Kariyer ‘Günde 16 saat çalışırım’

‘Günde 16 saat çalışırım’

09.06.2008 - 00:32 | Son Güncellenme:

İstediklerine ulaşmak için hep mücadele ettiğini söyleyen Medicana Hastaneler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, “Önemli olan pes etmeden yoluna devam etmek, ben durmam” diyor

‘Günde 16 saat çalışırım’

Medicana Hastaneler Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Bozkurt, mimarlık okurken diş hekimliği fakültesine kaydolarak kariyerine yeni bir yol çizmiş. Okul bittikten sonra bir süre diş hekimliği yapsa da aklında hep hastane kurma fikri varmış. İkna ettiği arkadaşlarıyla birlikte 1993’te kurduğu Hayat Hastanesi onu bu hayaline kavuşturmuş. Zaman ilerledikçe Hayat’ların da, ortakların da sayısı artmış. 1995’te Avcılar’da, 1999’da Çamlıca ve Mimaroba’da hastane ve poliklinik açılmış.
Bozkurt’un hayat hikâyesinde, bence, Türk filmlerini andıran bölüm ise yönetimle anlaşmazlık nedeniyle ayrıldığı Ömür Hastanesi’ne yıllar sonra patron olarak geri dönmesiyle yaşanmış. 2003 yılında hastanelerin adını Medicana olarak değiştiren Bozkurt, 5 hastaneyle faaliyet gösteren Medicana’yı dünyaya açmayı planlıyor.

Haberin Devamı

Mimarlık okurken bir anda fikir değiştirip diş hekimliği fakültesine geçiş yapmışsınız. Fikrinizi ne değiştirdi?

Mimarlığı bırakmamın nedeni ailemin ısrarı oldu. Ailemde doktor sayısı fazla, babam benim de doktor olmamı istedi. Ben de “Eğer doktor olacaksam diş doktoru olayım” dedim ve diş hekimliği fakültesine kaydoldum. Ama mimarlık benim hâlâ özel ilgi alanım. Girdiğim her binanın önce mimarisine bakarım. Türkiye’de de, yurtdışına çıktığımda da tarihi binaları, müzeleri gezer, mimari yapılarını saatlerce incelerim.

Peki, bu kararı verirken pişman ya da mutsuz olmaktan korkmadınız mı hiç?

Çok istemediğim bir bölüm değildi diş hekimliği. Zaten eğitime başladığımda mesleğimi çok sevdim. Şimdi “İyi ki de diş hekimi olmuşum” diyorum. Mimarlık ise bir anlamda devam ediyor. Hastanelerimizin mimarisiyle yakından ilgileniyorum. Çünkü hastane mimarisinden anlayan kişi sayısı çok değil. Hastanın konforunu hastane binasıyla da sağlamak zorundasınız. Ben de hem işletmeci hem doktor hem de mimariyle ilgilenen biri olarak bu ayrımı yapabiliyorum. Ayrıca dünyada bin tane hastane gezdim, bu da görgümü artırdı.

Haberin Devamı

Doktorluğa başladığınız ama daha sonra yönetimle anlaşamayıp ayrıldığınız Ömür Hastanesi’ne yıllar sonra patron olarak geri dönmüşsünüz.  Türk filmlerini andıran bir hikâyeniz var...

Ömür Hastanesi’nin kurucu ortaklarından biriydim. Zamanla yönetimle ilgili problemler oluştu. Tüm doktorlar yönetimle sorun yaşıyordu. Ben de “Kendi hastanemizi kuralım” dedim. İlk olarak yöneticiliğe bu şekilde başladım. Hemen bina kiraladık; kimi eşinin bileziklerini bozdurdu, kimi arabasını ya da evini sattı, kimi borç aldı ve bu şekilde hastaneyi açmayı başardık. Çamlıca’da ve Avcılar’da hastaneler açtık. 2003’te Ömür Hastanesi iflas edince de onu alıp Medicana adıyla tekrar faaliyete geçirdik.

Ömür’ü almanızın nedeni neydi?

Ömür, Türkiye’nin en eski sağlık merkezlerinden biriydi, herkes tarafından iyi bilinen bir yerdi. Zaten orada çalışan doktorların çoğu benim yakın arkadaşımdı. Kapanmasını istemedik, yeni bölümleri de içine katarak önemli bir hastane haline getirdik orayı.

Haberin Devamı

Peki, bu hastanede yönetici olmak nasıl etkiledi sizi?

Patron olduğunuz hastanede çalışanların hepsinin sizin yakın arkadaşınız olması bocalamanıza neden oluyor. Başlarda nasıl davranacağınızı kestiremiyorsunuz. Ben de bu nedenle sıkıntı yaşadım ama kısa zamanda alıştık bu duruma ve her şey rayına oturdu. Şu an mutlu bir şekilde çalışıyoruz.

Hekim olmanızın yöneticiliğiniz üzerinde etkisi oldu mu?

Bir kere çalışanların psikolojisini iyi biliyorum, çünkü ben de onlarla aynı koşullarda çalıştım. Onların sıkıntılarımı, neye üzülüp, neye sevindiklerini, neye kızacaklarını kestirebiliyorum. Bu da bana büyük avantaj sağlıyor.

Doktorluk mu, yöneticilik mi daha zor?

Herkes kendi mesleğinin en zor meslek olduğunu söyler ama en zor iş hastane yöneticiliği. 24 saatiniz hastanede geçiyor neredeyse. Bayramda seyranda kapısına kilit vurup tatil yapamıyorsunuz, sürekli hizmet etmek zorundasınız. Hastane kapısından mutsuz insanlar giriyor ve sizin göreviniz onların hastaneden mutlu ayrılmalarını sağlamak.

