19.10.2010 - 00:21 | Son Güncellenme:
NAMIK DURUKAN
PKK’nın şehir yapılanması Kürdistan Topluluklar Birliği Türkiye Meclisi’ni (KCK-TM) organize ettikleri ve faaliyetlerine katıldıkları iddiasıyla 14 Nisan 2009’da başlatılan ve 5 dalga halinde devam eden operasyonlar kapsamında haklarında dava açılan 103’ü tutuklu 151 sanığın yargılanmasına Özel yetkili 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün başlandı.
Duruşmaya tutuksuz sanıklardan 8’i katılmazken, kimlik tespiti için yoklama yaptıran Mahkeme Başkanı Menderes Yılmaz, “Adını okuduğum ayağa kalksın” dedi. Sanıkların bazısı Kürtçe “Ez Li virim” (Ben buradayım), kimi “Amademe” (Hazırım) diye karşılık verdi.
SADECE BİZ OKUYAMADIK
7578 sayfalık iddianameyi 15 ayda tamamlayan savcı İsmail Aksoy ile savcı Adem Yılmaz, duruşmada iddia makamı için ayrılan bölümde yerini aldı. Savcı Aksoy’un iddianameyi hazırlaması ve davanın niteliği göz önüne alınarak Başsavcılık tarafından duruşmada görevlendirildi.
Duruşmada ilk söz hakkını kullanan Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, iddianamenin okunmasının çok uzun zaman alacağını söyledi ve “İddiname okunacaksa özet olarak okunmalı ve çok kısa tutulmalı” dedi.
Abdullah Öcalan’ın avukatı olan tutuklu sanık Siracettin Irmak da söz alarak, “Bugün bu salonda okunması gereken iddianame maalesef 18 ay boyunca dışarıda okundu ve kamuoyunda tartışıldı. Sadece bizler okuyup, tartışıp konuşamadık. İddiaların tümünü artık bütün kamuoyu biliyor. Bu nedenle okunmasını istemiyoruz” diye konuştu.
Sanıklar adına söz aldığını açıklayan eski DEP Milletvekili tutuklu sanık Hatip Dicle, tutuklu arkadaşlarının önerisini aktararak, “Mahkeme heyeti, avukatlar ve ben tüm sanıklar temsilcisi olarak 3’lü bir koordinasyonla yargılamanın daha sağlıklı olacağı inancındayım. Demokratik bir ülkede bunlar yaşanmaz. Çünkü bir halkın temsilcileri kitleler halinde tutuklanıp sanık sandalyesine konuldu. Keşke bunlar olmasaydı. Ama sorunun merkezinde Kürt sorunu var. Cumhurbaşkanından tutun, devletin bütün kademelerinde bu sorunun tartışıldığı bir dönemde yargıyı böylesi bir davayla meşgul etmek doğru değil. Umarım bu yargılama Kürt sorununun çözümüne katkı sunar” dedi.
‘SAVCI, EMNİYETİN NOTERİ GİBİ’
Kürtçe savunma talebini de dile getiren Dicle, bu isteğin mahkemeye karşı asla bir dayatma olmadığını belirterek şöyle konuştu: “Ana dilde savunma yapmak savunma hakkının bir parçasıdır.
Çünkü kendimizi en iyi anadilimizde ifade edebiliyoruz. Lozan antlaşmasına da bakıldığında dil hakkıyla ilgili hüküm vardır. Anadilde savunma asla mahkemeye karşı bir dayatma değil. Resmi dil Türkçedir. Biz Türkçeyi bir tavır olsun diye de reddetmiyoruz. Dilimizi korumak, savunmak ve özgürce kendi ana dilimizi burada kullanmak istiyoruz. Çok hassas bir dönemden geçiyoruz. Biz artık silahlı moddan demokratik moda geçilmesini istiyoruz.”
