Gündem Üniversitelerde üç görüş

Üniversitelerde üç görüş

10.02.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türbanın serbest bırakılmasını talep eden bildiriyi destekleyen üniversiteler arasında 255 imzayla Konya Selçuk Üniversitesi birinci sırada... Türban karşıtı bildiriye Anadolu'daki akademisyenler ilgi göstermedi. Bir grup akademisyen ise iki görüşe de mesafeli

Üniversitelerde üç görüş

Üniversite Konseyleri Derneği tarafından 4 Şubat 2008'de başlatılan "Üniversiteden Türbana Hayır" imza kampanyasında da İzmir Ege Üniversitesi akademisyenleri ilk sırada yer aldı.Türbanın serbest bırakılmasını talep eden bildiriyi destekleyen üniversiteler arasında ilk sıraları Anadolu'da bulunan üniversiteler aldı. 255 imzayla ilk sırayı alan Konya Selçuk Üniversitesi'ni 254 imzayla Erzurum Atatürk Üniversitesi, 177 imzayla Sakarya Üniversitesi izledi. 2007'de açılan yeni üniversitelerin çoğu bildiriye imza gönderdi. Üniversitelerde türbanı serbest bırakan Anayasa değişikliği teklifine destek veren akademisyenler içinde Konya Selçuk ve Erzurum Atatürk üniversiteleri diğer üniversitelere büyük fark attı. "Üniversitede türbana hayır" imza kampanyasına, İzmir, İstanbul ve Ankara üniversiteleri damgasını vurdu. Ege Üniversitesi'nden 211 akademisyen bildiriye destek verirken, İstanbul Üniversitesi'nden 178, Dokuz Eylül Üniversitesi'nden 153, Ankara Üniversitesi'nden 119 akademisyen imza gönderdi. Türban karşıtı bildiriye Anadolu'da bulunan üniversitelerdeki akademisyenler ilgi göstermedi. Anadolu, Galatasaray, Mimar Sinan gibi bazı üniversitelerin akademisyenleri de her iki listeye çok az destek imzası verdi. İstanbul, İzmir ve Ankara Vakıf üniversiteleri de bildirilere büyük oranda ilgisiz kaldı. Fatih Üniversitesi 88 akademisyeniyle türbana destek veren en belirgin vakıf üniversitesi olurken, diğer vakıf üniversitelerinin akademisyenleri hem türban karşıtı hem de türbana destek veren bildirilere 3-5 imzayla katıldı. "Türbana hayır" bildirisine yurtdışından da çeşitli üniversitelerdeki akademisyenler destek verdi. Vakıflar da ilgisiz AKP'nin MHP ile ittifak yaparak, üniversitelere türban serbestliği getiren Anayasa değişikliği ve yasal düzenlemelere girişmesi, bunu yaparken AB sürecinde gerekli diğer demokratikleşme adımlarını dışlaması, başından beri bu partiye desteklemekte olan liberal kesimin ilk kez AKP'ye tavır almasına yol açtı. AKP'ye sert eleştiriler yönelten bu kesimdeki akademisyen ve yazarların bir bölümü türban serbestisi çağrısını içeren bildiriye de imza atmadı. Benzer şekilde AKP'nin demokratikleşme adımlarını genellikle desteklemiş olan Prof. Ahmet İnsel gibi isimlerin içinde yer aldığı sol-demokrat kesimde de AKP'ye dönük eleştiriler seslendiriliyor. İşte bu kesimdeki isimlerin bir bölümünün eleştirileri: AKP-liberaller ittifakı da çatladı MUHAFAZAKÂR DEMOKRATLIKTAN OTORİTER DEMOKRATLIĞA AKP, bundan böyle AB, Ermeni, Kürt, 301 sorunlarında herhalde daha çekingen davranacak, hevessiz olacaktır ki, bu tavrı en azından iki yıl önceden başlamıştır. Herhalde artık Türkiye'de liberal-demokratik bir açılım büsbütün geriye gidecektir. Muhafazakâr demokratlıktan otoriter demokratlığa dediğim şey budur. Zaten anayasa değişikliğini rafa kaldırmış olan bir AKP'nin başka