Gündem Köye dönüş çok sınırlı kaldı

Köye dönüş çok sınırlı kaldı

23.09.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Kızıltepe Belediye Başkanı Sincara göre, boşaltılan köylere dönüş oranı yüzde 10. Viranşehir Belediye Başkanı Cin, "Siyasal af dünyanın sonu değildir" diyor

Köye dönüş  çok sınırlı kaldı

Broşüre bakıyorum, anlaşılan bu sıkıntı uygulamada aşılmış... Kürt dili ve edebiyatıyla ilgili bir panel, Yılmaz Güneyin Yol filmi, Kürtçe konserler, sergiler, yurttaşlık bilinci ve hukuk konulu toplantılar, şiir - müzik dinletileri yer alıyor dört günlük festival programında.Kuzey Iraktan da Kürt konukları var Kızıltepe Belediyesinin. Zaho, Selahattin ve Semene belediye başkanlarıyla Kürt Yazarlar Birliğinden bir heyet katılıyor festivale...Birkaç yıl öncesine kadar bunların hiçbiri hayal dahi edilemezdi. Olağanüstü Hal Yönetimi, değil Kürtçe sözcüğüne, değil kültürel etkinliklere, spor kulüplerinin kurulup bölgede yarışmalarına bile izin vermiyordu. Birinci Kızıltepe Kültür - Sanat Festivali bu akşam barış yürüyüşüyle açılıyor. Festivalin adı ilginç: Başak Tadında Sanat. Kürtçesi, "Huner Di Fehma Simbilan De." Broşür iki dilde, Türkçe ve Kürtçe olarak basılmış. Emniyetten festival izni alınırken üç harfte sıkıntı yaşanmış: X, W, Q... Emniyetin Dernekler Masası demiş ki, "Türk alfabesinde bu üç harf yok, böyle basamazsınız." Hem Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, hem Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cinle dün ayrı ayrı yaptığım sohbetlerde yaşanan bu gelişmeleri konuştum. İkisi de teslim ediyordu olumlu gelişmeleri.Sıkıntı ve eksikler elbette var, olacak da. Özellikle zihniyet değişimi zaman alacak.Emrullah Cinle dün sabah Viranşehir Kültür Ve Sanat Merkezini gezdik. Kütüphanesiyle, sinema ve konferans salonlarıyla, üniversiteye hazırlık için derslikleriyle, kilim dokuma tezgâhlarıyla pırıl pırıl, dört dörtlük bir kültür merkezi inşa edilmiş. Yöneticiliğini Ankarada okumuş, Doğu Beyazıt doğumlu, peyzaj mimarı genç bir adam yapıyor, odasında hafif klasik müzik çalan...Merkezin kapısında bir duyuru:"Yaşasın Barış!"Bir çocuk oyunu, hafta sonları iki kez sahneleniyor. Ayrıca çocuklar için yine hafta sonları bedava sinema. Alt katta folklor çalışması yapan çocuklar, kütüphanede ders çalışmaya gelen çocuklar. Aralarında tek bir Fenerli çıkıyor, gerisi Galatasaraylı... Örnek bir kültür merkezi Viranşehirde devletin değil kültür ve sanat merkezi, bir kütüphanesi bile yok. Ama devlet, belediyenin kendi maddi kaynaklarından artırarak yaptığı bu merkezi görmezlikten geliyor. Açılışına katılmıyor, etkinliklerine ilgi göstermiyor. Belediye Başkanı Cinin haklı bir burukluğu var bu bakımdan.Niye görmezlikten geliyor devlet?Neden meşrulaştırmak istemiyor?Oysa tersi daha iyi değil mi?Daha akıllıca olmaz mı? Bu topraklarda yer etmiş şiddet kültürünün, hoyratlığın silinmesi kültürden, sanattan geçmiyor mu? Diyalogdan geçmiyor mu? Yok saymanın hiçbir işe yaramadığını onca uzun ve acılı yıl göstermedi mi? Demokrasi kültürünün yeşermesinde, insanların kendi iç dünyalarını kültürle terbiye etmesinin rolü büyük değil mi? Devletten ilgi yok Dün sabah bu konuları Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cinle makam odasında baş başa, uzun uzun konuştuk. Genel gidişin iyiye doğru olduğunu söyledi. "Bu iktidarın olumlu işleri çok. Halk desteği de büyük. Yapılanlar var ama... Uygulamada da hâlâ ciddi sıkıntılar söz konusu" dedi. Avrupa Birliği yolunda Türkiyenin demokrasi ve hukuk açısından, aş ve iş açısından çıtalarının yükseleceğine inandığını söyledi.Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar Hanım da farklı düşünmüyordu. İkisiyle de geçen yıllarda yaptığımız sohbetlerden bu yana alınmış olan olumlu mesafe ortadaydı.Peki o zaman bu yolu kesmek isteyenler, Türkiye - Avrupa yolunu çomaklamak isteyenler sahnede etkisizleşirken, 1 Haziran ne oluyordu? Ateşkesin sona erdirilmesinin mantığı neydi?Bu yanlış değil miydi?