Ekonomi Köprü ve limanlar öksüz kaldı

Köprü ve limanlar öksüz kaldı

01.09.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Köprü ve limanlar öksüz kaldı

Köprü ve limanlar öksüz kaldı

       GALATASARAY Lisesi'nde iki okul arkadaşıydı onlar. İTÜ'de mühendislik okudular. Sonra çok iyi anlaşan iki ortak, iki can yoldaşı oldular ve 78 yıl süreyle birbirlerinden kopmadılar. Kurdukları STFA firmasına yine birlikte adlarını verdiler: Sezai Türkeş - Fevzi Akkaya. Türk müteahhitlik tarihinde önemli işlere imza attılar. Şantiyeler, onların evleri oldu.
       İki can yoldaşından Sezai Türkeş, arkadaşını yalnız bırakarak dün vefat etti. 90 yaşında iken geçirdiği rahatsızlık sonucu ölen Sezai Türkeş, dolu dolu yaşadığı hayata veda ederken arkasında ortağıyla birlikte yaptığı eserleri bıraktı.
       Karayollarında yapılan çok sayıda köprü ve Türk limanları onların eseri. Barajlar, havaalanları ve birçok ünlü projenin sahibi oldular.
       Libya'da büyük mücadeleyle yapımını üstlendikleri Tripoli limanıyla yurt dışına açılan ilk Türk müteahhitlik şirketi oldu STFA. Daha sonra sonra dünyanın dört bucağına yayıldılar ve kendi alanlarında öteki Türk firmalarına öncülük ettiler.
       Sezai Türkeş'in ölümü başta taahhüt sektörü olmak üzere iş dünyasında büyük üzüntü yarattı. Türkeş'in, cenazesinin yarın öğleyin Levent Camii'nde düzenlenecek törenin ardından toprağa verilmesi bekleniyor.

       1908 yılında Kıbrıs Lefkoşe'de doğan Türkeş, 1932 yılında, o dönem adı Yüksek Mühendis Mektebi olan İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi'ni bitirdi.
       1934-1938 yılları arasında serbest çalışırken Doğu ve Orta Anadolu'da demiryolu, havayolu ve köprü inşaatlarında görev aldı. 1938 yılında sınıf arkadaşı Fevzi Akkaya ile "Yüksek Mühendis Sezai Türkeş - Fevzi Akkaya İnşaat Müteahhitliği"ni kurdu.
       Günümüzde bünyesinde taahhüt, endüstri, ticaret ve turizm alanlarında faaliyet gösteren 40'ı aşkın şirketin yeraldığı STFA Holding A.Ş, iki arkadaşın ortak girişiminden doğdu.

       İki arkadaş, inşaat ve taahhüt alanında Türk iş hayatında "alınan işi mutlaka zamanında ve iş kalitesinden fedakarlık etmeden bitirmek, her işi yeni bir teknolojik yaklaşımla daha kaliteli, daha erken ve daha ucuz yapmaya yönelmek ve alınan her işte dürüstlükten taviz vermemek" gibi ilkelere imza attılar.
       Ayrıca, bu yaklaşımları sayesinde, iş hayatları boyunca mühendislik sektörüne 500'ün üzerinde yeni buluş getirerek adlarına patent aldılar. Bu buluşların bir kısmı mühendislik literatürüne geçerken, bazıları ise Türk tezi olarak tanındı.
       STFA Grubu, mühendislik alanında Türkiye'yi dış ülkelerde temsil etme konusunda öncülük de yaptı. 1971 yılında Libya'da kazanılan Tripoli Limanı ihalesi ile STFA, yurtdışına açılan ilk Türk müteahhiti unvanını kazandı. Projeyi, bu ülkede gerçekleştirilen birçok iş takip etti.
       Libya ile Suudi Arabistan, Tunus, İran, Mısır, Lübnan, Türkmenistan'da birçok proje başarıyla tamamlanırken, 1992 yılında Pakistan'da yol ve deniz inşaatları ihalesini kazanan STFA, bu ülkede iş alan ilk Türk müteahhiti de oldu.

