Kadir Onur Dinçer

Kadir Onur Dinçer

kadironurdincer@hotmail.com

Tüm Yazıları

Avrupa'nın ortasından (İsviçre) ve batısından (İngiltere), aynı gün içerisinde Galatasaray ile ilgili iki önemli açıklama geldi. İkisi de resmi açıklamaydı. Birbirleriyle alakasız görünse de aslında, tamamlayıcı gelişmelerdi.

Nyon'da UEFA.com'un editörü, sarı-kırmızılıların Finansal Fair Play Kuralları'nı ihlal ettiğini sisteme girip, dünyayla paylaştığında saatler (Türkiye saati) 19.30'du. Cim Bom'un içinde bulunduğumuz sezonki denetleme sürecinde gelir gider dengesini tutturamadığı, bu yüzden UEFA Kulüp Finansal Kontrol Organı'nın araştırma biriminden, hüküm verici birimine sevk edildiği duyuruluyordu.

Haberin Devamı

Bu departmanın temsilcimiz ile ilgili Şubat ayı sonuna kadar bir karar vereceği ve bunu kamuoyuyla paylaşacağı da ekleniyordu.

Gelişme iç açıcı değil. Çünkü dosyanın bu birime sevk edilmesi, genelde cezai yaptırımın gerektiği öngörüsünden kaynaklanıyor ve yine genellikle bir takım yaptırımlarla sonuçlanıyor.

.....

UEFA'nın duyurusundan bir saat sonra bu kez Ada'dan bir açıklama geldi. Watford Kulübü Nordin Amrabat'ı renklerine bağladığını ilan etti. Galatasaray'ın Avrupa'da cezaya bir adım daha yaklaştığı saatlerde, gelecekteki bu olası yaptırımın nedenlerinden olabilecek ve buna sebep teşkil edecek bir gelişmenin hemen akabinde cereyan etmesi ilginç bir rastlantı ya da kaderin cilvesiydi. Birbiriyle alakasız görünen bu olaylar aslında bir nedensellik içeriyor, ancak sebep, sonucun ardından geliyordu.

.....

Finansal Fair Play Kuralları (FFP) içerisinde en can yakıcı maddelerden bir tanesi 'başa baş' ismindeki gelir-gider dengeleri konu başlığı. Bugüne dek bir çok ekibin cezai yaptırıma uğradığı bu başlık, aynı zamanda FFP'nin kuruluş felsefesinin ruhunu en iyi anlatan içeriklerden de bir tanesi. Kısacası, kulüplerin giderleri gelirlerinden fazla olmayacak. Olacaksa da buna yalnızca belli ihlaller ölçüsünde izin verilecek.

Takımların oyuncu alım-satımları da mevcut kuraldan sapmamak adına en önemli kalemlerden bir tanesi olarak hesaplanıyor. Dolayısıyla eski bir Galatasaray transferi olan Nordin Amrabat ile başa baş kuralı arasında da önemli bir ilişki söz konusu. Hem de mevzu bahis olan içinde bulunduğumuz sezonun rakamları ve Faslı oyuncunun transferi bu sezon başına denk gelirken.

Haberin Devamı

......

Aslında sarı-kırmızlılar tehlikenin farkındaydı. Bir süredir oyuncu almak kadar satmaya da özen gösterildi. Ancak bu çaba yeterli değildi. Bir çok oyuncuyu elden çıkarmak mümkün olmadı.

Lucas Ontivero

Lucas Ontivero ancak kiralık olarak gönderilebildi ve kendisinden bir gelir sağlamak mümkün olmadı. Üstüne üstlük Arjantinli futbolcu Ljubljana formasını giyerken, 450 bin euroluk maaşı Galatasaray tarafından ödenmeye devam edildi. Sloven ekibi, sarı-kırmızılıların iki yıl önce 2 milyon bonservisle kadrosuna kattığı oyuncu için 600 bin euro bonservisi çok buldu ve ilk yarının sona ermesiyle kendisini geri gönderdi. Oyuncu ardından bu kez Montreal'e kiralandı.

Blerim Dzemaili

Blerim Dzemaili de elden çıkarılamadı. Genoa kulübüne kiralandı. İtalyan ekibi Cim Bom'a kiralama bedeli ödemedi. Bu transferden de gelir elde edilemedi, Ontivero vakasında olduğu gibi Galatasaray maaşını da ödemeye devam etti. Deneyimli orta saha oyuncusunun 2.100.000 euro olan sabit transfer ücretinin 1.300.000'luk kısmı halen sarı-kırmızılılar tarafından ödeniyor. Parasını Galatasaray ödüyor ama Dzemaili Genoa için ter döküyor.

Haberin Devamı

Alex Telles

Brezilya'nın Gremio Kulübü'nden 6 milyon euronun üzerinde bir bedelle transfer edilen Alex Telles de sarı-kırmızılıların kasasına bonservis parası koyamadı. Ona da sadece geçici bir talip çıktı. Inter Kulübü, 1.3 milyon kiralama bedeliyle oyuncuyu sadece sezon sonuna kadar olma kaydıyla renklerine kattı. Brezilya liginde en iyi sol bek ödülü alarak Türkiye'ye gelen genç yıldız adayı da, şimdilik bonservisiyle alınmaya değer bir futbolcu olarak değerlendirilmedi.

