Kariyer ‘Arkeolog olmak istiyordum, televizyoncu oldum’

‘Arkeolog olmak istiyordum, televizyoncu oldum’

01.09.2008 - 22:26 | Son Güncellenme:

Burası Haftasonu programıyla her hafta sonu canlı yayınla izleyicilerin karşısına çıkan Oylum Talu, “Reyting savaşından hoşlanmıyorum. Üst düzey bir program yapacaksanız reytingi bir kenara bırakacaksınız” diyor

‘Arkeolog olmak istiyordum, televizyoncu oldum’

Oylum Talu, televizyon dünyasının yetiştirdiği başarılı programcılardan biri. Onu ilk kez Kapalı Gişe adlı sinema programıyla tanıdık ama ‘televizyonculukta ben de varım’ dediği program Hakan Çelik’le Habertürk’te sunduğu Weekend oldu. Birçok ödüle layık görülen Weekend’in ardından Talu şimdi de Burası Haftasonu’yla ekranlarda. Her hafta sonu sabah 9.00-12.00 saatleri arasında canlı yayında, aktüel konular ve renkli konuklarıyla izleyicilere keyifli saatler yaşatan Talu, “İyi bir televizyoncu olmak için kendinizi geliştirmeniz ve geniş bilgi birikimine sahip olmanız gerekiyor. Ben de kendimi nasıl daha fazla geliştirebilirim, bunun derdindeyim” diyor. Düzgün fiziği ve güzelliğiyle de dikkat çeken Talu, sinema ve dizilerden oyunculuk teklifi aldığını da itiraf ediyor.

Haberin Devamı

Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema TV Bölümü’ne birincilikle girmişsiniz. Televizyonu o zaman mı kafanıza koymuştunuz?

Aslında arkeolog olmak istiyordum, fakat arkeolojide gelecek görmedim. Daha sonra ikinci tercihime, sinemaya yöneldim. Aklımda yönetmen olmak vardı, çünkü ben çocukluğumdan beri çok film seyreden biriyim. Sınavlara bir süre hazırlandım, sonra yetenek sınavlarına girdim ve birinci oldum.

Okul yıllarında çektiğiniz birçok kısa film de var, hatta festivallerde ödül alanlar olmuş... Peki, sinemayı bu kadar isterken te-levizyonculuğa neden geçtiniz?

O zamanlar sinema piyasası çok iyi durumda değildi. Senede 3 ya da 4 Türk filmi çekiliyordu. Ben tam sinemanın geçiş döneminde okudum anlayacağınız, o nedenle eğitimlerimiz de sinemadan çok televizyon üzerineydi. Amerika’da staj yaptıktan sonra bir süre Sinan Çetin’le çalıştım. Plato Film’de program asistanlığı yapıyordum. Ama sinema sektöründeki zorluklar kafamı karıştırmıştı. Sinemada kadın yönetmenin var olması daha zor. Şu anda bakarsanız kadın yönetmenler parmakla sayılacak kadar az. Tüm bunlar sinema ile televizyon arasında bir kararsızlık yaşamama neden oldu. Ben de televizyona geçmeye karar verdim.

Haberin Devamı

Sunuculuk yapmaya nasıl başladınız?

Habertürk’e başladığımda sunuculuk yapmak hiç aklımda yoktu. Zaten yönetmen ve yapımcı olarak çalışıyordum. Ufuk Güldemir, kamera önünde çok daha başarılı olacağımı, program sunmam gerektiğini söylüyordu. Daha sonra Kapalı Gişe programını sunmaya başladım, ödüller de aldık bu programla. Daha sonra Weekend programı teklif edildi, o program da seyirci tarafından çok beğenildi ve ödül aldı.

Sinema, emlak ve eğitim programları sunmuşsunuz, finans dergisinde de yazılar yazmışsınız. Farklı branşlarda çalışmak sizin seçiminiz mi oldu?