Şu da sorulabilirdi:Apo artık Türkiyenin AB yolunu kesmek isteyenlerle birlik mi oldu? Osman Öcalan bunun için mi "Apo Kemalist oldu!" diyordu. Öyle değilse, 6 Ekim, 17 Aralık gibi kritik tarihler öncesinde hükümete şantaj mı yapmak istemişti Apo? Dikkat mi çekmek istiyordu silaha yeniden sarılma çağrısıyla? Oyun içinde oyun mu gündemdeydi?Üç gündür Güneydoğudayım.Diyarbakır, Batmandan sonra Virahşehir ve Kızıltepeye geldim. Yukarıdaki Apolu soruların muhataplarımı rahatsız ettiğini, sıktığını görüyorum.Dün edindiğim izlenimi özetlersem:Her iki başkan da ateşkesin bozulmuş olmasını onaylamıyordu. Artık silahın çıkmaz sokak olduğunu her ikisi de kabul ediyordu. Sokaktaki adamın da bundan rahatsız olduğunu saklamıyorlardı. Ama sözü, Diyarbakır ve Batmanda olduğu gibi, Viranşehir ve Kızıltepede de bir noktaya getirip bağlıyorlardı:Samimi bir af... Apo ne yapmak istiyor? Bunu gerçekleştiren ve dağdakileri indirebilen bir Türkiyenin çok daha rahat edeceğini belirtiyorlardı. Emrullah Cin, "Genel bir siyasal af dünyanın sonu değildir. Ülke ve halk çıkarı için bu göze alınmalı. Nasıl ki Kürtçenin kabulü dünyanın sonu değildi, bu da öyle" dedi.Emrullah Cinle sohbet ederken bir ara İmralı ve Apodan söz açıldı. Bazı değerlendirmeleri ilginçti.Şöyle özetlenebilir:"PKK neydi? Kürdistan İşçi Partisi. Kürdistan sözcüğü var. Ama bak, Kongra - Gel, halk kongresi demek. Kürdistan sözcüğü yok artık. PKKnın silahlı gücünün adı ARGK idi. Yani Kürdistan Halk Kurtuluş Ordusu... Şimdiki silahlı gücün ismine gelince, HPG. Halk Savunma Güçleri... Burada da Kürdistan sözcüğü yok. Artık ayrılık, ayrılıkçılık ifade eden ulus, Kürdistan gibi kelimeler kullanılmıyor. Apo artık üniter devlet diyor. Demokratik cumhuriyet diyor. Üst kimlik diyor. Bunlar olumlu değil mi?.. Ayrıca unutmayın, Apo bugün devletin denetimi altında... Devlet onun nefes alış verişlerini bile izliyor."Osman Öcalan konusuna gelince...Fazla konuşulmak istenmiyor. Daha çok eleştiriliyor Osman Öcalan. "Erken deşifre oldu" diyor Emrullah Cin. Ama şu da var. Tabanda çalıştığı belli oluyor Osman Öcalanın. Özellikle silahların şartsız bırakılması konusundaki tutumuna ve 1 Haziranda Aponun ateşkese son verme kararına karşı tavrının yer yer etkili olduğuna dikkati çekiyor.Ama nereye kadar gidebilir?Bu açıdan Osman Öcalanla ilgili öngörüler için şimdilik erken... Kürdistan sözü artık yok Boşaltılan köyler!Köye dönüş sorunu yani....Bir başka kanayan yara da bu Güneydoğuda. Devlete göre köylerinden göç ettirilenlerin sayısı 370 bin. İnsan Hakları Derneklerine göre 3 milyona kadar çıkıyor bu sayı. Toplam 4 bin köy ve mezra boşaltılmış 1980lerden başlanarak. Viranşehirdeki durumu Emrullah Cin şöyle özetliyor: "Geçmişi deşmeyelim, tamam. Ama yarayı saralım. Bu insanlar artık köylerine dönsünler. Koyunlarını alıp verelim. Evleri, Avrupa fonlarından sağlanacak imkânlarla yeniden inşa edebiliriz. Fakat hala kolları sıvayabilmiş değiliz."Cihan Sincarın sözleri:"Çok sınırlı olabiliyor köye dönüş. Toplamın ancak yüzde 10u. Daha çok yaşlılar dönüyor. Ama onlar da bir ayaklarını burada bırakıyorlar. Yarından emin değiller. Ya yarın yeniden başlarsa tedirginliğinden kurtulamıyorlar." Artık köylere dönülsün! Soruyorum:"Madem öyle, 1 Haziran iyi mi oldu? Yeniden silah olayı..."Onaylamadığını belli ediyor. "Geçmişte olan oldu" diyor Cihan Hanım, "Çocuklarımız için, torunlarımız için huzuru, güvenliği garanti altına almalıyız. Güzel bir miras bırakmalıyız onlara."Sonra da kulağıma eğiliyor:"Af rahatlatır!"Viranşehirden ayrılırken de Emrullah Cinin son sözü kulağımda:"İnanıyorum, ABden tarih alacağız."Güneydoğudan dördüncü yazı yarın. Tarih alacağız Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, "Geçmişte olan oldu. Çocuklarımız, torunlarımız için huzuru, güveni garanti altına almalıyız. Güzel bir miras bırakmalıyız onlara" diyor. Sonra da kulağıma eğiliyor: Af rahatlatır! Çocuklar için! Viranşehir Belediye Başkanı Emrullah Cine göre, "Bu iktidarın olumlu işleri çok. Halk desteği de büyük. Yapılanlar var ama... Uygulamada da hâlâ ciddi sıkıntılar söz konusu." Emrullah Cin, "ABden tarih alacağız" diyor. Yapılanlar olumlu