Gündem Zümrüd-ü Anka yetim kaldı

Zümrüd-ü Anka yetim kaldı

24.02.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

1934 doğumlu sanatçı Ali Teoman Germaner dün kalp yetmezliği sebebiyle vefat etti. Aloş ismiyle de bilinen Germaner, 26 Şubat’ta saat 11.00’de Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fındıklı Yerleşkesi Osman Hamdi Bey Salonu’nda düzenlenecek törenin sonrasında Kılıç Ali Paşa Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Kuzguncuk’taki Nakkaştepe Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Zümrüd-ü Anka yetim kaldı

Zümrüd-ü Anka yetim kaldı
1949 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’ne giren Germaner, Rudolf Belling, Zühtü Müridoğlu, Ali Hadi Bara’nın aralarında olduğu isimlerin öğrencisi olmuş ve ilk sergisini 1952 yılında Maya Sanat Galerisi’nde açmıştı. Sanatçı 1961-1965 yılları arasında Paris’te eğitim gördükten sonra 1965 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümü’nde asistan olarak göreve başladı. 1976 yılında aynı kurumda profesör olan Germaner 2001 yılında emekli oluncaya dek heykel bölümünde atölye hocalığı ve bölüm başkanlığını sürdürdü. 30’un üzerinde ulusal ve uluslararası karma sergiye katılan Ali Teoman Germaner 15 kişisel sergi açtı. Sanatçının, 1967 yılında 29. Devlet Resim ve Heykel Sergisi Ödülü, 1972 yılında İstanbul Fatih Anıtı Proje Yarışması Birincilik Ödülü, 1991 ve 1994 yılları Ankara Sanat Kurumu Yılın En Başarılı Heykel Sanatçısı Ödülü, 1998 Rumeli Holding Heykel Yarışması ödülleri bulunuyordu.

‘Soluk alır gibi’

Haberin Devamı

Ali Teoman Germaner’in sanatında farklı coğrafyaların mitolojilerinden beslenen ve onların kahramanlarını figür olarak kullanan özgün bir dil yer bulmuştu.

‘Aloşname’, ‘Zümrüd-ü Anka’ serilerindeki eserleri desen ve heykel olarak paralel devam ediyor ve kendi mitolojisini inşa ediyordu. Aloş, masalsı, efsane dolu bir dünyanın içinden aslında, dünya hâlini ve insani manzaralarını sadelikle anlatıyordu. Son sergisi ‘Aloşname’ Bozlu Art Project’te 2016’da açılan sanatçı bu dönem Milliyet Sanat’a verdiği bir röportajda “İnsanların kendilerini değerlendirmeleri çok zor hatta bazen de imkânsız. Kendimi görmüyorum ki başkalarını görüyorum, beni de başkaları hicveder. Ben yaptıklarımı eser olarak algılamıyorum, onlar çalışmalardır. Eser adını eleştirenler, değerlendirenler kullanır. Eser benim için çok büyük bir sözcük. Ben çalışırım. Soluk alır gibi çalışırım. Uyur gibi, uyanır gibi çalışırım. Benim anladığım bu. Değerlendirmek bana da değil başkalarına düşer” demişti.

Haberin Devamı

Heykeltıraşlıktan asla emekli olunamayacağını belirten sanatçı aynı yazıda “Dün, bugün, yarın hepsi bir bütün. Mekân da öyle... Eninde sonunda yeryüzünün bir parçası içindeyiz” diyerek zamana bakışını anlatmıştı.