Ben bir televizyoncuyum ve iyi bir televizyoncu olmak için kendinizi geliştirmeniz ve geniş bir bilgi birikimine sahip olmanız gerekiyor. Kendimi nasıl daha fazla geliştirebilirim, bunun derdindeyim. Finans dergisinde çalışmam, eğitim haberleri yapmam ve emlak programı sunmam da aslında bana çok şey katacağını düşünerek kabul ettiğim işler ve gerçekten de o alanları daha yakından tanımama neden oldu.

Haberin Devamı

Hırslı biri olduğunuzu düşünüyor musunuz?

İşimi seviyorum ve daha iyi bir televizyoncu olmak için çabalıyorum. Elbette sevdiğiniz işte çok daha iyi konumlara gelmek istersiniz. Benimki de böyle bir şey. Yoksa kendime ve başkalarına zarar veren hırslarım yoktur.

Programınız 3 saat sürüyor ve canlı. Bu kadar uzun süre enerjiyi ve tempoyu düşürmeden bir program sunabilmek meziyet ister sanırım...

Aslında zamanın nasıl geçtiğini pek anlamıyorum, kendimi o kadar kaptırıyorum. Yaptığım işten çok zevk alıyorum. Çok sevdiğim kişileri konuk ediyorum, merak ettiğim soruları soruyorum. Programa hazırlık yapmamaya çalışıyorum, programın spontane devam etmesinden yanayım, bu şekilde daha samimi oluyor ve tempo düşmüyor.

‘Arkeolog olmak istiyordum, televizyoncu oldum’
Programa tepkiler nasıl?

İnsanların büyük ilgisini görüyorum ve bu da beni motive ediyor. Ama beni sokakta tanımıyor insanlar sadece sesimi duyunca tanıyorlar.

Haberin Devamı

Fiziğiniz ve güzelliğinizle de dikkat çeken birisiniz. Şimdiye kadar oyunculuk teklifi almışsınızdır mutlaka...

Evet, Weekend programını sunarken çok alıyordum, hâlâ da alıyorum. Sinemadan, dizilerden... Ama çok zor işler bunlar, açıkçası düşünmüyorum. Ben televizyon sunuculuğunda devam etmek niyetindeyim.

Hayalinizde sunmak istediğiniz bir program var mı?

Weekend çok iyi bir programdı, şimdi yaptığım programdan da çok mutluyum; özgür bırakıldım, bana güveniyorlar. Zaten burada tüm aktüel konuları işliyorum, istediğim programı yapıyorum aslında şu an. Reyting savaşından hoşlanmıyorum. Bence reytingleri insanlar değil, kanallar belirliyor. İnsanlar sadece kanallar arasından seçim yapıyor. Üst düzey bir program yapacaksanız reytingi bir kenara bırakacaksınız.

‘Arkeolog olmak istiyordum, televizyoncu oldum’
Peki, bir gün yönetmenliğe geri dönüp bir sinema filmi yapmak gibi bir niyetiniz var mı?

Yönetmenlik, çok zor bir iş. Bu işi yapabilmek için kendini iyi yetiştirmen gerekiyor. Şu an için yapabileceğimi sanmıyorum.

Haberin Devamı

‘İstersem bale okulu açabilirim’

Uzun süre bale eğitimi almışsınız. Aynı zamanda gitar ve piyano da çalıyorsunuz. Bu alanlarda kariyer yapmayı düşündünüz mü hiç?

Bu ilgi alanlarım babamdan geliyor aslında. Ailenizin yaptıkları, düşünceleri, hayat tarzları sizi birebir etkiliyor. Bale sertifikası aldım, istersem bale okulu açabilirim ama hiçbir zaman müzikten ya da baleden para kazanmayı düşünmedim. Bunları yapmaktan çok büyük zevk alıyorum ama sadece hobi olarak.

İş dışında zamanınızı nasıl geçirirsiniz? 

Köpeğimle zaman geçirmeyi seviyorum, bunun dışında kitap okurum. En büyük zevkim sinema. Sık sık sinemaya gidiyorum, gitar ve piyano çalıyorum. Bu şekilde zihnimi ve bendimi dinlendiriyorum.