bir tutum içine gireceğini iddia etmek de çok zor değil midir? AKP MİLLİ GÖRÜŞ'E TESLİM OLDU Eğitim hakkı açısından da üniversiteye başı kapalı gidilmesinde hiçbir mahzur görmüyorum. Ama, aynı olguya Milli Görüş açısından bakıldığında garabet bir resim çıkıyor ortaya. Onlar bir yasaklamanın (başını örtmek) özgürleştirilmesini istiyorlar. Üstelik, bir ideoloji olarak muhafazakâr yaşam tarzının tüm Müslümanlar, hatta insanlık için tek doğru olduğunu samimi olarak düşünüyorlar. Kendisini ne kadar yenilerse yenilesin, taban örgütü Milli Görüş'e teslim olmuş AKP'nin mücadelesi özgürlük mücadelesi değildir! LİBERAL ÇEVRELERDE DEHŞET DUYGUSU MHP-AKP ittifakı liberal çevrelerde dehşet duyguları yarattı. İttifak, liberal bir çerçeve yaratmak için değil, daha otoriter bir çerçeve kurmak içindir. MHP bu tavize ve hamleye mukabil ne elde etti? Türkiye'de başı örtülü kızların üniversitede okumasına daha fazla karşı olan pek kimse kalmadı. Ortada bu konuda çok önemli bir uzlaşma vardı. Hükümet bunu görmezden gelerek veya yok sayarak MHP'nin politik oyunlarına ve beklentilerine kendini alet ederek, onlarla kurduğu bir ittifak içinde anayasa değişiklikleriyle türbanı serbest bırakma yoluna gitti. AKP'NİN OPORTÜNİZMİ BIKKINLIK VERDİ Bugüne dek herhangi bir temel özgürlük söz konusu olduğunda sesi çıkmamış, hatta bu konularda olumsuz tavır almış MHP'nin bu meseleye özgürlük ilkesi çerçevesinde yaklaştığına inanmak zaten zor. Tüm vatandaşların özgürlük ve hukuku söz konusu olduğunda geçmişteki ve bugünkü sicili açık. Neye inandığı, hatta herhangi bir şeye inanıp inanmadığı tayin edilemeyecek derecede kaypaklaşan AKP ise toplumsal uzlaşma arama yönündeki sözünü tutmamıştır. Gündemdeki özgürlükle ilgili meselelerin hiçbirinde göstermediği heyecanla MHP'nin peşine takılmasında da insana bıkkınlık veren oportünizminin tüm unsurları mevcuttur. AKP İŞİN SUYUNU ÇIKARDI İktidar böylesine kör olabilir mi? Türban ile ilgili kaygılar en üst noktadayken, şimdi de Yargıtay yasasında değişiklik ve imam hatiplilerin üniversitelere girerken önlerinin açılmasıyla ilgili değişikliklerden söz ediliyor. İnanamıyorum. Bu iktidar böylesine kör olabilir mi? Atılan bu adımlar artık, özgürlük veya liberallikle filan da ilgili değil. Bu işin tam anlamıyla suyu çıktı. Bugün belki insanlar açık bir tepki göstermiyor veya gösteremiyorlar. Ancak yarın bir kıvılcım her şeyi mahvedebilir. Artık yeter. Artık durun. Unutmayın, sonra "kendi düşen ağlamaz." AKP ENTELİJANSİYAYI KAYBETTİ Başörtüsüne "yükseköğrenim hakkı ve özgürlüğü" diye sloganlaştırılabilecek gelişmelerin çevresindeki hararetli tartışmanın belki de en önemli yansıması, AK Parti'nin "liberal-demokrat intelligentsiya"nın onayından mahrum kalması oldu. AK Parti liderinin, -liderlerinin değil- bu "olgu"dan gerekli dersi çıkartması beklenir. MUHAFAZAKÂR-OTORİTER İTTİFAK MHP ile ittifak halinde, tüm enerjisini üniversitede türban yasağının kaldırılmasına yoğunlaştıran AKP yönetimi, görünen odur ki anayasa değişikliği yapmaktan da, öngörülür bir vade içinde vazgeçmiştir. Böylece, türban konusunda MHP ile oluşturduğu muhafazakâr-otoriter ittifakın kurbanı, başta TCK'nın 301. maddesi olmak üzere, demokratikleşme hedefinin içerdiği diğer siyasal reformlar olacaktır. AKP'DEN