Gündem Eski örgüt mensubundan çarpıcı itiraflar: Demirtaş'ın çağrısı olmasaydı ölümler yaşanmayabilirdi

Eski örgüt mensubundan çarpıcı itiraflar: Demirtaş'ın çağrısı olmasaydı ölümler yaşanmayabilirdi

07.01.2021 - 23:57 | Son Güncellenme:

Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında olduğu 108 sanıklı Kobani iddianamesinde tanık olarak yer alan eski PKK/KCK mensubu K.G, Demirtaş ve diğer HDP'lilerin, Kobani bahanesiyle sokağa çıkma çağrıları yapmasalardı olaylarda insanların ölmeyeceğini ifade etti.

Eski örgüt mensubundan çarpıcı itiraflar: Demirtaşın çağrısı olmasaydı ölümler yaşanmayabilirdi

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Kobani olaylarına ilişkin iddianamede, tanık olarak yer alan eski PKK/KCK mensubu K.G, 37 kişinin hayatını kaybettiği 6-8 Ekim provokasyonuna giden süreçte Demirtaş başta olmak üzere HDP'li yöneticilerin rolünü anlattı.

Haberin Devamı

"Serhıldan" adı verilen, molotof, taş, havai fişek, el yapımı patlayıcıların kullanıldığı sokak eylemlerinin terör örgütü PKK'nın üst yapılanması KCK tarafından planlandığını belirten K.G, sözde Kandil yönetiminin onayı alındıktan sonra bu eylemlerin gerçekleştirildiğini aktardı.

K.G, bu eylemlerin kimi durumlarda KCK çatısı altında faaliyet gösteren siyasi parti yetkililerince yapılabildiğini aktararak, "Serhıldan eylemleri için örgüt çoklu konsepti de esas alır. Bu, siyasi parti, gençlik ve silahlı örgüt mensuplarının katılımıyla gerçekleşir. Her ne kadar halk inisiyatifi ya da siyasi parti temsilcileri olarak açıklamalar yapılsa da serhıldan süreçlerinin başlangıcı Kandil yönetiminin talimatıyla gerçekleşen örgütsel bir faaliyettir." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

"KCK, Demirtaş'a talimat verdi"

Türkiye'de, Suriye'dekine benzer bir iç savaşın çıkması için Kobani olaylarından önce Kandil'in isteği üzerine HDP'li yöneticilerce sözde özerklik ilanı yapıldığını hatırlatan K.G, bu kapsamda halkı sokağa çıkarmak için Demirtaş'a da talimat verildiğini ileri sürdü.

K.G, Demirtaş'ın örgütten aldığı talimat doğrultusunda 30 Eylül 2014'te Kobani ziyareti sonrası Türkiye'ye geçtiği sırada, "Bu bir yalvarma değildir. Bu bir minnet değildir. Tarihi direnişe hep birlikte katılalım. Tarihi direnişi hep birlikte yapalım ki tarih ittifakı da tarih birliği de oluşturma fırsatımız olsun." şeklinde açıklama yaptığını belirtti.

Tanık K.G, "Demirtaş ile Kobani'ye giden siyasi heyette yer aldığını bildiğim Kamuran Yüksek, örgüt üst yönetiminden aldığı talimatları burada Selahattin Demirtaş'a aktarmak üzere görevlendirildi. Görüşme sonrası Demirtaş, söz konusu açıklamayı yaptı. Örgüt üst yönetimi, HDP, DTK, DBP, HDK ile MYK ve PM üyeleri ile İbrahim Ayhan, İbrahim Binici, Fatma Kurtalan, Gültan Kışanak ve Emine Ayna ile terör örgütü güdümünde faaliyet gösteren STK'ler de Selahattin Demirtaş'ın yaptığı çağrı sonrası ANF üzerinden serhıldan eylemlerine destek verilmesi için açıklama yaptı." bilgisini paylaştı.

