Trabzonspor’la ilişkilerini üyelik ya da taraftarlık düzeyinde tutanlar arasında, kulübün geleceğiyle ilgili kaygı duyan sorumluluk sahiplerinin sayısı belli ki, anlık başarılarla ilgilenenlerden bir hayli fazla.

Tersi olsa, Mersin İdmanyurdu ve Lokerengalibiyetleriyle, hem ligde hem de Avrupa’da iddiasını sürdürebilir boyuta gelen takımı,Gaziantepspor maçında izlemek isteyenler tribünleri doldururdu.

Bir gün önceki Divan Genel Kurulu’nda en yetkili ağızlardan açıklanan ve birkaç ayda 100 milyon lira dolayında artan borç miktarı ve özellikle bu yüzden zaman zaman amacını aşan karşılıklı sert ifadeler nedeniyle ortamı geren eleştiriler sonrası oluşan karamsar tablo ortada.

Haberin Devamı

Bu durumda takım kazanmış, kaybetmiş ya da beraberliği uzatmaların son saniyelerinde yakalamış, 4 gol atmış, 4 gol yemiş, öncelikli sorunu değilsorumluluk sahiplerinin! Fatura Mustafa’ya, Zeki’ye kesilmiş. Hocanın raporu yokmuş. Yönetimin tasarrufuymuş vs.

Belli ki olayın bu boyutuyla ilgilenecek, buna öncelik verecek çok fazla kişi yok. Başkan’ın önceliğidir bu iş kuşkusuz! Zira dördüncülüğü beğenmediğini belirttiği lig sonu değerlendirmesinde, kendisini bağlayan, “Eğer zirve mücadelesinin direkt içinde yoksak, Aralık’ta gideriz” sözü var ortada. Ayrıca, şu aşamada maç skorları konusunda başkan kadar, kayıtsız koşulsuz yörüngesindeki bazı yöneticiler, Teknik Direktör, CEO ve bir de son görev sıfatıyla Menajer de çok hassastır, o kadar!

Neyse ki, yönetim içinde sözünü ettiğimiz çoğunluğun hassasiyetini taşıyanlar da var. Mali İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Abdi Serdar Üstünsalih, Divan Kurulu üyelerini bilgilendirirken, borcun son bir kaç ayda yeniden yapılandırılan kredilerle 30 milyon Euro artarak 273 milyon Lira’ya yükseldiğini belirtti ve çok dikkat çekici şeyler söyledi:

"Borçlanma ile ilgili bir tüzük çalışması yapılmalı. Bunu Divan Kurulu’na ilettik. Yönetimlerde başarıya odaklı bir hırs oluşuyor. Bu da kulübü borçlandırmaya itiyor. Tüzüğümüzde bunu engelleyici bir durum söz konusu değil. Kulübün büyüklüğüne bakıldığında tüzüğe böyle bir madde koyulmalı. Bütçeleri onaylayanlar delegelerimiz. Kulüp en fazla bütçenin yüzde 10’u kadar borçlanmalı. Böyle olursa kulübün yönetilmesi de kolay olur.”

Haberin Devamı

Üstünsalih, öyle ilkokul terk falan değil, beyanına göre iki üniversite bitirmiş, iki yüksek lisans yapmış, 29 yıllık bir finansçı. Trabzonsporluluğu, yöneticiliği vs bir yana, finans konusundaki onca deneyimiyle söylediği bu sözler, yaptığı bu uyarılar, kulübün geleceğiyle ilgili ne denli tehlikelerin söz konusu olduğunun ilk ağızdan habercisi.

Başkan Yardımcısı, böylelikle, bir taraftan bizim anladığımız dille ve özetle, adeta “Bizi durdurun!” diyor. Diğer taraftan ait olduğu yönetim, bütün bunları yok sayıp, Başkanı'nın da onayladığı ve “en azından yarısını yapmazdım” dediği onca yanlışlarına, üstelik aralarından ayrılan yol arkadaşlarının uyarılarına rağmen, sırf gelecek seçimlere dayalı hesaplarla, tüzüğe aykırı uygulamayla üye yapıyor ve Divan Kurulu’ndan bu konuda destek bekliyor.

Haberin Devamı

Bu çaba, Özkan Sümer’in, “Kumarbaz marifeti” benzetmesi dışında tümüne imza atacağımız -ki biz Sihirbaz Marifeti derdik- Divan Kurulu konuşmasında dikkat çekiği, “itibarsızlaştırma, siyasallaştırma, yalnızlaştırma ve kendinden uzaklaşma” gibi tehlikelerle iç içe bulunan Trabzonspor’un, “Bir kimsenin sahip olacağı değil, ait olacağı yerdir!” anlayışıyla ters duran ve bir merkezden yönetilecek üye profili oluşturma çabasından başka bir şey değildir!

Toplanan imzalara, eksik evrak yöntemiyle uygulanması engellenen yargı kararına ve bu gidişle zirve yarışının direkt içinde yer alamama halinde gereğinin yapılmasıyla ilgili verilen söze rağmen, sadece renk aşkı ve hizmet sevdasıyla açıklamanın mümkün olmadığı bir inat ve ısrarla belli ki bu trenkaranlığa doğru yol almaya devam edecek.

Devam edecek ve maalesef; daha önce durak ya da gar gibi uygun yer beklemeden birçok kişiye yol verilen bu trenden, bundan sonra indirilecek ilk kişi, rayların yönünü değiştirme çabasında kendi çapında direnen Üstünsalih olacak.

Demedi demeyin!