ÖZGÜRLÜK BEKLENİR Mİ? AKP türban konusunda yersiz ve zamansız bir iş yaptı. Bu esasen, 22 Temmuz'da başlayan 'çoğunluğum var, bildiğimi okurum' tavrının endişe verici ve en son tezahürü. Bugün önerilen çözüm, 22 Temmuz seçimi sonrasında gündeme gelen sivil anayasa yoluna artık itibar edilmediğinin ve edilmeyeceğinin göstergesi. Etnik, dilsel, dinsel, cinsel azınlık olan her grubun talebini es geçme hakkını kendinde gören bu partinin demokrasi elkitabında çoğulculuk değil sadece çoğunluk dersi var. AKP'den özgürlük bekleyenlere duyurulur. KARŞIYIM, ÇÜNKÜ... Biliyor musunuz neden karşıyım?: Ben ne (çoğunluk böyle istediği için) örtünmenin kayıtsız şartsız serbest olmasını savunan türden "demokrat"lardanım, ne de örtünmenin kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğu iddiasıyla kayıtsız şartsız yasaklanmasını isteyen "laikçiler"i tasvip ediyorum. Başörtüsü yasağının üniversite öğrencilerine uygulanmasına karşı olduğum gibi, Parlamento'daki halk temsilcilerine ve kamu binalarında kamu hizmetinden yararlananlara uygulanmasını da onaylamıyorum. Ama laik, yani inançlar arasında ayrım yapmayan devleti temsil eden kamu görevlilerinin, kamu hizmeti verenlerin dini simgeler taşımalarının laiklikle bağdaşmadığına inanıyorum. Barolarda 'türban' krizi Türban tartışmaları, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) türban yasağını kaldırmaya yönelik anayasa değişikliği teklifini görüşmek üzere Ankara'ya çağırdığı baro başkanlarını böldü. Söz verilmeyen bir baro başkanı, salon dışına çıkarak, 24 baro başkanının imza attığını iddia ettiği türban serbestisini savunan bir bildiri okudu. TBB tarafından hazırlanan türban yasağının kaldırılmasının rejim bunalımına yol açacağı uyarısının yer aldığı bildiriye de 52 baro başkanından 14'ünün imza koymadığı bildirildi. Ankara'ya çağrılan 78 baro başkanından 26'sı Swiss Otel'deki toplantıya katılmadı. TBMM'de türbana ilişkin Anayasa değişikliğinin oylandığı saatlerde yapılan toplantıda konuşan TBB Başkanı Özdemir Özok, "AKP lideri ve çevresindeki oligarşik elitin ayaküstü verdiği karar, ülkemizin geleceğini olumsuz biçimde etkileyecektir" dedi.Türbanın ayrışma yaratacağını vurgulayan Özok, AKP ile "yandaşı" MHP'nin birlikteliğinin, siyasi ranta yönelik olduğunu kaydetti. Özok, Anayasa'nın laiklik ilkesi ortadayken, yapılan düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi'ne gitmeye mahkûm olduğunu vurguladı.Konuşmanın bitiminde ayağa kalkan Kırşehir Barosu Başkanı Gökhan Maraş, "Türban konusunda sizin gibi düşünmüyoruz. Özgürlüklere destek veriyoruz" dedi. Söz isteyen Sivas Barosu Başkanı Mustafa Coşkun ise baro başkanlarının protestosu üzerine salondan çıktı.Coşkun, gazetecilere salon dışında 24 baro başkanınca imzalandığını söylediği 'Anayasa değişiklik teklifini destekliyoruz' ifadesinin yer aldığı bir bildiri dağıttı. Bildiride adı geçen Bolu Barosu Başkanı Gazanfer Günler, "Ben imza atmadım" dedi. Kütahya Barosu Başkanı Sabit Özdoğlar'ın yurtdışında olduğu halde bildiride imzasının olduğu öğrenildi. Toplantıda, TBB ve baro başkanları adına bildiri hazırlandı. Bugün açıklanacak olan bildiride, türbanla ilgili yargı kararları anımsatılarak, girişimin, laiklik ilkesini ciddi biçimde zedeleyeceği ve yeni bir kaos