli susam kullanımını sağlıyor. Akdeniz’den İç Anadolu’ya geniş bir coğrafyada ilk sürüm hasadı tamamlanan susamda ikinci sürümde de hasat yapılıyor.
Buna göre üreticide Adana’da 16 liradan, Konya’da 17 liradan satışı yapılan susam, tahin olarak satıldığında en az 35 liradan başlayan fiyatlar oluşuyor.
Manisa, Antalya, Adana, Muğla gibi başlıca üretim bölgesi olan susam, önemli bir gelişim bölgesi olan Güneydoğu Anadolu’da ise azalan üretim payıyla dikkat çekiyor. İthalat ise özellikle Afrika ülkelerinden yapılıyor. Büyük bir kısmı ise Nijerya’dan karşılanıyor. Tahmini 15-18 bin ton arasında yurt içi üretimin yanı sıra, ihtiyaç olan 150-160 bin tonun tamamlanması için ithalat kullanılıyor.
Kıraç arazide üretim
Çok az su ihtiyacı olan susam, kıraç arazilerin değerlendirilmesini de sağlıyor. Bu yöntem özellikle İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde tercih ediliyor. Akdeniz ve Ege’de ise susam, ikincil ürün olarak değerlendirilebiliyor. Yani buğday, mısır, pamuk gibi ürünleri ekenler tarlanın boş zamanında susam ekip hasat edebiliyor. Bu özellikleriyle çiftçi için ek bir gelir kapısı haline gelen susamın üretici tarafından daha az tercih edilmesinin nedeni ise, işçiliğinin fazla olması.
Yüreğir Ziraat Odası Başkanı Mehmet Akın Doğan, mekanizasyonun uygulanamadığı susam tarımında, el işçiliğinin yoğun olduğunu söyledi. Bu nedenle çiftçinin daha az oranda susam ürettiğini anlatan Doğan, “Şu anda susamda ikinci ürünün hasadı başladı. Üretici için masrafsız bir üründür. Pek çok üründen daha iyi kazandırır. Bakımına dikkat edilirse birinci üründe dekar başına 100-200 kilo arasında verim alınabilir. İkinci üründe ise düşüş olur. Ancak elle toplanıyor ve işçiliği fazla. Susamın çoğu yurt dışından alınıyor. İçerideki üretim pahalı bulunuyor. Ancak artacak üretim ile prim desteği de sunulursa, içeride daha fazla üretebiliriz” dedi.
‘En kaliteli susam Japonlara gidiyor’
Büyük şirketlere fason üretim yapan bir firmanın yetkilisi, susam ihtiyaçlarının tamamını yurt dışından karşıladıklarını söyledi.
Bu alandaki firmaların neredeyse tamamında aynı durum olduğunu anlatan yetkili, şu bilgileri paylaştı:
“Özellikle son yıllarda tahin tüketimi artarken, pandemi nedeniyle ise çok büyük bir yoğunluk oluştu. Sağlıkla ilgili yararlarının anlatılması dikkatleri tekrar tahin üzerine çekti. Yerli susam üretimi 15-20 bin tonlarda. Ve yerli susam aslında dünyanın en kaliteli susamı. Ancak bunu ilaç ve kozmetik sanayisi için Japonlar alıyor. İç piyasadaki üretim bizler için pahalı geliyor.”
Tahin iyi kazandırıyor
Konya’da susam, kıraç alanların üretime kazandırılması için değerli bir ürün olarak öne çıkıyor. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Süleyman Soylu, Konya’da kıraç alanlarda artan susamın gerek eski usul gerekse yeni tesislerde tahin üretimine dönüştüğünü söyledi.
Bir kilogram susamdan 900-950 gram tahin elde edildiğini kaydeden Soylu, susamı getiren çiftçilerin ise kilogram başına
4-5 lira ücret ödeyerek tahin yaptırdığını söyledi. Öyle ki bu yöntemi üreticilerin yarısı tercih eder hale geldi. Soylu, “Susamın üreticiden alış fiyatı 17-18 lira. Tahin ise en az 30-35 liraya satılan bir ürün. Maliyeti düşük, getirisi yüksek” diye konuştu.
En büyük alım Nijerya’dan
Susam ithalatında Afrika ülkeleri öne çıkıyor. En çok alım Nijerya’dan yapılırken ardından Etiyopya ve Çad geliyor. İş gücü maliyetinin düşük olduğu Afrika ülkelerinden alınan susam da ucuza geliyor. Türkiye’de en çok tahin ve tahin helvası yapımında kullanılan ve simidin vazgeçilmezi olan susam, dünyada; sabun, ilaç ve kozmetik sanayiinde kullanılıyor.