Gündem Özel güvenlikçiye fişleme eziyeti

Özel güvenlikçiye fişleme eziyeti

19.03.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Sertifika almak istedi polisin “Süfli alışkanlığı yoktur, aşırı sol terör örgütlerine fikir olarak meyilli olduğu anlaşıldı” fişlemesiyle karşılaştı

Özel güvenlikçiye fişleme eziyeti

12 Eylül 2010 referandumu sonrasında fişlemelerin engellenmesi için atılan yasal adımlara rağmen başarılı olunamadı. Anayasal engele rağmen uygulayıcıların fişlemelere göre karar vermeye devam ettiği, bu konudaki genelgelerin bile halen yürürlükte olduğu Tunceli’de yaşanan aile boyu fişleme olayıyla açığa çıktı.
Fişlemenin, anayasal değişikliklere rağmen varlığını koruduğu ve kullanıldığını Çakmak ailesinin yaşadıkları ortaya koydu. Çakmak ailesine yönelik aile boyu fişleme, halen Tunceli Üniversitesi’nde akademisyen olan Yalçın Çakmak’ın, Ankara’daki öğrencilik yıllarında başladı.
2006’da Hacettepe Üniversitesi’ndeki bir protestoya katılan Çakmak, yüzü maskeli bir asker tarafından ayağından vuruldu. 4 kez ameliyat olan, 2 yıl koltuk değnekleriyle yaşayan Çakmak, Toplantı Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet suçundan 6 ay ceza da aldı. Ancak, ceza hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kapsamına sokuldu. Çakmak, 2007’de de bir protesto gösterisi nedeniyle terör örgütü propagandası yaptığı iddiasıyla yargılandı ancak beraat etti.

Zere davası
Çakmak, 2009’da, Cumhurbaşkanı tarafından kanser hastası olduğu için affedilen ve tahliyesinden bir süre sonra yaşamını yitiren Güler Zere’nin cezaevinde bulunduğu dönemde, affedilmesi için düzenlenen kampanyaya destek verdi. Tunceli Hozat’taki etkinliğe katılan Çakmak hakkında önce suç ve suçluyu övmekten dava açıldı daha sonra dava örgüt propagandası davasına dönüştü. İddianamede ise hangi örgütün propagandasının nasıl yapıldığı konusunda hiçbir bilgi yer almadı.

Süfli değil
Yalçın Çakmak’ın öğrenciliğinden bu yana yaşadıklarının faturası kardeşine de kesildi. Çakmak’ın kardeşi Yasin Çakmak, 2009’da, kursa katılarak, özel güvenlik görevlisi olmaya hak kazandı. Bu görevi yapabilmek için gerekli olan sertifikayı alabilmek amacıyla Hozat Kaymakamlığı ve Tunceli Valiliği’ne başvuran Yasin Çakmak’a olumsuz yanıt verildi. Bunun üzerine idare mahkemesine başvuran Yasin Çakmak, ağabeyi nedeniyle fişlendiğini gördü.
Tunceli Emniyet Müdürlüğü’nden mahkemeye gönderilen yazıda, şu ifadeler yer aldı: “Çakmak’ın bildirdiği adreste oturduğu, kimlik kaydının doğru olduğu, ailesi ile yaşadığı, babasının devlet memuru olduğu, süfli alışkanlıklarının olmadığı ancak yasadışı sol terör örgütlerinin destekçisi olduğu, Atılım gazetesini (yasal olarak çıkıyor) Hozat ilçesinde gizli olarak dağıttığı, aşırı sol terör örgütlerine fikir olarak meyilli olduğu, ağabeyi Yalçın Çakmak hakkında 2007’de suçu ve suçluyu övmek suçundan adli işlem yapıldığı, illegal sol örgütlerini destekleyen derneklerin destekçisi olduğu, GBT kayıtlarında suç kaydı olmadığı anlaşılmıştır.”

Anayasaya rağmen
Mahkeme, anayasa değişikliği ile fişlemenin yasak olmasına rağmen halen yürürlükte olan Özel Güvenlik Genelgesi’ndeki “somut delillerle ispat edilmemekle birlikte, istihbari anlamda alınan duyum ve görüşlerle sakıncalı olabilecek durumu olanları İl Güvenlik Komisyonu karara bağlar” kuralı gereğince, davayı reddetti.
Bu süreçte, Elazığ’a taşınan Yasin Çakmak, Elazığ Valiliği’ne başvurdu ve sertifikasını aldı. Ancak, valiliğe, bir süre sonra Tunceli’den Yasin Çakmak hakkındaki fişleme evrakı ve bu nedenle sertifika verilmediği kararı gönderildi. Elazığ Valililği, gönderilen evrakı gerekçe göstererek verdiği sertifikayı iptal etti.

Hozat kayıtsız
Anayasal engele rağmen Hozat Savcılığı da fişleme konusunda yapılan suç duyurusunu, genelgeyi gerekçe göstererek, takipsizlik kararı ile sonuçlandırdı. Yeniden yapılan suç duyurusu üzerine, savcılık, bu kez Hozat Emniyeti’nde görevli polis memurları hakkında düzenledikleri fişler nedeniyle soruşturma izni istedi.
Ancak, bu kez Hozat Kaymakamlığı fişlemeyi yapan polislerin soruşturulmasına izin vermedi. Kararda, fişlemeyi yapan polisler hakkında isnat edilen fiilleri doğrulayacak bilgi ve belgelere rastlanılmadığı vurgulandı.

Hani bitmişti?
Kardeşinin kendisi yüzünden mağdur edildiğini belirten Yalçın Çakmak şunları söyledi: “Başbakanın danışmanı olan bir milletvekili ile telefonda görüştüm ve kardeşimin fişlendiği için işe giremediğini kendisine anlattım. Danışman bana kendi dönemlerinde böyle bir şeyin söz konusu olmadığını ve fişlemelerin bittiğini dile getirdi. Polis kardeşim ile ilgili fişleme bilgilerinde tamamen keyfiyete dayalı karalamalara başvurmuş. Düşünsenize KDV ile satılan bir gazetenin adını bile duymamış olan kardeşim, her ne hikmet ise bir anda bu yasal gazeteyi gizlice dağıtma süsü verilerek fişlenmiş. Delil yok, birinin beyanı yok ama ortada sadece polisin iftirası var. Bu kadar mağduruz. Ailem ile birlikte fişlenmişiz. Hani fişlemeler dönemi bitmişti?”