yaratıldığı vurgulandı. İş dünyası üçe bölündü TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ: Yükseköğrenimde türban konusunun acele ve özensiz biçimde ele alınması, Türkiye'yi, AB üyeliğinde ifadesini bulan çağdaş medeniyet seviyesine erişme sürecinden koparmaya çalışan bir kesim için fırsat yaratıyor. Ve bu kesimin gizli gündemini açığa vuruyor. Üniversitelerimizde türban sorununu çözme düşüncesiyle Anayasa ve yasa değişikliği başlatanlar içinde yer alan bir siyasi parti, eşitliği ve öğrenim hakkını savunma görüntüsü altında, gerçek amacının, Türkiye'nin, Atatürk'ün çağdaş medeniyet seviyesine erişme hedefinin gereği olan, Batı normlarını esas alan demokratikleşme süreciyle ilişkisini kesmek olduğunu açıkça ortaya koymuştur.TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu: Bir hukuk devleti olan Türkiye'de 18 yaşına gelen bir kişinin cezai ehliyeti ve oy verme hakkı bulunuyor. Şimdi siz ona gelip de bu noktada 'sen şöyle giyineceksin, böyle giyineceksin' diye tarif edilmemesi gerektiğinde, toplumun büyük bir çoğunluğu anlaşmıştır. Bu konu bir anayasanın içine yerleştirilirse, dünyanın en garip anayasası ortaya çıkacak. MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat: Yasaksız eğitimin ve bilimin en üst düzeyde sağlanabileceği, dünyada ilk sıralarda yer alabilecek üniversiteler istiyoruz, derdimiz bu. Türkiye'de laiklik, irtica, başörtüsü tartışmaları yıllardır gündemden düşmüyor. Başörtüsü takmak dinimizin gereğidir ve bir tercihtir. Bunu yapmak isteyenlere kendi fikrinizi empoze etmek yanlıştır. Yasakların kalkması her zaman refah getirmiştir. Yasağın kalkmasında tüm partiler ve toplum katmanları birlik olup binlerce genç kızın ve ailesinin mağduriyeti ortadan kaldırılmalıdır.İTO Başkanı Murat Yalçıntaş: İTO olarak kurulduğumuz 1882 yılından beri her zaman özgürlüklere inanmış bir kurumuz. Dolayısıyla bugün de aynı yerde duruyoruz. İnsanlar her zaman özgür olmalıdır. Bizim görüşümüz ve düşüncemiz budur. Destekleyenler ATO Başkanı Sinan Aygün: Türban tartışmasına kilitlenen yeni Anayasa'da ekonomi de yer almalı. ASO Başkanı Nurettin Özdebir: Türban meselesinden önce, sosyal güvenlik, zorunlu istihdam, enerjide arz güvenliği gibi konuların çözülmesi gerekiyor. n EKONOMİ SERVİSİ 'Şimdi gündem değil' Sivil toplum da 'uzlaşamadı' Sivil toplum kuruluşları da, üniversitelerde türban serbestliği sağlayacak yasa teklifi konusunda ikiye bölündü. Türbanın serbest bırakılmasının 'hak' olarak görülmesi gerektiğini söyleyen bazı dernek ve örgütlerin karşısında; yürüyüş ve eylemler ile türbanı protesto eden bazı sivil toplum kuruluşları yer aldı. Sivil toplum kuruluşları arasındaki "bölünmenin" örnekleri şöyle: 77 sivil toplum örgütü dün Ankara'da Bağımsızlık ve Laiklik Mitingi'ne katılarak, türbanın serbest bırakılmasını eleştirdi. Mitinge, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Eğitim-İş, Ziraat Mühendisleri Odası, Cumhuriyet İçin Ankara Grubu, Çağdaş Eğitim Vakfı, Çağdaş Gazeteciler, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Ankara Şubesi, Hukukun Egemenliği Derneği, İstanbul Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, KESK Sendikal Birlik, Türkiye Mühendisler Birliği Derneği, Tüm Öğretim Üyeleri Derneği ve Ulusal Eğitim