‘Amacımız kadının her alanda güçlenmesi’

ÇİĞDEM YILMAZ - Dünyanın dört bir yanında ve Türkiye’de de işlerin geleceğinin hızla değiştiğinin altını çizen Mutuş, “Bu dönüşümün şifrelerini doğru okumak istiyorsak, tüm yatırımlarımızı her şeyden önce insana yapmamız gerektiğini biliyoruz. Yıldız Holding’i geleceğe taşırken işimizin yeni nesil liderlere, hayata farklı perspektiflerden bakabilen uzman bir insan kaynağına ihtiyacımız olacak. Bu değişime adapte olabilmek için işlerimizin her kademesinde kadın çalışanların görünür olmasına ve kadın liderliğinin güçlendirilmesine ihtiyacımız var. Bu nedenle Yıldız Holding’de 2020 yılını ‘İnsana yatırım yılı’ olarak belirleyip bu mottoyla yıla başladık. Özellikle kadın çalışanların kendileri için bir kariyer hedefi olarak görmesi ya da kendilerini en üst noktaya taşıyan ve engelleri ortadan kaldıran bir organizasyon olarak tercih ediyor olması bizim en büyük hedeflerimizden biri” diye konuştu. Kadının iş hayatında ve toplumun her alanında güçlenmesinin Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıdığını vurgulayan Mutuş, “Bu nedenle fırsat eşitliği, çeşitlilik ve kapsayıcılık bizim de temel odak noktalarımızı oluşturuyor. Kadın çalışanlarımızın oranı toplam çalışan sayımızın yüzde 37’sini oluşturuyor. Türkiye’de yönetim kurullarımızda yedi kadın üyemiz bulunuyor, bu da sadece Türkiye’de kadın yönetim kurulu üyelerimizin oranının yüzde 12 olduğu anlamına geliyor. Tüm dünyada ise farklı şirketlerimizdeki üst düzey kadın liderlerimizle bu oran yüzde 20’leri aşıyor” dedi.

Üç maddelik manifesto

İş dünyasında fırsat eşitliği ve kadınların güçlenmesi için Türkiye’den ve yurt dışından çalışanların önerilerini de yansıtan Yıldız Holding Kadın Platformu Fırsat Eşitliği ve Kadının Güçlenmesi Manifestosu’nu hazırladıklarını anlatan Mutuş, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu manifestoyla bütün çalışanlarımıza cinsiyetlerinden bağımsız bireyler olarak saygı duyulduğu ve değer verildiği, önyargıdan arındırılmış, ülkeler ve kültürler arası ortak bir şirket kültürünü çalışanlarımızla birlikte yaratma sözü veriyoruz. Manifestomuz, fırsat eşitliği alanında söylem, iş ortamı ve iş birlikleri olmak üzere üç ana eksendeki taahhütlerimizi içeriyor. Söylem ekseninde; fırsat eşitliği konusundaki duruşumuzu söylemlerimize ve iletişim dilimize yansıtmak amacıyla çalışıyor, eşitlikçi ve kapsayıcı bir kurum kültürü inşa etmeyi hedefliyoruz. İş ortamı başlığı altında; kadın-erkek tüm çalışanların, iş yaşamında adil ve güvenli koşullarda çalışabilecekleri bir iş ortamı yaratıyoruz. Ve son olarak iş birliği ekseninde kadınların ekonomik ve sosyal olarak güçlenmesi için dış paydaşlarla etkin işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Kadınların şirketlerimizin yönetim kurullarında ve karar mekanizmalarında daha aktif olması, üst düzey pozisyonlarda daha fazla görev alması için çalışıyoruz. Fırsat eşitliği temelli bu dönüşümü kendimizden başlatarak, tüm toplumda ve paydaşlarımızda kadın istihdamı konusunda önemli bir değişimi tetiklemek istiyoruz. Fırsat eşitliği konusunda izleyeceğimiz temel göstergeler olan; kadın çalışan oranı, kadın yönetici oranı, Yönetim Kurulu’nda kadın çalışan oranı, gelir getiren pozisyonlardaki kadın çalışan oranı, eşit işe eşit ücret oranı, cinsiyete bağlı ücret farklılığı gibi kriterleri yeniden ele aldık. Kadın liderliğinin güçlenmesi konusunda öncelikli aksiyonlara da önem veriyoruz.”