Sanık avukatlarından Tahir Elçi, “Sanıkların Kürtçe savunma yapması Türkiye’nin uluslararası yükümlülüğündedir” derken Avukat Ercan Kanar iddianameyi, “Savcı emniyetin adeta noteri gibi iddianame hazırlıyor” sözleriyle eleştirdi. Mahkeme, Kürtçe savunma yapma taleplerini değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
KARAR BUGÜNE KALDI
Sanık avukatlarının “Kürtçe savunma” talebine savcı, sanıkların gerek soruşturma, gerekse sorgu aşamasında Türkçe ifadelerinin alınması nedeniyle karşı çıktı. Bu talebin reddini istedi. Mahkeme heyeti ise sanıkların tutukluluk halinin devamına, Kürtçe savunma yönündeki talebin ise bu sabah oturumunda karara bağlanmasına oy birliğiyle karar verdi. Mahkeme heyetinin, sanıkların Kürtçe savunmada ısrar etmeleri durumunda sanıkların susma hakkını kullandığı yönünde karar vermesi bekleniyor.
Bu durumda sanıklar yerine avukatların savunma yapacağı ifade ediliyor. Duruşma öncesi BDP’li Sırrı Sakık ile Siirt Belediye Başkanı Selim Sadak arasında görüş ayrılığı ortaya çıktı. Sakık “Arkadaşlarımız affedilsin” deyince Sadak, “Affedilecek bir durum yok” diye karşılık verdi. Sakık da, “Bu benim düşüncelerim. Sen katılmayabilirsin Sayın Sadak” dedi.
Dili silah gibi’
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı önünde partililere seslenen BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, Başbakan’ın Kızılcahamam’da yaptığı açıklamalara değinerek, “Türkiye’nin siyaset dili bu ülkede demokrasi mücadelesinin önünü açan bir dil değil. Sayın Başbakan daha mahkeme bu konuda tartışmadan siyaseten hükmünü verdi. Bu demokratik siyaset değil dedi, silahlarını bırakıp gelsinler dedi. Sayın Başbakan, sen gel şu mahkeme salonuna kimin elinde silah var gör bunu. Eğer silahların bırakılmasından bahsedilecekse her şeyden önce siyasetçiler dillerindeki silahı bıraksınlar. Başbakan’ın dili silah kadar tehlikelere başladı bu ülkede.
NOTLAR
Cezaevi aracında zafer işareti
151 sanıklı dava
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 7 bin 578 sayfalık iddianamede, 103’ü tutuklu 151 sanık hakkında “devletin birliğini ve bütünlüğünü bozma’, “terör örgütü üyesi ve yöneticisi olma”, “terör örgütüne yardım ve yataklık etme” suçlarından 15 yıl ile ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen hapis cezaları isteniyor. Hakkında yakalama kararı bulunan terör örgütü PKK’nın sözde Avrupa sorumlusu Sabri Ok’un ilk şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, kapatılan Demokratik Toplum Partisinin (DTP) 28 yöneticisi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’in de aralarında bulunduğu 12 belediye başkanı, 2 il genel meclisi başkanı ile 2 belediye meclis üyesi de şüpheliler arasında bulunuyor. 103 tutukludan 26’sını kadınlar oluşturuyor.
PANKARTLI EYLEM
Duruşma salonunda dava devam ederken içeriye giremeyen Avrupa ülkelerinden gelen heyet üyeleri, mahkeme kapısında pankartlı eylem yaptı. Mahkeme önünde eylem yapan BDP’li göstericilerin de katılarak yolu kapatması üzerine, güvenlik güçleri müdahale etti. Gerginliğin tırmanması üzerine araya BDP’li Sırrı Sakık girdi. Topluluğun yatışması üzerine, mahkeme önündeki karayolu trafiğe kapatıldı.
Tutuklu belediye başkanları
Batman Belediye Başkanı Necdet Atalay, Diyarbakır Kayapınar Belediye Başkanı Zülküf Karatekin, Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak, Viranşehir Belediye Başkanı Leyla Güven, Suruç Belediye Başkanı Ethem Şahin, Kızıltepe Belediye Başkanı Ferhan Türk.