Derneği'nin aralarında bulunduğu dernekler katıldı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD), AKP'yi "Yasalara uymayan, militanlaştırılmış bir grup için Anayasa'yı değiştirmek"le suçladı. ÇYDD Genel Merkezi ve tüm şubeleri adına yapılan yazılı açıklamada, üniversitelerde türban serbestliğinin yasalara aykırı olduğu belirtildi. Alevi derneklerinin bazıları da türbana karşı tavır aldı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Adıyaman Şubesi Başkanı Rıza Ergen, Türkiye'de birden fazla inancın bulunduğunu ve üniversitelerde başörtüsünün serbest olmaması gerektiğini savunarak, "Siyasi simge olan türbanın üniversitelere girmesini istemiyoruz" dedi. Mülkiyeliler Birliği Yönetim Kurulu, türbanın bir özgürlük sorunu değil, bir baskı sorunu olduğunu bildirerek, "Asıl sorun, başın örtülmesinin özgürlük kapsamına alınması değil, başını örtmek istemeyenler üzerinde yaratacağı baskının önlenmesidir" dedi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği öncülüğündeki bazı dernek üyeleri, türbana destek veren MHP Genel Merkezi önüne siyah çelenk bırakınca, partililerin saldırısına uğradı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyeleri adına açıklama yapan Merkez Konseyi Başkanı Prof. Gençay Gürsoy, AKP-MHP ittifakıyla gündeme getirilen türbanın tüm toplumsal sorunların önüne geçirildiğini savundu. İHH, MÜSİAD, Öğretmen-Sen, Eğitim Bir-Sen gibi 28 sivil toplum kuruluşu, Mazlum-Der'in öncülüğünde yaptığı açıklamada, çene altı formülüne tepki göstererek, "Yarım çözüm çözümsüzlük getirir" dedi. CHP: Simge, DSP: Dondurun AKP yönetimi, türbanın yükseköğretimde serbest bırakılmasını, kendisini iktidara taşıyan seçimler öncesinden bu yana savunuyor. Ancak, 5 yıllık iktidarında bu konuda adım atmayan AKP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İspanya'da türban siyasi simge olsa da sorunun çözülmesi gerektiği yolundaki açıklamasının ardından harekete geçti. CHP türbana ilişkin düzenlemelere "laik cumhuriyet" ekseninde sert muhalefet ediyor. Türbanın siyasal simge olduğunu savunan CHP, Anadolu kadınının başını örtme tarzlarına itirazı olmadığını vurguluyor. MHP, türban sorununun "toplumsal uzlaşma" ile çözülmesi gerektiğini Devlet Bahçeli'nin genel başkanlık koltuğuna oturmasının ardından dillendirmeye başladı. Türban sorununun, "kamu hizmeti alanlar ve verenler" ayrımı yapılarak çözülmesinden yana tavır sergileyen MHP, dün Meclis'ten geçen Anayasa değişikliği konusunda AKP'nin önünü açan öneriyi hazırladı. DSP soruna, kurucu liderleri Bülent Ecevit'in "inançlara saygılı laiklik" ilkesi çerçevesinde bakıyor. İlk ve ortaöğretim ile kamuda türbanın kesinlikle kabul edilemeyeceğini vurgulayan DSP yönetimi, "yükseköğretimde türban" konusunda çalışmalarının dondurulması, çözümün uzlaşma zemini temelinde aranması çağrısında bulundu. DTP, türban sorununu özgürlükler açısından değerlendirerek, her türlü yasağa karşı olduğunu vurguladı. MHP'de istifa çelişkisi MHP İzmir İl Başkanı Musavvat Dervişoğlu, türbana verilen desteği gerekçe göstererek istifa eden Ahmet Kara'nın resmen ilçe başkanı olmadığını söyledi. İl Disiplin Kurulu'na görevini yapması için pazartesi günü yazı yazacağını belirten Dervişoğlu, "MHP'den başka emellere hizmet etmek üzere bir tek