Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Güzel şeylerden bahset-mek istiyoruz, lakin dünyada olup bitenlere baktıkça içimiz kararıyor...
Acıya dair ne varsa gelip yüreğimize bir dağ gibi çöküyor...
Dr. Erkan Aydın dostumuz Halep’teki katliamın ve çaresizliğin bir fotoğrafını paylaşıyor bizimle...
Ve Berna Laçin’in bir sonbahar resminin altına “Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştim” yazdığı bir iki satır düşüyor aklımıza...
Fotoğrafa baktığınızda gözlerinizdeki yaşa engel olamıyorsunuz.
“Batı seyrediyor” diye sitem ediyoruz ama Şanghay Beşlisi ve Arap dünyası da üzüntüsünden gözyaşı dökmüyor!
Ve anlıyoruz ki gerçekten sözün bittiği ve insanların çaresiz bırakıldığı çıkmaz bir sokaktayız...

Halep’te bir sabah

“Her şey yapılabilir beyaz bir kâğıtla” diyen Yılmaz Erdoğan’ın bir iki mısrasındaki “uçak örneğin, uçurtma mesela” dediği çözüme sığınıyoruz sanki...
Yıkılmış bir kentin sokaklarında kurtarılmayı bekleyen binlerce insan, tükenmişliğin sendromunu yaşıyor.
Gazetecilikte bir kural var...
İyi bir fotoğraf bin kelime anlatmalı...
Halep’te çekilen bu fotoğraf da bize milyonlarca kelime anlatıyor...
“Süresi ötekilerinden kısa bir ömür üzerine” diyen Yılmaz Erdoğan’ı da belki yeni anlıyoruz...
Bu fotoğrafın altına yazılacak ve hikâyeyi özetleyecek tek bir satırdan yola çıkarak herkes farklı bir şeyler söyleyebilir ve yazabilir ama bilmeliyiz ki büyük bir dram yaşanıyor sınırlarımızın öteki tarafında...
*
Hitler’in katliamı yıllarca anlatılıyor, filme çekiliyor...
Esed’in ve diğerlerinin yaptığı bu katliam belki bir asır anlatılsa ve filme çekilse yine de yetmez!
Sefer aylarında bu kadar insan meçhule giden bir kervandaki yolcu gibi...
“Arayan, soran, gelen giden yok” diyen Erdoğan’ın şiirindeki mısralardaki gibi insanların çaresizliği ve kimsesizliği bizi ağlatıyor artık...
Ve yaşamaya isyan ettiriyor...
Her sabah beyaz bir kâğıtla güne ve her şeye yeniden başlamak istiyoruz ama bir kare fotoğrafa baktıkça tükeniveriyoruz.
Bütün umutlarımızı bir yaprak misali gibi yere düşüren deli bir rüzgâr alıp götürüyor...
Halep’te güneşli bir sabaha böyle uyanıyor insanlar ve hazan mevsimi bir sonbaharı böyle uğurluyor...