Haberin Devamı

"Çağrıların açacağı sonucu HDP'liler biliyordu"

Kobani olayları sırasında HDP'li yöneticilerin yaptığı sokağa çıkma çağrılarının eylemlerin şiddetini arttırdığına dikkat çeken K.G, şöyle devam etti:

"HDP, DBP MYK ve PM, DTK ve Selahattin Demirtaş, bu şekilde açıklama yapmamış olsaydı 6-8 Ekim olaylarındaki serhıldan eylemlerinin şiddeti bu denli olmaz ve ölümler yaşanmayabilirdi. HDP MYK'sı ve eş başkanları, bu çağrıları her ne kadar demokratik bir tepki gibi göstermiş olsalar da Kandil üst yönetimi tarafından serhıldan komitesi hazırlıkları ile gerçekleştirilecek çatışma ortamına yönelik çağrılarıydı bunlar. Çağrılar sonucunda örgütün gençlik, kadın ve öz savunma birimlerinin, olaylara katılacaklarını her örgüt mensubu gibi HDP MYK, PM üyeleri ve eş başkanları da bilir. Bu şekilde gerçekleştirilen eylemlerin yakma, yıkma, öldürme, yaralama, kamu malına zarar verme gibi şiddet olaylarının başlayacağını başından beri her örgüt mensubu ve HDP, MYK, PM ve eş başkanları bilirler. Olaylarda silah, bıçak, molotof, el yapımı patlayıcılar kullanılacağını da bilirler."

Haberin Devamı

Tanık K.G. ayrıca, HDP'nin yanı sıra PKK'nın çizgisinde siyaset yapan diğer oluşumların MYK ve PM toplantılarına sözde KCK Türkiye sözcülerinin de katıldığını ifade etti.

Öte yandan, "azmettirici" sıfatıyla iddianamede yer alan 108 sanık, 6-8 Ekim olayları sırasında Türkiye genelinde yaşanan eylemlerden sorumlu tutuluyor. Bu kapsamda sanıkların, 38'er kez "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına" çarptırılması talep ediliyor.

GİZLİ TANIK MAHİR, PKK'NIN DEMİRTAŞ'A VERDİĞİ TALİMATLARI DEŞİFRE ETTİ

Kobani bahanesiyle 6-8 Ekim 2014'te düzenlenen sokak eylemlerine ilişkin 108 sanıklı davanın iddianamesinde, ifadelerine yer verilen gizli tanık Mahir, sanıkların arasında yer alan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın PKK/KCK'nın talimatları doğrultusunda sokak ve meydanlara çıkma çağrısında bulunduğunu anlattı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Kobani olaylarına ilişkin iddianamede, gizli tanık Mahir'in ifadeleri dikkat çekti.

Haberin Devamı

"Hiçbir eylem rastgele, talimatsız değil"

Mahir, Türkiye’de PKK/KCK adına gerçekleştirilen legal, illegal, korsan gösteri ve eylemlerin hiçbirinin rastgele, kontrolsüz, plansız veya talimatsız yapılmadığını, bütün eylemlerin Kandil tarafından örgütün ideolojik çizgisi ve dönemsel politikaları doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli olarak planlandığını anlattı.

Türkiye’de PKK adına gerçekleştirilen demokratik görünümlü barışçıl gösteri, miting ve yürüyüşler "serhildan" (halk ayaklanması) kategorisine girmeyeceğini belirten Mahir, "KCK tarafından bir eylemin 'serhildan' olarak kabul görmesi, eyleme katılan kitlenin sayısal azlığı veya çokluğu ile belirlenmez. Eylem esnasında taş, molotof, havai fişek, el yapımı patlayıcı kullanılıp kullanılmadığı, polis ile çatışmaya girilip girilmediği ile değerlendirilir." ifadelerini kullandı.

Gizli tanık Mahir, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından terör örgütü PKK'nın Suriye'nin kuzeyinde alan kazanmasıyla birlikte Kandil'de bulunan örgütün merkez yönentiminin, Temmuz 2012'de, Suriye'deki kazanımları "devrim" olarak nitelendirdiğini ve Türkiye'de etkili olduklarını düşündükleri il ve ilçelerde "öz yönetim" ilan etmeyi planladıklarını kaydetti.

Kobani’de DEAŞ ve YPG arasındaki çatışmaların şiddetlendiğini bir dönemde, terör örgütü PKK'nın Kandil'de bulunan yöneticilerinin Türkiye'deki sol-sosyalist çevreleri DEAŞ ile YPG/YPJ arasında yaşanan mücadeleye destek vermeleri için harekete geçirmek istediğini belirten Mahir, "Bu kapsamda örgüt, Türkiye'deki tüm örgütsel yapılarına sık sık talimatlar gönderdi. Bu talimatların Türkiye'de birinci dereceden muhatabı Türkiye KCK genel sözcülüğü, kadın ve gençlik sözcülüğüdür." bilgisini verdi.