çivi bile sökemezler. Sadece zarar veren paslı çiviler düşer" dedi.Narlıdere'de ilçe binası, ilçe başkanı ve ilçe teşkilatı olmadığını, ilçe başkanlığı binasının boşaltılarak, içindeki eşyaların il başkanlığına alındığını söyleyen Dervişoğlu şöyle konuştu: "Kendileri 20 Haziran 2007 tarihinde atama ile görevlendirildi. Ancak işlemleri zamanında tekamül ettiremedikleri için parti tüzüğünün ve siyasi partiler kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde münfesih (feshedilmiş) durumuna düşmüşlerdir. Dolayısıyla, hangi görevden istifa ettiklerini anlayamadım."MHP Narlıdere İlçe Başkanı ve 11 yönetim kurulu üyesi MHP'nin üniversitelerde türbanın serbest bırakılması için AKP'ye verdiği desteği gerekçe göstererek istifa etmişti. İZMİR DHA Türbana üniversitelerde tanınması planlanan serbestlik, aile içi ayrılıklara da neden oldu. Aziz Nesin'in türban hakkında farklı düşünceleri olan oğulları Prof. Dr. Ali Nesin ile Ahmet Nesin karşı karşıya geldi.Her şey, ünlü matematikçi Ali Nesin'in birçok öğretim üyesiyle birlikte türbana destek veren bildiriye imza atmasıyla başladı. Ancak ağabeyin tavrı, kardeş Ahmet Nesin'i çileden çıkardı. Ağabey Nesin'e bir mektup yazan Ahmet Nesin, "Babamızın 'Korkudan Korkmak' ve 'Ah Biz Ödlek Aydınlar' kitaplarını bir kez daha oku. Babam haklıymış, onun en büyük eleştirmeniymişsin ama yüzüne söyleme cesareti gösterememişsin. Aziz Nesin hayatta olsa da manzarayı görseydi. Ne derdi acaba?" dedi. Ağabey Ali Nesin ise kardeşine verdiği yanıtta, "Aziz Nesin'in kitaplarını basmak ve vakfa daha fazla gelir sağlamak amacıyla Nesin Yayınevi'ni kurmuş biri olarak, kimsenin bana 'Babanın kemikleri sızlamıştır' demeye hakkı yoktur" dedi. Ali Nesin, karşılıklı yazışmaların ardından yaptığı açıklamalarda, başta kardeşi olmak üzere belli kesimlerin hakaretlerine maruz kaldığını belirterek, "Üniversitede kılık kıyafet özgürlüğünü savunan bir metne imza attım diye yer yerinden oynadı. Aldığım hakaret mesajlarının haddi hesabı yok. Sanki ortada bir suç varmış da çocuklarımız da buna ortakmış gibi Nesin Vakfı'na bağışlarını kesenler oldu. Hatta laiklikten ödün verdiğimi, Aziz Nesin'i Sivas'ta yakanlarla ittifak kurduğumu, bu imzadan bir çıkarımın olduğunu ileri sürenler bile oldu" dedi. Nesin kardeşlerin arası açıldı 1- Ege Üniversitesi (211)2- İstanbul Üniversitesi (178)3- Dokuz Eylül Üniversitesi (153)4- Ankara Üniversitesi (119)5- İstanbul Teknik Üniversitesi (112)6- Gazi Üniversitesi (99)7- Hacettepe Üniversitesi (95)8- Akdeniz Üniversitesi (91)9- ODTÜ (56)10- Marmara Üniversitesi (55)11- Çukurova Üniversitesi (50)12- Uludağ Üniversitesi (47)13- Ondokuz Mayıs Üniversitesi (45)14- Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (40)15- İnönü Üniversitesi (39)16- Abant İzzet Baysal Üniversitesi (38)17- Kocaeli Üniversitesi (23)18- Osmangazi Üniversitesi (22)19- Boğaziçi Üniversitesi (22)20- Süleyman Demirel Üniversitesi (21)21- Yıldız Teknik Üniversitesi (20)22- Adnan Menderes Üniversitesi (19)23- Trakya Üniversitesi (19)24- Celal Bayar Üniversitesi (18)25- İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (18)26- Cumhuriyet Üniversitesi (17)27- Balıkesir Üniversitesi (14)28- Erciyes Üniversitesi (14)29- Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (13)30- Düzce