Floransa'nın kahveleri ve barları

İtalya'nın Floransa şehrinde bulunan ve biri 1773, diğeri 1846 yılından bu yana faaliyet gösteren iki kahve de bu tarihi mekanlardan.Floransa, İtalya'da Toscana bölgesinde Arno Irmağı vadisinde Romalıların oluşturduğu bir yerleşim bölgesiyken, ticari etkinliği nedeniyle zenginleşmiş, nüfusu artmış.1390'lı yıllarda Floransa'yı mesken edinen 100 kadar aile şirketi, Avrupa'nın kumaş ticaretini ele geçirmiş. Bu aileler daha sonra ticaretin finansmanı için bankacılığa başlamış. Floransa bankacılık merkezi olmuş. Floransalı bankerler hükümdarlara, devletlere para verir hale gelmiş.Zenginlik sanatın gelişmesini sağlamış. Zenginler sanatkarları desteklemiş. Güzel binalar yaptırmışlar. Zengin tüccar sülaleleri bölgede hakimiyet kurmaya başlamış. Acciaivoli, Alberti, Bardi, Buonaccorsi, Peruzzi aileleri arasından fırlayan Mediciler 1400'lü yılların başından 1700'lü yılların ortasına kadar Floransa'ya hâkim olmuş.Medici ailesinin ilk ünlü üyesi Floransalı bankacı ve siyaset adamı Cosimo. Bankacılık alanındaki birikimiyle hanedanın ve papalığın prestijini kırmak için Floransa'da göz kamaştırıcı konaklar, saraylar yaptırmış, bunların içini en ünlü sanatçıların eserleriyle doldurmuş. Bilim ve sanat adamlarını korumuş, Floransa'da ticareti geliştirmiş.Floransa'nın Piazza de Republica isimli meydanında yan yana iki kahve var. Bunlardan Gilli isimli kahvenin kuruluş tarihi 1733. Bu 272 yıllık kahvenin meydana bakan bölümünün önünde geniş bir açık bölüm var. Kapalı bölümdeki dekoru, bar tezgahı, barın üzerindeki alet edavatı pek gösterişli.Yanındaki kahve 1846 yılında açılmış. Bu 159 yıllık kahvenin de kapalı bölümünün ucunda bulunan ve yan sokağa da cephesi olan bar tezgahının önünde günün her saatinde çok sayıda İtalyana rastlanıyor. Tezgaha dayanarak iki-üç yudumluk İtalyan kahvelerini içiyor veya bir küçük tabak içindeki tatlıları yiyorlar. Paszkowski-Cafe Concerto adındaki bu kahvenin de meydana bakan cephesinin önünde açık bölüm bulunuyor.Havanın izin verdiği günlerde kahvelerin açık bölümünde oturmak pek zevkli.Eski ve geleneği olan kahvelerin personeli de deneyimli, görmüş geçirmiş kişiler oluyor. Tiril tiril beyaz ceketleriyle, müşteriyi mutlu etmeye çalışıyor. Bu kahveler günün her saatinde hafif yiyecek servisi yapıyor. Bu hafif yiyecekler hem lezzetli hem de fiyatları makul. Kalabalık saatlerde meydanda müzik yapan grupları dinleyerek bu kahvelerde oturmak büyük keyif veriyor.İki kahveden sonra iki de bardan söz etmek istiyorum... Arno Nehri'nin kıyısı boyunca dükkanlar sıralanıyor. Bu dükkanların bazılarının önündeki kaldırımların üzerine ahşaptan setler yapılmış. Akşamüzeri dükkanlar kapandıktan sonra bu setlere masalar diziliyor. Setler bar olarak değerlendiriliyor. Bunlardan en fazla ilgi göreni Vecchio Köprüsü'ne yakın, kaldırım üzerindeki Capocaccia barı. Müşterileri genelde genç kesim. Güneş batarken bar cıvıl cıvıl oluyor. Ellerindeki alkollü veya alkolsüz içeceklerle gençler yolun öte yanına geçip nehir boyu uzanan duvarın üzerine tünüyor... Pek renkli neşeli bir yer.Şimdilerde bir butik-marjinal modası çıktı ya... Floransa'da da klasik binalar arasına sıkışmış bir eski yapı Art Otel adıyla butik otele dönüştürülmüş. Genç ve zengin kesimin gözdesi olmuş. Kahvesinde, barında yer bulmak imkânsız. Sokak arasında manzarası olmayan bu otelin binasının önüne dizilen masalara oturabilmek çok önemli bir işmiş. The Fusion Bar ismini taşıyan bu barda küçük tabaklar içinde farklı yiyecekler ikram ediliyor. Bunlar içki fiyatına dahil. Avrupa ülkelerinde klasik kahveler yok oluyor. Onların yerini Amerikan tipi kahveler ve fast food zincirleri alıyor. Ama eski Avrupa şehirlerinde çok eski geçmişi olan kahveler de var.