6-8 Ekim olayları esnasında, örgütün sözde Türkiye KCK sözcülüğünde bulunanların Mazhar Öztürk, Cihan Ekin, Ferhat Aksu, Yahya Figan, Enver Güngör ve Ruken Karagöz olduğunu belirten Mahir, bu şahısların o dönem Demirtaş'la sık sık görüşmeler yaptığını vurguladı.

Mahir, o dönem tanık olduğu olaylara ilişkin şunları kaydetti:

"Eylül 2014 sonlarına doğru örgütün talimatları doğrultusunda KCK Türkiye sözcülüğü HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşerek, halkın Kobani'ye güçlü şekilde sahip çıkması yönünde çağrı yapmasını istedi. Demirtaş ve beraberindeki heyet Kobani'yi ziyaret etti. Ziyaret dönüşünde sınıra yakın bölgede KCK Türkiye sözcülüğünde bulunan Mazhar Öztürk, Cihan Ekin ve Ferhat Aksu ile görüşmeler gerçekleştirdi. Bu görüşmelerde, adı geçen KCK Türkiye sözcüleri, Selahattin Demirtaş’tan, Kobani’nin savunulması, sahiplenilmesi ve destek verilmesi adına başta Kürt ve tüm Türkiye halklarının seferberlik ruhuyla sokaklara, alanlara çıkmasını, Kobani’ye destek vermesini, bunun için topyekun direnişe geçmeleri yönünde çağrı yapması gerektiğini belirterek bu yönde talimat verdiler. İlk etapta Selahattin Demirtaş bu açıklamayı yaparak sorumluluğu tek başına almak istemedi. Böyle bir açıklama yapması durumunda hukuki anlamda sorumlu olacağını biliyordu. Ancak siyasi kariyerindeki geleceğini ve Kandil tarafından üzerinde oluşturulacak baskıyı göze alamadığından, KCK Türkiye sözcülüğünün yapmasını istediği açıklamayı yaptı."

Terör örgütü üyeleri, HDP MYK'sına katılmış

Bu açıklamadan yaklaşık bir hafta sonra KCK'nın sözde Türkiye yapılanmasının, sokak eylemlerini zayıf ve yetersiz gördüğüne işaret eden Mahir, mevcut sokak eylemlerini bir üst seviyeye taşımak amacıyla KCK Türkiye sözcülüğü o dönem yapılan HDP Merkez Yönetme Kurulu (MYK) toplantısına katıldığını aktardı.

Mahir, "Bu toplantıda, MYK'ya karar aldırıldı. 6 Ekim 2014'de daha MYK toplantısı devam ederken acil yazılı bir çağrıda bulunuldu. Bu çağrı ‘Halkarımızı sokağa çıkmaya ve çıkmış olanlara destek vermeye çağırıyoruz' şeklindeydi. Bu çağrıların akabinde HDP, DBP, HDK, DTK, gibi yapılanmalar tarafından da başkaldırı çağrıları yapıldı." ifadelerini kullandı.

Mahir, KCK Türkiye sözcülüğünün o dönemindeki tüm faaliyetlerini Diyarbakır ve Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinden yürüttüğünü belirtti.

Gizli tanık Mahir, ifadelerini şöyle sürdürdü:

"Selahattin Demirtaş’ın açıklaması aslında PKK/KCK'nın 'Seferberlik ruhuyla süresiz, kesintisiz, topyekun Kobani direnişine katılalım' çağrısının HDP, DTK, DBP, HDK’ye uyarlanmış halidir. Kobani olaylarında son derece tahrik edilmiş öfkeli kalabalıkların şiddete yönelmesine öncülük eden esas güç gençlik yapılanmasıdır. Bu gençlik yapılanmasını 2014'te ilan edilmesi planlanan öz yönetim-özerklik hamlesi kapsamında hazırlayan eğiten PKK-YK üyesi 'Abbas' kod adlı Duran Kalkan'dır. 2014 özerklik hamlesi ertelenince burada hazırlanan gençlik kadrolarının eylem potansiyeli Kobani olaylarına aktarılmış oldu."