Ekonomi Mafyaya bulaşan teşhir edilsin

Mafyaya bulaşan teşhir edilsin

21.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Mafyaya bulaşan teşhir edilsin

Mafyaya bulaşan teşhir edilsin

Mafyaya bulaşan teşhir edilsin
       SON dönemde kamuoyunda en çok seslendirilen konu işadamı - mafya ilişkisi. Kimi işadamlarının ekonomik çıkarları için mafyanın önde gelen isimlerini devreye sokması toplumda işadamları için genel olumsuz bir şablon oluşturmaya başladı.
       Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Türkiye'nin en büyük işadamı örgütü. Derneğin Başkanı Muharrem Kayhan'la mafya - işadamı - siyasetçi üçgenini konuştuk. Kayhan son dönemde ortaya çıkan tablodan olduça rahatsız. Şunları söylüyor:
       'Densiz bir tüccarın yaptıkları bütün işadamı müessesesini lekeliyor. Aynı şey siyaset içinde geçerli. Yine bir iki kişi yüzünden Türkiye'nin geleceğini emanet ettiği insanlar yani siyasetçiler topyekün yargılanıyorlar. Böyle olunca kurumlar lekeleniyor. Oysa Türkiye'de her şeye rağmen bağımsız yargı var. Bu ülkenin Meclisi var. Kanun dışı iş yapanlar son dönemde de gördüğümüz gibi mutlaka bir hakim cübbesiyle karşı karşıya kalıyorlar. Şu anda yumağın bir ucundan tutuldu. Bunun çekilmesi, olayın en sonuna kadar gidilmesi lazım. Mafyaya bulaşan, onunla iş yapan her kimse teşhir edilmeli. Bundan Türkiye karlı çıkar. Türkiye'nin bütün kurumları özeleştiri sürecine girmeli. Ve bu işe bulaşmış çürüklerini tasfiye etmeli.'
       Kayhan burada ilginç bir örnek veriyor: 'Tuhafiyeci dükkanındaki adam kız kaçırıyor tekstilci kaçırdı oluyor. Bankadaki kavas öldürülüyor, bankacı öldürüldü deniyor. Akla karayı iyi ayırmalı.'

       TÜSİAD'ın toplumdaki kirlenmeye karşı bir de önerisi var. TÜSİAD kurumsal olarak kendisinin de benimsediği bu ilkeleri şimdi Türkiye'ye de önediyor.
       OECD ülkelerinde yönetimde ahlaki standartların uygulanmasını teşvik etmek amacıyla kurulan PUMA'nın (Public Manangment) belirlediği 'Etik Altyapının 8 Temel öğesi'ni bunlar. Siyasi kararlılık, etkin bir yasal düzenleme, etkin şeffaflık mekanizmaları, işleyebilir davranış kuralları, profesyonel sosyalleştirme mekanizmaları, uygun çalışma koşulları, ahlak koordinasyon kurulu, aktif bir sivil toplum bu hareketin ana başlıkları.

       Kayhan bu arada siyasetçi ile işadamı arasındaki ilişkinin de yeniden tanımlanması gerektiğini söyledi. Siyasetçi ile ilişkide olmanın iş yapmanın şartı olmaması gerektiğini belirten Kayhan kurumlar arası mesafenin yetki sınırlarının iyi belirlenmesi gerektiğinin de altını çizdi. Kayhan, ayrıca iktidara yakın ya da uzak olmaya göre iş almanın da baz olmaması gerektiğinin altını çizdi.

       TÜSİAD OECD ülkelerinde yönetimde ahlaki standartların uygulanmasını teşvik etmek amacıyla kurulan PUMA'nın (Public Manangment) belirlediği 'Etik Altyapının 8 Temel öğesi'ni Türkiye'de temiz toplum için öneriyor:
       1. Siyasi karar lılık: Politikacıların etkin desteği ve ahlaksız davranışların tolere edilmeyeceğine dair bir uyarısı olmadan, bunların önüne geçilemez. Günümüzde OECD ülkelerinin bu konudaki tüm girişimleri siyasi olarak en üst düzeyde desteklenmiştir. Amerika'da Dürüstlük Kurulu ("Council on Integrity and Efficiency") kurulmuş, İngiltere ve Portekiz'de de buna benzer komitelerle bu girişimlere devlet öncü olmuştur.
       2. Etkin bir yasal düzenleme: Kamu hizmetleri çalışanlarının uyması gereken kuralların açık olması, tüm vatandaşlara eşit şekilde uygulanması gerekir.
       3. Etkin şeffaflık mekanizmaları: Şeffaflık mekanizmaları, hükümet faaliyetlerinin amaçlarına uygun hareket ettiğini, istenilen sonuçların alınıp alınmadığını kontrol eder. Yazılı kayıt tutulmasının kontrolü, denetleme ve başarı profili yöntemleriyle kuruluşların etik kurallara uygunluğunu inceler. Bu mekanizmaların, ahlak kurallarını teşvik etmesi ve ahlak kurallarına uygun olmayan davranışları zorlaştırıp, bunların daha kolay ortaya çıkartılabilmesi için yöntemler geliştirmesi gerekir.
       4. İşleyebilir davranış kuralları: Basit davranış kuralları, kamu hizmetleri çalışanlarının karşılaştığı ahlaki sorunları çözmeye yetmez. Ancak her alanda aynı kurallar da işlemeyebilir. Örneğin, Savunma Bakanlığı'nda çalışan bir görevlinin karşılaşacağı tehditler, sosyal güvenlik alanında çalışan birininkiyle aynı olmayabilir. Bazı OECD ülkeleri (Avustralya, Yeni Zelanda) her kuruluşun amacına uygun davranış kuralları koymayı kendisine bırakmış, bazı ülkeler ise (Hollanda ve Norveç), kuruluşlara dayalı standart kurallar geliştirmiştir.
       5. Profesyonel sosyalleştirme mekanizmaları: Kamu hizmetleri çalışanlarının, ahlaka uygun davranış kuralları konusunda eğitilmesi, bu konuda özellikle yöneticilerin örnek davranışlar sergilemesi gerekir.
       6. Uygun çalışma koşulları: Her ne kadar maddi tatminsizlik, ahlaksız davranış için bir gerekçe olmasa da; eğer kamu hizmetleri çalışanları kendilerini güvensiz hisseder, veya fazla çalışmasına rağmen çalışmasının karşılığını maddi olarak yeterince alamadığını hissederse, ahlaki kurallara uyma olasılığı düşer.
       7. Ahlak koordinasyon kurulu: Bu kuruluşlar, araştırma (örneğin Wales Independent Commission Against Corruption), danışman (örneğin United Kingdom Committee on Standars in Public Life; United States Office of Government Ethics), veya ahlaki kuralların yaygınlaştırılmasında öncü olarak (Norwegian Department of Public Administration) görev yapabilirler. Ancak böyle kuruluşların varlığı, yöneticilerin kendilerini tamamen onlara bırakıp, bir çaba göstermemeleri sonucunu doğurmamalıdır.
       8. Aktif bir sivil toplum: Medya ve vatandaşların da birer denetleyici gibi davranması, buna bağlı olarak da her türlü bilgiye kolay ulaşılabilmeleri gerekir.