Bruma

Görüldüğü gibi Galatasaray transfer yapıyor gibi görünüyor ancak kasasına aslında bir şey girmiyordu. Yine bu sezon başında giden bir diğer oyuncu daha bu furyaya uyacak, geçici olarak bir başka ekibin yolunu tutacaktı. O isim ise son yıllarda sarı-kırmızıların en pahalı transferlerinden bir tanesi olan Bruma'ydı. Portekizli futbolcu Real Sociedad'ın yolunu tuttu. Lacivert-beyazlı ekip, tarihinin en büyük bütçesini açıkladığı, ekonomik olarak son derece rahat olduğu sezonda kendisini kalıcı olarak transfer etmek istemedi, 1.9 milyon euroya kiralamakla yetindi.

.....

Kiralık furyası, Finansal Fair Play çerçevesinde Galatasaray'ın elini zayıflatıyordu. Gelir gider dengesini tutturmak adına mutlaka futbolcu satması gereken sarı-kırmızılılar, bu konuda zorlanıyor, oyunculardan gelen kiralama ücretleri, sarı-kırmızıların bir kısmının maaşlarını ödemeye devam etmesiyle aşağı yukarı nötrlenerek anlamsızlaşıyordu. Tabii hiç futbolcu satılmadı da değil. Peki ama satılanlar gerçek değerini buldu mu?

Felipe Melo

Cim Bom'un elinden çıkardığı futbolcular, piyasa değerlerinin altında rakamlara gitti. Felipe Melo üç yıl önce Juventus'tan 3 milyon 750 bin euroluk ücretle transfer edilmişti. Inter'e de aynı rakam karşılığında verildi. Kulüp zarar etmedi ancak kâr da edemedi. Aslında Brezilyalı yıldız daha yüksek bir ücrete de gönderilebilirdi. Çünkü sezon başlarken Melo'nun Avrupa transfer piyasasındaki değeri 7 milyon euro olarak gösteriliyordu. 32 yaşındaki futbolcu için, ederinin yarısını veren bir alıcıya razı olundu.

Nordin Amrabat

Faslı futbolcu belki de sezonun en dikkat çeken transferlerinden biri oldu. İspanyol ekibi Malaga, iki sezon üst üste kiralık olarak oynattığı futbolcuyu en sonunda satın almaya karar veriyor, 3.5 milyon euroluk opsiyon bedelini Galatasaray'a ödeyerek kalıcı transferi gerçekleştiriyordu. Sarı-kırmızılılar zamanında Kayserispor'dan 8 milyon euro karşılığında aldığı oyuncuda da zarar etti. Üstüne üstlük oyuncunun piyasası da vardı, geçen sezon La Liga'da epey başarılı olmuştu. Amrabat'ın piyasa değeri, transferin gerçekleştiği dönemde 6 milyon euroydu. Ne var ki sözleşmede yalnızca 3.5 rakamı yazıyor, mavi-beyazlıların bu miktarı tedarik etmesi yeterli oluyordu.

Watford Malaga oldu, Malaga ise Galatasaray!

Bu gerçek Malaga'nın dün gerçekleştirdiği transferle adeta kanıtlandı. İspanyol ekibi 4 yıllık imza attırarak Galatasaray'dan bonservisini aldığı 28 yaşındaki oyuncuyu, altı ay sonra Ada'ya gönderdi. Premier Lig ekibi Watford, İngiltere'de bile taliplileri olduğu ortaya çıkan Nordin Amrabat'ı, Malaga'ya 8 milyon euro ödeyerek kadrosuna kattı. Tam da oyuncunun Kayseri'den alındığında ödenen bonservis ücretiyle... Aslında bu parayı alan sarı-kırmızılılar olmalıydı. 3.5 milyona işi kapatan Malaga oyuncuyu 8 milyona transfer etmeli, böylece Galatasaray, zarardan kurtulmalıydı. Sekiz milyonu veren Watford Malaga'nın rolüne soyundu, sekiz milyonu alan İspanyol ekibi ise Galatasaray'ın.

.....

Görüldüğü gibi Galatasaray hiç bir transferde kâra geçemedi, hatta sattığı oyuncularda bile zarar etti. Buna karşın kadroya takviyeler ise hız kesmedi. Son olarak Donk ve Martin Linnes transferleri gerçekleşti, Cim Bom'un kasasından iki oyuncunun bonservisleri için yaklaşık 5 milyon euro çıktı. Yakın takipte olan UEFA da bu gelişmeleri herhalde dikkate aldı.

Sekiz çizen Galatasaray

Sarı-kırmızılıların finansal kuralları ihlal ettiğinin açıklanmasıyla, Nordin Amrabat'ın Watford'a transferinin gerçekleşmesi aynı güne hatta neredeyse aynı saatlere denk geldi. Amrabat aslında kulübün, son yıllardaki başarısız transfer politikasının somut bir örneğiydi.

Onun cisminde somutlaşan tablo, UEFA ile resmileşti.

'8 milyona aldığın oyuncuyu 3.5'a mı verirsin? Alırım ama ben ederine satarım' diyen Malaga gerçeği ortaya sererken, bu canlı örnek eşliğinde Avrupa futbolunun patronları, yolun yanlış olduğunu duyuruverdi.

Açıklama ve transfer 18 Ocak'ta geldi. UEFA duyurusunu siteye girdiğinde saat (Avrupa saati) 18.30'u gösteriyordu. Watford oyuncuyu 8 milyon bonservisle kadrosuna kattı. 28 yaşındaki futbolcu için Galatasaray da aynı parayı ödemiş, zamanında 8 milyon vererek renklerine bağlamıştı.

Bu kadar sekiz tesadüf müydü? Amrabat ile kaybedildiği ortaya çıkanın, aynı gün UEFA tarafından yüze vurulmasındaki gibi...

Dengesizlik sarı-kırmızılılar için sekizde cisimleşti.

Somutlaşan tablo, UEFA'da sekiz çizdi.