Haberin Devamı

Medicana’da ilginç bir ortaklık yapısı da dikkat çekiyor. Her bir hastanenin ortağı farklı kişiler. Şu an kaç ortağınız var?

Bu yöntem birçok hastane tarafından uygulanıyor. Yeni açılan hastaneler dünyayla boy ölçüşen, büyük yatırımlarla ayakta kalabiliyor. Biz de bu yüzden hastaneyi tek bir çaltı altında toplamaya çalışıyoruz. Şu anda 8 ortağımız var. Çamlıca, Avcılar, Bahçelievler ve Beylikdüzü’nde açtığımız yeni hastanemiz Medicana Grubu’nun genel hastaneleri. Bunların dışında Bahçelievler’de bir diş hastanesi kurduk. Ankara’da bir hastane daha kuracağız. İstanbul’da kadın doğum hastanesi, Konya’da ise büyük hastane kurma projelerimiz devam ediyor. Yeni açılacaklarla beraber hastane sayımızı 8’e çıkaracağız.

Bir gün büyük bir hastane grubunun başında olmayı hayal ediyor muydunuz?

Herkes gördüğü, bildiği kadarını hayal eder. Biz de her yeni şey gördüğümüzde, yeni şeyler öğrendiğimizde ufkumuz açılıyor, hayallerimiz ona göre şekilleniyor. 20 sene evvel bu kadarını hayal edemezdim. Çünkü özel hastanecilik bu kadar gelişmemişti. Son yıllarda oldukça iddialı, dünyayla yarışabilecek hastaneler açıldı. Bunun için de hayallerimizi hedeflerimizi bir basamak ileriye götürmek için dünyayı geziyoruz, araştırıyoruz, okuyoruz... Ben de pek çok hastane gezip sektördeki trendleri ve yenilikleri takip edip gözlemlerimi yatırımlarıma yansıtmaya çalışıyorum. Buna bağlı olarak hayallerimde bir adım öne gidiyor.

Haberin Devamı

Şimdi ne hayal ediyorsunuz?

4 ya da 5 sene içinde bilimsel çalışmalar yapıp yeni buluşlara imza atacak bir üniversite kurmayı hayal ediyorum. Bunun dışında Medicana’yı dünyada tanınan hastaneler arasına sokmak elbette en büyük isteğim.

‘Günde 16 saat çalışırım’
‘Hastalık derecesinde Fenerbahçe tutkunuyum’

Sıkı bir Fenerbahçe taraftarı olduğunuzu biliyorum. Fenerbahçe son anda şampiyonluğu kaçırdı. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, hastalık derecesinde bir Fenerbahçe tutkunuyum. Ama Fenerbahçe bu yıl üzdü bizi. Tabii olabilir bu tarz şeyler, hâlâ takımımı çok seviyorum.

Siz futbol oynar mısınız?

Bir futbol takımımız vardı ve haftada iki kez maç yapardık ama maalesef artık futbola da zaman ayıramıyorum.

Peki, emeklilik hayali kuruyor musunuz?

Henüz çok erken ama, emekliliğimde yapmak istediğim ama zamansızlıktan yapamadığım şeylerle uğraşmak istiyorum. Mesela mimariyle ilgilenebilirim, bol bol spor yaparım, okurum, gezerim... Zamanım bu şekilde geçer sanırım.

‘Balık burcu hayalperesttir’

Hayalleriniz hep işle mi ilgili? Ya iş dışında yapmak istedikleriniz...

Günde 16 saat çalışırım; sadece işte değil yolda, evde, tatilde. Ben Balık burcuyum ve Balıklar çok hayalperesttir. Bu yüzden aklımda hep yeni projeler vardır. Örneğin, yolda yürürken trafik sorununu çözecek projeler geliştiririm ya da Türkiye’deki ekonomik krizi çözebilecek yöntemler düşünürüm. Tatile gittiğimde bile kaldığım tatil köyünün nasıl daha fazla turist çekebileceği üzerine kafa yorarım.

Peki sürekli bir şeylere kafa yormak, projeler üretmek bazen yorucu olmuyor mu?

Bu sanırım yapı meselesi. Çalışmayı, yeni projeleri geliştirmeyi seviyorum, bu durum beni hiç yormuyor. 

Ne istediğini bilen ve istediklerini alma konusunda kararlı bir yönetici profili çiziyorsunuz. Siz kendinizi nasıl tarif edersiniz?

İstediklerimi elde etmek için hep mücadele ettim. Amaçlarımdan kolay vazgeçmem. Hayat hep güneşli geçmez: bazen yağmur yağar, bazen de kar... Önemli olan pes etmeden yoluna devam etmek, ben de durmam.

Çok sık özeleştiri yapar mısınız?

Herkes gibi benim de hep keşkelerim olur; ‘böyle yapmamalıydım, şöyle davranmalıydım’ diye eleştirdiğim zamanlar oluyor kendimi. Zaten özeleştiri yapmadan doğru yolu bulamazsınız.

Bu yoğun tempoda kendinize yeteri kadar zaman ayıramamaktan yakınıyor musunuz?

İş, zamanımın büyük kısmını kaplıyor ama kalan zamanlarda aileme ve kendime vakit ayırmaya çalışıyorum. Çocuklarımın okulları ve sosyal hayatlarıyla ilgiliyim. Eskiden çok daha fazla spor yapardım; tenis, voleybol oynardım ve yüzerdim. Şimdi ise spor yapmaya pek fazla zaman ayıramıyorum.