Üniversitesi (13)31- Sinop Üniversitesi (13)32-Mersin Üniversitesi (12)33- Mustafa Kemal Üniversitesi (10)34-Pamukkale Üniversitesi (8)35- Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (8)Gaziantep Üniversitesi (8)36- Kafkas Üniversitesi (7)37- Galatasaray Üniversitesi (7)38- Selçuk Üniversitesi (5)39- Anadolu Üniversitesi (5)40- Muğla Üniversitesi (5)41- Harran Üniversitesi (4)42- Dicle Üniversitesi (3)43- Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi (3)44- Karadeniz Teknik Üniversitesi (2)45- Mimar Sinan Üniversitesi (2)46- Atatürk Üniversitesi (2)47- Gaziosmanpaşa (1)48- GATA(1)49- Kırıkkale Üniversitesi (1)50- Bozok Üniversitesi (1)51- Çankırı Karatekin Üniversitesi (1)52- Dumlupınar Üniversitesi (1)53- Sakarya Üniversitesi (1) Üniversitelere türban girmesin diyenlerin dağılımı: 1- Başkent Üniversitesi (12)2- Yeditepe Üniversitesi (7)3- Beykent Üniversitesi (5)4- Bilgi Üniversitesi (4)5- Maltepe Üniversitesi (4)6- Kültür Üniversitesi (3)7- Bilim Üniversitesi (2)8- İzmir Ekonomi Üniversitesi (2)9- Ar-El Üniversitesi (2)10- Haliç Üniversitesi (2)11- Bilkent Üniversitesi (1)12- Doğuş Üniversitesi (1)13- Işık Üniversitesi (1)14- Okan Üniversitesi (1)15- Atılım Üniversitesi (1)16- Ufuk Üniversitesi (1) VAKIFLAR 1- Selçuk Üniversitesi (Konya- 255)2- Atatürk Üniversitesi (Erzurum- 254)3- Sakarya Üniversitesi (Sakarya) (177)4- Fırat Üniversitesi (Elazığ- 175)5- Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van- 149)6- Erciyes Üniversitesi (Kayseri- 145)7- Gazi Üniversitesi (Ankara - 128)8- Harran Üniversitesi (Şanlıurfa- 116)9- Ondokuz Mayıs Üniversitesi (Samsun- 108)10- Süleyman Demirel Üniversitesi (Isparta- 107)11- Marmara Üniversitesi(İstanbul-105)12- Dicle Üniversitesi (Diyarbakır- 86)13- İstanbul Üniversitesi (İstanbul 72)14- Celal Bayar Üniversitesi (Manisa- 62)15- Gaziosmanpaşa Üniversitesi (Tokat- 61)16- Afyon Kocatepe Üniversitesi (Afyon - 52)17- İnönü Üniversitesi (Malatya- 52)18- Ankara Üniversitesi (Ankara - 51)19- Karadeniz Teknik Üniversitesi (Trabzon - 49)20- Gaziantep Üniversitesi (Gaziantep - 46)21- Cumhuriyet Üniversitesi (Sivas - 40)22- Rize Üniversitesi (Rize - 39)23- Sütçü İmam Üniversitesi (Kahramanmaraş- 38)24- Dokuz Eylül Üniversitesi (İzmir- 37)25- Çukurova Üniversitesi (Adana- 35)24- Uludağ Üniversitesi (Bursa- 35)25- Kırıkkale Üniversitesi (Kırıkkale -34)26- Muğla Üniversitesi (Muğla -33)27- Kocaeli Üniversitesi (Kocaeli -32)28- Balıkesir Üniversitesi (Balıkesir -30)29- Yıldız Teknik Üniversitesi (İstanbul- 29)30- Kafkas Üniversitesi (Kars - 28)31- Osmangazi Üniversitesi (Eskişehir- 26)32- Pamukkale Üniversitesi (Denizli- 25)33- Mustafa Kemal Üniversitesi (Hatay - 25)34- İstanbul Teknik Üniversitesi (İstanbul - 23)35- Niğde Üniversitesi (Niğde - 23)36- Abant İzzet Baysal Üniversitesi (Bolu -22)37- Hitit Üniversitesi (Çorum-21)38- Dumlupınar Üniversitesi (Kütahya - 20)39- Düzce Üniversitesi (Düzce 20)40- Hacettepe Üniversitesi (Ankara- 17)41- Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü (Kocaeli - 16)42- Ege Üniversitesi (İzmir - 16)43- Erzincan Üniversitesi (Erzincan - 15)44- Boğaziçi Üniversitesi (İstanbul- 12)45- Çanakkale 18 Mart Üniversitesi (Çanakkale - 11)46- ODTÜ (Ankara- 11)47- Karabük