05.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
Aylin Öney Tan
2020’de neler konuşulacak, neler göreceğiz, neler yiyeceğiz? Gastronomi falına bakalım dedik. Bakalım gastronomi dünyasının ışıltılı kristal küresi bize neler gösteriyor?
Gastronomi dünyası neredeyse moda dünyasını geçti. Bütün dünyada her yılın sonunda bir sonraki yıl neler yenecek, neler yeni trend olacak, neler konuşulacak listeler yayınlanıyor. Ama bu listelerde giderek dikkati çeken ortak bir nokta var. Artık sadece zevk-i sefa değil yeme içme işleri. Herkes daha sorumlu, daha sağlıklı, daha bilinçli, etik açıdan daha doğru bir gastronomi dünyası istiyor.
İklim değişikliği gelecek için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Dünyanın bir kısmı açlıktan kırılırken, üretilen yiyeceğin önemli bir kısmı çöp oluyor. Kimi tarlada kalıyor, kimi yollarda telef oluyor.
Kentlerde tüketiciye ulaşılabilenin bile önemli kısmı, hallerde, pazarlarda, süpermarketlerde daha sofralara ulaşmadan atılıyor. Lokantalardan evlere kadar atık yiyecek miktarı korkutucu boyutlarda. 2020’de ve sonrasında dünyanın ve Türkiye’nin tek konusu bu olmalı: İsrafa son!
İsrafı önlemenin yanı sıra daha doğru düzgün beslenmek ve üreticinin hakkını kollamak, sürdürülebilir tarım, kadın emeği ve kooperatifçilik konuları gündemde olacak. Bir başka önemli konu da değerlerimizin farkına varmak ve bu değerlere sahip çıkmak. Küçük esnafın kıymetini bilmek önceliğimiz olmalı. Atalık tohumları korumak kadar kaybolmaya yüz tutmuş tatlarımızın da izini sürmek gerekiyor. İşte ancak bunları gözettiğimiz zaman yediğimiz lokma boğazımıza dizilmeyecek, sefasını sürmek daha keyifli, sofralar daha güzel olacak! Şimdi 2020’nin gastronomi falına bakalım. Bir kısmı yıldızların gösterdiği, bir kısmı duyduklarımız, bir kısmı da hayallerimiz diyelim. Bu köşede bu konuların sıkça işleneceğini size garanti edebilirim.
Gastronomi turizmi
Turizm ve Kültür Bakanlığı 2020 yılını Anadolu Gastronomisi yılı ilan etti. Gastronomi turizmi tüm ülkelerin yeni umudu. Herkes bu konuya ağırlık veriyor, ülkeler tüm turizm stratejilerini bu eksende geliştiriyor. Çünkü bu sayede toplumun tüm kesiminin turizmden payını alması mümkün oluyor. Sürmene’de ya da Tarsus’ta bıçakçı, Antakya’da közde kadayıf yapan tatlıcı, Adana’da arabadan şalgam suyu satan usta, İzmir’de köşedeki kumrucu, Korkuteli’ndeki yanıksı dondurmacı, özetle köfteci, pideci, kebapçı, dönerci, pilavcı, çorbacı herkes payını alıyor. Artık turizm kavramı deniz, kum, güneş ötesinde sadece eğlence ve keyif odaklı değil deneyim odaklı olmak durumunda.