Gündem ‘Kıyamet-i Suğra’ en kötüsü olmuş

‘Kıyamet-i Suğra’ en kötüsü olmuş

03.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Arşiv belgelerine göre İstanbul’da 1509, 1719, 1766, 1894, 1912 depremlerinde çok ciddi yıkım ve ölümler yaşandı. İstanbul’u tarihsel süreçte en kötü etkileyen sarsıntı ise 10 Eylül 1509 günü gece saat 04.00’te meydana geldi. 510 yıl önce merkez üssü Adalar olan 6.9 büyüklüğündeki 50 saniyelik depremde medreseler, hamamlar, cami ve kiliseler yıkılırken, 160 bin nüfuslu kentte 5 bine yakın kişi öldü. Halk arasında “Kıyamet-i Suğra” yani kıyamet günü olarak adlandırılan sarsıntı Yunanistan’dan bile hissedildi.

‘Kıyamet-i Suğra’ en kötüsü olmuş

 

Arşiv kayıtlarında ise 1509 depreminde 1070 evin yerle bir olduğu, Eğrikapı-Yenikapı arasında bulunan surların yıkıldığı, Fatih Camisi kubbesinin çöktüğü bilgileri yer alıyor. Sultan 2. Bayazıd dönemine rastlayan depremin yaralarının sarılması için ülkenin her tarafından toplam 67 bin işçi ile 3 bin ustanın istihdam edildiği, İstanbul’un 65 gün içinde yeniden imar ve inşa edildiği belirtiliyor.

Haberin Devamı

2008 yılında Prof. Dr. İlber Ortaylı, Prof. Dr. Vahdettin Engin ve Prof.Dr Erhan Afyoncu tarafından hazırlanan “Payitaht-ı Zemin Eminönü: Bir Dünya Başkenti” adlı eserin içinde tarihsel süreçteki depremler ve İstanbul’a etkileri kapsamlı olarak anlatılırken, “Küçük Kıyamet olarak adlandırılan 1509 İstanbul Depreminde halkın yüzde 10’u deprem sonucu ya öldü ya da yaralandı” bilgileri paylaşılıyor.

Eser’de ayrıca, “1509 depreminde 109 cami tamamen yıkılırken ayakta kalanların da tümünün minaresi tahrip oldu. 1070 ev yıkıldı, surlar zarar gördü, burçlardan 49’u yıkıldı Ayasofya Camii’nin ise fetihten sonra yapılan minaresi yıkıldı. 2. Bayazıd’ın Topkapı Sarayı’ndaki yatak odası da depremden çöktü, ancak padişah bir kaç saat önce odadan ayrıldığı için zarar görmedi. 10 Mayıs 1556’da yaşanan deprem ise hayli yıkıcı oldu. Her İstanbul depreminde olduğu gibi bu depremde de Fatih Camii büyük zarar gördü. Ayrıca Ayasofya Camii ve surlarda da hasar oluştu” deniliyor.

Haberin Devamı

310 YILLIK KORKU

İstanbul’da son 310 yıllık sürede yıkım ve ölümlere yol açan depremler...

- 18. yüzyıl, İstanbul’da depremlerin kabusa döndüğü bir dönem oldu. 1708, 1711, 1712, 1715’teki depremler fazla hasar vermedi. Ama 1719 sabahı yaşanan depremde camiler, saraylar ve surlarda yıkıntılar meydana geldi.
- 22 Mayıs 1766’daki deprem yaklaşık 2 dakika sürdü. Depremin artçıları 8 ay devam ederken, yaklaşık 4 bin kişi öldü. 3. Mustafa bir kaç gün çadırda kaldıktan sonra Edirne’ye gitti.
- İstanbul’u vuran depremlerden biri 10 Temmuz 1894’te yaşandı. 18 saniye sürdü ve birbirini takip eden 3 dalga halinde etkisini hissettirdi. Kapalı çarşı hasar gördü. Halk günlerce evlerine girmedi. Deprem sonrasında 2. Abdülhamid 2 sismograf aldırdı.
- 9 Ağustos 1912’de Şarköy-Mürefte’de 7,3 büyüklüğündeki deprem İstanbul’da bir çok evin bacasının yıkılmasına, duvarlarının çatlamasına neden oldu.
- 4 Ocak 1935 ve 18 Eylül 1963 tarihindeki 6.4’lük depremleri İstanbul önemli bir hasar görmeden atlattı.

AFAD’ın gündemi toplanma alanları

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Afetlere Hazırlık Yılı Projesi’nin 4’üncü ayında, 26 Eylül’de İstanbul’da meydana gelen 5,8 şiddetindeki depremle yeniden gündeme gelen toplanma alanlarını masaya yatırdı. “Semtindeki toplanma alanını öğren ki canın sağ olsun” sloganıyla afişler hazırlayan AFAD, Türkiye’deki toplanma alanlarını anlattı.

Haberin Devamı

Hazırlanan çalışmaya göre, toplanma alanları afet ve acil durumlar sonrasında geçici barınma merkezleri hazır olana kadar geçecek süre içerisinde yaşanacak paniği önlemek ve sağlıklı bilgi alışverişini sağlamak amacıyla halkın tehlikeli bölgeden uzaklaşarak toplanabileceği güvenli alanlar olarak belirleniyor. Tüm illerde belediyeler, toplanma alanlarının tespitini ve kontrolünü yedi kriter doğrultusunda yapıyor. Bu alanlar, Türkiye Afet Müdahale Planı (TAMP) kapsamındaki 81 ilin İl Afet Müdahale Planında belirtiliyor. Daha önce kendine yakın toplanma alanını öğrenmek isteyen vatandaşlar, kurumlara başvuruyordu. AFAD’ın, afet ve acil durum toplanma alanlarını E-Devlet’e taşımasıyla birlikte, vatandaşlar bu bilgiye anında ulaşabiliyor.

Haberin Devamı

15 bin 984 toplanma alanı

Barınma ve tahliye alanları, günlük hayatta toplanma alanı kavramı yerine yanlış şekilde kullanılabiliyor. Afet ve acil durum toplanma alanları, vatandaşların hızla bir araya gelmesi ve bir süre beklemesi için seçiliyor. Buna göre, İstanbul’da 2 bin 864, Türkiye genelinde yaklaşık 15 bin 984 toplanma alanı bulunuyor. Barınma alanı ise afetzedelerin barınma ihtiyaçlarını gidermek için kullanılacak, çadırkent-konteynerkent kurulacak alanları tanımlıyor.

Tahliye alanı ise, vatandaşların güvenli bir şekilde afet bölgesinden tahliye edileceği, ulaşım yollarına yakın ve toplanma alanlarına nazaran daha geniş alanları belirtiyor. Barınma alanı ve tahliye alanı, toplanma alanından farklı ihtiyaçları karşıladığı için toplanma alanından farklı ölçütlere göre belirleniyor. -ANKARA Milliyet