       STFA grubu tarafından yurtiçi ve yurtdışında barajlar, otoyollar ve havaalanları, limanlar gibi büyük yatırımların da içinde bulunduğu 100'e yakın projeye imza atıldı.
       İstanbul Galata Köprüsü, Kınalı-Sakarya Otoyolu'nun çeşitli bölümleri, Kuzey Haliç Kollektörleri tamamlanan projeler arasında bulunurken, Sazlıdere Barajı inşaatı gibi halen yurtiçi ve yurtdışında 20'yi aşkın projenin çalışması da sürdürülüyor.
       Sezai Türkeş, bilimsel çalışmaları ve iş hayatındaki başarıları nedeniyle 3 üniversite tarafından doktora unvanına layık görülürken, devlet tarafından kendisine ayrıca "Üstün Hizmet Madalyası" verildi.
       Türkeş, kaybettiği eşi İnanç Türkeş'in adına, kızı Tomris Taşkent ile 1990 yılında, "maddi imkansızlıkları nedeniyle yeterli eğitim fırsatı bulamayan çok üstün zihinsel yeteneklere sahip çocuklara" özel eğitim sağlamak amacıyla, İnanç Vakfı'nı da kurdu.

       ŞİLE yakınında, Sait Faik'in hikayelerine de konu olan Alemdağ'da yaşayan iki arkadaş Fevzi Akkaya ile Sezai Türkeş'in çalışma hayatlarında, sürekli 5 vazgeçilmez koşul yer aldı. İnsan, makine, malzeme, metod ve para idi bu 5 şart. "Reis" diye kendisine hitap edilen Fevzi Akkaya, bir yazı dizisinde Sezai Türkeş'i şöyle anlatıyor:
       "Onun en büyük özelliği, beyninin çalışma genişliği ve hızı. Bir konuyu konuşurken, siz daha başlangıç cümlelerindeyken hemen cevaba geçer. Siz, tam anlatamadım diye telaşlanırsınız. Oysa o, sizin iki başlangıç kelimenize bakarak sonucu kavramıştır. Ne var ki, dili, beyninin süratine yetişemez. Zihninden geçen 30 kelimelik sürede, sizden bu üç kelimeyle o 30 kelimeyi anlatmanızı bekler. Müthiş bir hayal gücü vardır.

       STFA ile Libya yolu 1971'de açılınca onu yine bir Türk firması ENKA izledi. ENKA'nın sahibi Şarık Tara, Sezai Türkeş ile Fevzi Akkaya'dan çok şeyler öğrendiklerini, Türk mühendisliğinin bugün geldiği düzeyde bu ikilinin çok çok önemli rolü bulunduğunu söyledi ve bir anısını şöyle anlattı:
       "1960'larda Adapazarı'nda inşa edilecek Uniroyal fabrikası ihalesine bizimle birlikte STFA da girmişti. Onlar, 12 milyon lira fiyat biz de bundan 50 bin lira daha ucuz vererek ihaleyi kazandık. Sezai Bey'e 'Aynı fiyatı verirseniz, ihaleyi size bırakırız' teklifi yapıldı. Ancak Sezai Bey, 'Hayır, bu olmaz, siz gençlere verin, onlar iyi hesaplamışlar' dedi. İki arkadaş, bildikleri şeyleri hiç kıskanmaz, herkese yardım ederlerdi. Türk mühendislik alanına, gerçek mühendisliği, ciddiyeti, doğruluğu ve saygın rekabeti onlar getirmiştir."

       TÜRK Müteahhitler Birliği Başkanı Kadir Sever de Sezai Türkeş'in ölümünün büyük kayıp olduğunu belirtirken, "1930'lardan itibaren mühendislik alanında ne yenilik geldiyse Sezai Türkeş ve Fevzi Akkaya'nın eseri olmuştur. Köprü, menfez ve liman inşaatları onların ihtisas alanıydı. Dünyaya açılmada herkese öncü oldular" dedi. Sever, Sezai Türkeş'in şahsında STFA ile ilgili görüşlerini şöyle anlattı:
       "Özellikle köprü ve liman inşaatında 'tetrapot' denilen ve deniz içinde dalganın ve rüzgarın hızı ne olursa olsun büyük dayanma gücüne sahip üçlü ayak buluşlarıyla bu alanda büyük gelişme sağlamışlardır. Sezai Türkeş daha çok proje oluşturmada Fevzi Akkaya ise finansman sağlamada birbirlerini tamamlayan iki arkadaş olarak eşsiz hizmetler görmüşlerdir. Son olarak Haliç Köprüsü inşaatında Karayolları ile düştükleri muhalefet yüzünden zora girdiler. Oysa, Karayolları, bu konuda STFA'ya haksızlık yaptı kanaatindeyim."