Gündem ‘Artık geri dönüş yok’

‘Artık geri dönüş yok’

05.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:

Marmara Denizi’ndeki çevre felaketinin ‘göz göre göre’ geldiğini belirten Hidrobiyolog Artüz, “Marmara foseptik çukuru olarak belki simsiyah bir renge bürünecek, belki de müsilajların eksik olamadığı bir iç deniz haline gelecek” dedi

‘Artık geri dönüş yok’

Mert İnan -  Marmara Denizi’nin son dönemde karşı karşıya kaldığı deniz salyası ve kirlilik sorununa ilişkin Marmara Çevre İzleme Projesi (MAREM) kapsamında 9 kapsamlı rapora öncülük eden Hidrobiyolog Levent Artüz, Milliyet’e yaptığı açıklamada “Marmara bundan sonra foseptik çukuru olarak belki simsiyah bir renge bürünecek, belki de müsilajların eksik olamadığı bir iç deniz haline gelecek” dedi.

Haberin Devamı

Marmara’daki çevre felaketinin ‘göz göre göre’ geldiğinin altını çizen Artüz, “Haliç, gözlerimin rengi gibi masmavi olacak’ diyen belediye başkanı Haliç’in çamurunu kollektörler aracılığı ile Marmara’ya taşıdı. Marmara’nın alt akıntısı sayesinde çamur tabakanın Boğaz’dan Karadeniz’e akacağı söyleniyordu. Oysa ki, alt akıntıyla sadece yüzde 10’luk bir su kütlesinin aktığını hesaplamadılar. Diyelim ki alt akıntı tüm çamuru Karadeniz’e taşımış olsa sonuç ne olacaktı? Benzer görüntülere Karadeniz’de tanık olacaktık. Bu yanlış proje nedeniyle Marmara’da 1989 yılında eşi benzeri görülmemiş balık ölümleri yaşandı. Haliç çamuru ekosistemi bozdu, mevcut türlerin tükenmeye başladı. Tür çeşitliliği azalınca da mevcut tablo ortaya çıktı” diye konuştu.  Bunca yıldır yapılan uyarıların dikkate alınmadığını söyleyen Artüz, şunları söyledi:  “2000’lerin başından itibaren Marmara Denizi’nin foseptik çukuruna dönüşeceğini söyledik ancak kimse durumu ciddiye almadı. Bu saatten sonra Marmara Denizi kurtarılamaz. Kuzey Ege, Marmara Denizi’nin 20 yıl önceki durumunda. Şayet gerekli önlemler alınmazsa 20 yıl sonra Kuzey Ege’de müsilaj kirliliğini görmeye başlarız. Ufacık oteller iki boru sıkıştırıp derin deşarj yaptığını söylüyor.

Haberin Devamı

Denge bozuldu

Ülke genelindeki atık su arıtma tesislerinin neredeyse tamamı ön arıtma dediğimiz sistem, yani çökertme havuzlarından oluşuyor. İstanbul ve çevre illerin suyunu arıtılıp neden denize basılıyor? Çimento fabrikalarına, park, bahçe, yol sulamalarına kullanılması gereken tatlı suyu denize basarsan bu tabloyu yaşarsın. Aynı hatayı Ergene’de uygulamak istiyorlar.

Marmara Denizi’ndeki tek sorunun balık türlerinin yok olması değil. Ortamdaki denge bozuldu. Yemediğimiz, içmediğimiz onlarca canlı türü yok oldu. Artık geriye dönüş kesinlikle yok. Marmara Denizi evrilecek. Bu evrilmenin simsiyah bir su tabakası mı, salyalı bir deniz mi yoksa yumurta çürüğü kokan bir alan mı, olacağını birlikte göreceğiz..”