Üniversitesi (Karabük - 9)48- Namık Kemal Üniversitesi (Tekirdağ - 8)49- Ordu Üniversitesi (Ordu - 8)50- Adıyaman Üniversitesi(Adıyaman - 7)51- Uşak Üniversitesi (Uşak - 7)52- 7 Aralık Üniversitesi (Kilis- 7)53- Ahi Evran Üniversitesi (Kırşehir -6)54- Aksaray Üniversitesi (Aksaray - 5)55- Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (Zonguldak - 5)56- Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi (Karaman - 5)57- Akdeniz Üniversitesi (Antalya - 4)58- Ağrı Dağı Üniversitesi (Ağrı - 4)59- Adnan Menderes Üniversitesi(Aydın - 4)60- Nevşehir Üniversitesi (Nevşehir - 4)61- Trakya Üniversitesi (Edirne - 4)62- Amasya Üniversitesi (Amasya - 3)63- Artvin Çoruh Üniversitesi (Artvin - 3)64- Batman Üniversitesi (Batman - 3)65- Bozok Üniversitesi (Yozgat - 3)66- Kastamonu Üniversitesi (Kastamonu - 3)67- Mimar Sinan Üniversitesi (İstanbul - 3)68- Galatasaray Üniversitesi (İstanbul - 2)69- Giresun Üniversitesi (Giresun -2)70- Mardin Artuklu Üniversitesi (Mardin -2)71- Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (Burdur - 2)72- İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İzmir -1)73- Anadolu Üniversitesi (Eskişehir -1)73- Bingöl Üniversitesi (Bingöl -1)74- Eren Üniversitesi (Bitlis- 1) Türban serbest bırakılmalı diyenlerin dağılımı: 1- Fatih Üniversitesi (İstanbul- 88)2- İstanbul Bilgi Üniversitesi (İstanbul- 16)3- Sabancı Üniversitesi (İstanbul-11)4- Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Üniversitesi (Ankara- 10)5- İstanbul Ticaret Üniversitesi (İstanbul -8)6- Bilkent Üniversitesi (Ankara- 7)7- Yeditepe Üniversitesi (İstanbul- 6)8- Bahçeşehir Üniversitesi (İstanbul- 6)9- Başkent Üniversitesi (Ankara- 6)10- İstanbul Kültür Üniversitesi (İstanbul- 5)11- Atılım Üniversitesi (Ankara- 4)12- Maltepe Üniversitesi (İstanbul- 3)13- Çankaya Üniversitesi (Ankara- 2)14- Işık Üniversitesi (İstanbul- 2)15- Yaşar Üniversitesi (Ankara- 2)16- Doğu Akdeniz Üniversitesi (Kıbrıs- 2)17- Ar-El Üniversitesi (İstanbul- 1)18- İstanbul Aydın Üniversitesi (1)19- Beykent Üniversitesi (İstanbul- 1)20- Haliç Üniversitesi (İstanbul- 1)21- Yakındoğu Üniversitesi (Kıbrıs- 1) VAKIF ÜNİVERSİTELERİ Kamuoyunda "türbana özgürlük" bildirisi olarak yansıyan üniversitede türban serbestisini savunan öğretim üyelerinin desteklediği manifesto, perşembe gecesi imzaya kapatıldı. Bir haftada 3 bin 549 imza toplanırken bunlardan sadece 160 imzanın kadın öğretim üyelerine ait olduğu belirtildi. Hürriyet gazetesinde yer alan habere göre, bildirinin mimarlarından Konya Selçuk Üniversitesi'nden Doç. Dr. Şaban Çalış, "Büyük bir facia. Bu durum kadın öğretim üyesinin azlığından ya da kadın öğretim üyelerinin türban konusundaki fikir ayrılığından kaynaklanabilir. Sonuç olarak erkek egemen bir tablonun ortaya çıkmasından rahatsızım. Erkek egemen anlayışın bildiriye de yansıması çok üzücü. Tek kelimeyle bu iğrenç bir durum" dedi. Üniversite Konseyleri Derneği'nin düzenlediği, "Ülkemizi ve üniversitemizi gericiliğe teslim etmiyoruz" başlıklı imza kampanyası ise dün saat 18.00 itibariyle 4097 imzaya ulaştı. Kampanyaya imza atanların 2118'in kadın akademisyenlerden oluştuğu belirtildi. 4 Şubat'ta başlayan kampanyanın 15 Şubat'ta sona ereceği bildirildi. Türbana destek bildirisinden erkek egemen tablo çıktı