Korkuyorum!

“Açıkçası ben çok fazla konuşmak istemiyorum. Bakarsın bir fikir söylerim, sonra Dengir Mir Fırat beni de kovar. Önüne geleni kovuyor ya, bilim adamı, sanatçı...”
Buz gibi bir Londra gecesinde memleketin uluslararası alanda en çok tanınan klasik gitar virtüözlerinden Ahmet Kanneci’yle konuşuyoruz. Az önce Royal Festival Hall’da muhteşem bir konser vermiş, Latin Amerika’dan Güneydoğu’ya uzanan repertuvarıyla dakikalarca alkış almış, ev sahipliğini üstlenen Türkiye Büyükelçiliği olsun, Türkiye’nin tanıtımı adına konsere destek veren Vodafone olsun amacına fazlasıyla ulaşmış.
Zira en çok alkış klarnet ustası Ekrem Öztan ile birlikte çaldıkları “Urfa’nın Etrafı Dumanlı Dağlar”a gelmiş... 

‘Beni de kovarlar’
Ama iş memleketten konuşmaya gelince Ahmet Kanneci buruk. Yurtdışında çok tanınıyor, hatta daha çok konser veriyor olmak umurunda değil. Onun en mutlu olduğu yer, en çok beslendiği şehir olan Ankara. Türkiye’yi sanatçı ve bilim adamı bakımından müthiş zengin buluyor. “Ben dışarıda onlar kadar iyilerini bulsam yurtdışında yaşarım” diyor:
“Her ne kadar şimdiki hükümette biraz susturuluyorsa da çok iyi bilim adamları ve sanatçılar var.
Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Duran Karaca, Adnan Turani, Fazıl Say, İdil Biret... Her ülkede yok!”
Söze “Çok fazla konuşmak istemiyorum” diye girse de belli ki konuşulacak çok şey var. Toplumdaki gerginlik onu da huzursuz ediyor ama hiçbir baskıyı sanatına yaklaştırmamak konusunda kararlı Ahmet Kanneci. “Benim bir tane canım var, susmam, konuşurum. Eğer soruyorlarsa ben fikrimi söylerim” diyor ve tabii soruyoruz.
“Şimdi konuşacağım ve konuşmanın da gerekli olduğunu düşünüyorum” diyor ve devam ediyor:
“Ama hayatımda ilk kez korkuyorum. Çünkü bu seferki tehdit ciddi. Ülkemi terk etmekle korkutuyor beni. Canımı vereceğim güzel yurdumu terk etme tavsiyesi ya da tehdidi. AKP yönetiminde etkili bir vekil var ya... Hani Bekir Coşkun, 4 Nisan’daki köşesinde, yanılmıyorsam o vekili kasteden bir yazı yazmıştı.”

‘Vekilimden korkuyorum’
Müzik de konuşmaya çalışsak, sanat da, bilim de, ister istemez hep aynı “iklim” hâkim havaya:
“Evet ben milletin bir ferdi olarak vekilimden korktuğum için konuşamıyorum.
Zira ben de daha önceki bilim adamları, sanatçılar gibi ülkemden kovulabilirim. Demek ki o kadar üniversite bitirmek, doktoralar yapmak, uluslararası başarılar elde etmek, öğrenciler yetiştirmek, kimseyi dolandırmamak, din misyonerliği yapmamak, korkmamayı getirmiyormuş.”

Ahmet Kanneci kimdir?
1957’de doğdu. Müzik alanındaki teori eğitimine Türkiye’nin önde gelen bestecilerinden Turgay Erdener ile başladı. ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitirdikten sonra İspanya Hükümeti’nin verdiği bursa hak kazanarak gittiği Conservatorio Superior de Musica Oscar Espla de Alicante’den ve Fransa’nın Perpignan kenti Devlet Konservatuvarı’ndan “Birincilik Ödülü” ile mezun oldu.
Türkiye’ye dönünce dört ayrı konservatuvar ve üniversitede gitar bölümlerini kurdu. 1993 yılında “Fulbright Araştırma Bursu” kazanarak ABD’ye gitti. Fulbright Komisyonu tarafından “Sanatta Ömür Boyu Başarı”, ODTÜ Senatosu tarafından “Takdir”, Harran Üniversitesi ve Isparta S.D. Üniversitesi tarafından da “Fahri Doktora” ödüllerine layık görülen Kanneci Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı ve Sevda - Cenap AND Müzik Vakfı’nda gitar öğretmenliği yapıyor.