Begüm Mutuş

Pandemi sonrası süreç nasıl iyileştirilir?

2022 hibrit çalışmanın iş hayatında varlığını iyiden iyiye kanıtlayacağı bir yıl olacak. Pandemiyle beraber çalışanların yaşam koşullarında meydana gelen köklü değişikliklerin farklı bir dönemine adım atıyoruz. Bu yeni düzen başta kadınlar olmak üzere herkesi etkiledi. Şirketleri, çalışanlarına hem evde hem de ofisteyken çalışma düzenlerini etkilemeyen, verimliliklerini artıracak ve sağlıklarını iyi yönde etkileyecek imkanlar sunmaya yönlendiriyor.

Katılım ve Çeşitlilik

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği konusu gündemimizde. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi'nin hızlı toplumsal cinsiyet eşitliği değerlendirmesi Türkiye raporunun bazı temel bulgularına göre:

Kovid-19 salgınından sonra kadınlar iş kaybını erkeklerden çok daha fazla deneyimledi. Kadınların ücretsiz bakım yükü iyice arttı.

Kovid-19 iş gücü piyasasında zaten var olan eşitsizliklerin şiddetini artırıyor.

Kadınlar ev içi emek ve cinsiyete dayalı ev işi bölümünde daha çok zaman ve emek harcıyor.

Kadınlar mental ve duygusal sağlıkları açısından Kovid-19'dan daha fazla negatif etkilendi.

Kadınlar erkeklerden daha fazla şiddete maruz kaldı.

15 yaş ve üstü 59 milyon 900 bin kişilik nüfusun içinde yer alan kadınların yüzde 73'ü iş gücü piyasasının dışında yer almakta. Bu durum ev  bakım işleriyle meşgul olan çalışmayan ama evli kadınların mensubu oldukları hanelerin krizden, eşlerine bağlı olarak dolaylı bir şekilde etkileneceğini de gösteriyor.

BM Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadınların Güçlenmesini Birimi Başkan Yardımcısı Anita Bhatia, "25 yıl uğruna mücadele ederek kazandıklarımız bir yıl içinde yitirilebilir" diyor. Dolayısıyla kadın istihdamını ve kadına yönelik farkındalığı artırmak, erkek işi olarak görülen işlere karşı bakış açısını değiştirilmek adına projeler gerçekleştirmek önemli unsurlardan. Evdeki bakım yükü arttıkça, yüksek düzeylerde kadınları görme ihtimali düşer.

Kurum içi politikalara bakılmalı. Şirketlerin bu konuyu ele alarak proje grupları oluşturarak tüm çalışanlara önemli destekler vermeli. Doğum izninde eşitlik gibi. Erkeğe bir hafta izin verdiğinizde, evdeki işi kadına yüklüyorsunuz. Kreş desteği olmalı. Çocuğa bakacak kimse olmadığı için işten ayrılıyor kadın. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği, Yanındayız, Kagider gibi STK'larla ortak çalışılıp proje üretilmeli. Örneğin Yeniden BİZ çocuktan sonra istihdamdan düşen kadınları yeniden iş hayatına almak için çalışıyor. Önceliği toplumsal ve ekolojik fayda olan girişmlere sosyal girişimler deniyor. Bunu bir ürün ya da hizmet ile yapıyorlar. 9 bin sosyal girişim var. Kurucularının yüzde 55'i kadın. Normal geleneksel kurumlarda yüzde 18. Bu alanda gelecek var.

Pınar Yarar

4C1H kurucusu ve kültür tasarımcısı