Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Neden makyaj yapıyor-sun?’ diye sorgulanıp ‘disiplinsizlik ve ahlaki durum’ gerekçesiyle ordudan uzaklaştırılınca intihar eden (7 Kasım 2012) bir çocuk annesi Üsteğmen Nazlıgül Daştanoğlu’na baskı yapan ve göz yuman generaller de FETÖ’cü çıktı. Sürpriz mi? Hiç değil? Ordu içinde özellikle de Hava Kuvvetleri’ndeki vatansever subay, astsubaylara dönük bu tezgâh yıllardır biliniyordu. Nazlıgül üsteğmenin intiharı da bunun kırılma noktasıydı. Çünkü onun gibi Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nca yürütülen ‘iffetsizlik’ sorgulamalarıyla, özel hayatları didik didik edilerek ordudan atılan ve gördükleri psikolojik baskı nedeniyle intiharın eşiğinden dönen yüzlerce asker vardı. Hepsine yöneltilen ortak tek soru da şuydu:

Haberin Devamı

Kadın-erkek ilişkileri, eşini aldattın mı, bilmem kiminle yattın mı? Kanıtlar da saçma sapan video görüntüleri ve isimsiz mail ihbarlarıydı.

Kirli tezgâh sadece bu da değildi. Yine amir veya üste nezaketsizlik, selamlama ile ilgili kurallara riayet etmemek, kendini geliştirmede yetersiz kalmak, olmadığı halde bir rahatsızlığı varmış gibi davranmak, kılık ve kıyafeti bozuk olmak, saygısız davranmak gibi içeriği esnek olan ve kararı amire bırakan, yani iki dudak arası cezalarla binlerce asker ordudan atıldı. Hem de bunun böyle olacağının Disiplin Yasası (16 Şubat 2013)çıkmadan önce uyarılmasına rağmen... Örneğin TEMAD Başkanı Ahmet Keser, Ocak 2013’deki konuşmamızda çekincesini çok net ifade etmişti:

“Amirlerin subjektif düşüncelere dayanarak cezalandırma işlemi yapabilmeleri mümkün. Buna dayanılarak ayırma cezası verilmesi yanlış.”

Tabi dikkate alınmadı. Yasa çıktı ve FETÖ’cü amirler “18 puan disiplinsizlik notu alan asker TSK’dan atılır” hükmü uyarınca vatanını seven subay astsubayları tek tek attı, kalanını da baskı altında tuttu. Tabi gidenlerin yerlerine de FETÖ’cüler yerleştirildi. Yani uyaranlar haklı çıktı. Bugün geldiğimiz nokta da ortada...

Derhal kaldırılmalı

Bu gelişmeler üzerine TEMAD Başkanı Ahmet Keser’le bir kez daha konuştuk. Yasa çıkmadan önce bize söylediklerini iktidar partisinin yetkililerine de ilettiklerini ama önemsenmediğini anlatan Keser, çıktıktan sonra gittikleri dönemin başbakan vekili Bülent Arınç’ın da konuya “Yasa çıkmış artık, Abdullah Bey de (Cumhurbaşkanı) onaylamış, Kemal Bey’e (CHP lideri) söyleyelim de Anayasa Mahkemesi’ne götürsün” diye yaklaştığını söyledi. Bu duyarsızlıkla çıkan ve halen yürürlükte olan Disiplin Yasası’yla FETÖ’cü amirlerin mahiyetindeki vatansever askerleri tasfiye ettiğini belirten Keser, şöyle devam etti:

Haberin Devamı

“Dikkat ederseniz darbecilerin büyük bir kısmı personelci. Tutuklanan generallerden Korg. İlhan Talu son, Korg. Metin İyidil bir önceki Genelkurmay Personel Başkanı’ydı. Niye? Bütün generaller nereye tayin edilecek, kim kızağa çekilecek ve bütün kanunlar nasıl, niye çıkar hepsi bunların başının altından çıkıyor. Disiplin Yasası da bunların eseriydi. Metin İyidil kurmay albayken de Kurmay Şube Müdürlüğü yaptı, o dönemde de bütün kurmayların terfileri, tayinleri ondan geçti. Bitirmek istediklerini bitirdiler, yükseltmek istediklerini yükselttiler, memleketi de bu hale getirdiler.”

Haberin Devamı

İşte bu nedenlerle de öncelikle Disiplin Yasası’nın yürürlükten kaldırılması gerektiğini söyleyen Keser’in gerekçesi ise şuydu:

“Şu anda TSK’da FETÖ’cüler ve art niyetliler hâlâ var, daha tam temizlenmedi...”

Bu uyarıya dikkat!

Yeni darbe tehdidi nedeniyle tüm kışlaların giriş çıkışları beton bloklarla ya da iş makineleriyle kapalı. Yani ülke genelinde toplumdaki teyakkuz durumu devam ediyor. Bu demokrasiye sahip çıkma açısından çok kararlı bir duruş ve gösterge ancak çok da dikkatli ve duyarlı olunması gereken bir durum. Zira bir askeri yetkili
diyor ki:

Silahlı Kuvvetler kendi içerisinde ve toplumla psikolojik catışma yaşıyor. Her kışlanın önünde şu anda beton bariyerler, kamyonlar var. Ancak artık kaldırılması lazım. Çünkü olaya sadece İstanbul Hasdal, Esenyurt ya da Ankara Etimesgut’taki falanca birlik olarak bakmak ve değerlendirmek yanlış, aynı engellemeler Doğu ve Güneydoğu’daki askeri birlikler içinde geçerli. Yani toplumda ‘kışlaların önünü işgal edersek, bunlara adım attırmayız’ psikolojisi yerleşmiş durumda. Yarın bir gün bu güçler misyonunun dolduğunu düşünüp çekildiğinde bu psikoloji toplumdan kalkacak mı? Kalkmayacak. Peki ya bu psikoloji bölgede teröristleri destekleyen gruba yerleşirse...