Pazar Sosyal medya hikaye oldu

Sosyal medya hikaye oldu

10.03.2024 - 02:00 | Son Güncellenme:

Eğer milyarlarca sosyal medya kullanıcısından biriyseniz akışta bir şey paylaşmanın demode olduğunu gözlemlemişsinizdir. İnsanlar artık hikâyeler ve direkt mesajlarda takılıyor! Peki ne oldu da paylaşımlar azaldı. Uzmanlara sorduk.

Sosyal medya hikaye oldu

Seyhan Akıncı seyhan.akinci@milliyet.com.tr / Instagram’dan TikTok’a, Facebook’tan Snapchat’e her yaştan kişiye hitap eden birçok sosyal medya uygulaması var. Dünya çapında sosyal medya kullanıcılarının sayısı artmaya devam ederken (en son 4,8 milyar olduğu açıklanmıştı) bu uygulamaları terk eden ya da etmeyi düşünenlerin sayısı da giderek artıyor. Sosyal medyayı kullanım şekli değişiyor. Instagram ya da Facebook ana akışında paylaşım yapanlar giderek azalıyor.

Haberin Devamı

ABD merkezli teknoloji firması TRG Datacentres, Meta’nın Threads uygulamasının Temmuz 2023’teki lansmanından bu yana günlük aktif kullanıcı sayısında yüzde 80’lik bir düşüş görmesi üzerine 2023’te en popüler olanlardan hangilerinin gözden düştüğünü ortaya çıkarmaya karar verdi. Statista’nın rakamlarına göre birçok ülkede mevcut ve en çok kullanıcıya sahip dokuz sosyal medya uygulaması üzerinden yapılan analizde sonuç: 2023’te her ay dünya çapında 1 milyondan fazla kişinin “Instagram hesabımı nasıl silebilirim?” araması yaptığı, kullanıcılarının silmeye en çok istekli olduğu sosyal medya ağının Instagram olduğunu ortaya koydu. Instagram’ı, Snapchat, Twitter/X, Telegram, Facebook, TikTok, YouTube, WhatsApp ve WeChat takip etti. Peki, ne oldu da sosyal medya hesaplarını silmeye başladık? Neden artık daha az paylaşım yapıyoruz? Sosyal medya danışmanı ve analisti Matt Navarra, gazeteciler Ümit Alan ve Eray Özer ile bilişim sosyolojisi yazarı K. Gönenç Atakan’a sorduk.

Haberin Devamı

Matt Navarra: “Mahremiyetin öneminin daha çok farkındalar”

İnsanlar sosyal medya platformlarında daha az paylaşım yapmıyorlar, sadece farklı paylaşımlar veya farklı yerlerde paylaşımlar yapıyorlar. Paylaşım yapan kişilerin çoğunluğu artık doğrudan mesajlara, sohbet gruplarına, özel gruplara ve topluluklara yöneliyor. Özel alanlarda “akışta” paylaştıklarından çok daha fazlasını paylaşıyorlar, bu nedenle geçici olan hikâyeler gibi özellikler her zamankinden çok daha popüler. Bu nedenle sosyal platformlarda akışta (ana sayfa) gezinme şekli, sohbet grupları ve kanallarına, yayın kanallarına ve Instagram’daki diğer alanlara katılmaktan çok daha az önemli hâle geldi. Bu duruma neden olan pek çok faktör olduğunu düşünüyorum. Bunlardan biri kullanıcıların mahremiyetin ve gizliliğin öneminin çok daha fazla farkında oldukları gerçeği. İnsanlar herhangi bir güçlü toplumsal konu hakkında kamuya açık bir şeyler yayınladığında trollenmeye, saldırıya uğramaya ve çok sayıda tacize maruz kalabileceğinin farkına vardı. Paylaşım yaparken insanların düşünce tarzlarına uygun olan, yakın arkadaşlarıyla ve daha fazla tanıdıkları kişilerle veya kendilerini daha güvenli hissettiren ortamlarda paylaşmak için benzer fikirlere sahip insanları bulmayı seçiyorlar. İnsanlar sosyal medyada harcadıkları süreye çok daha fazla dikkat ediyor ve harcadıkları zamanın çok daha anlamlı olmasına önem veriyorlar.

Haberin Devamı

Z Kuşağı ve Alfa Kuşağı açısından, sosyal medyayı kullanarak kendi etkileşim yollarını keşfedip yaratmasını ve sosyal medya kullanımının farklı unsurlarını bulmasını ve bunun önceki nesillere göre çok daha önemli olmasını bekleyebiliriz. Platformların yeni veya daha genç kullanıcılarla veya kullanmak isteyenlerle uyum sağlayacak şekilde geliştiğini göreceğiz.

Ümit Alan: “Paylaşım yapmayanlar daha ağır basıyor”

Bu eğilimi ben de gözlemliyorum. Bunu büyük ölçüde sosyal medyanın birilerinin bir şeyler yaptığı, diğerlerinin de izlediği bir yer hâline gelmesine bağlıyorum. Müthiş bir performans baskısı var ve bu insanları yetersiz hissettiriyor. Bunun yerine de ya paylaşım yapmaz hâle geliyorlar ya da büsbütün mecrayı terk ediyorlar. Şimdilik, artık paylaşım yapmayanlar daha ağır basıyor. Ünlü etkileyiciler, Kardashianlar bile “Arkadaşlarımı geri ver Instagram” diye kampanya yaptılar 2022’de. Çünkü insanlar daha fazla etkileşim alan etkileyiciler yüzünden kendi arkadaşlarını göremez hâle geldiler. Böylece platformların sosyal kısmı gitti, medya kısmı öne çıktı. Yani geleneksel televizyonlara benzedi iyice. Bu da artık yeni bir medya ihtiyacını öne çıkarıyor.

Haberin Devamı

2024’ün ikinci yarısıyla birlikte, daha küçük platformların popülerleşeceği öngörülüyor özellikle ABD’de. Bu bize de yansıyacaktır. Eskisi gibi sadece kendi takip etmeyi tercih ettiğimiz arkadaşları, yakın çevremizi görüp performans ve estetik baskısı olmadan paylaşım yapmayı özlüyoruz belki de. Bu anlamda fazla görünür olmanın eskisi kadar moda olmadığını söyleyebiliriz. Sosyal medya sadece etkileyici olmak isteyen insanlardan ibaret değil çünkü. Kimileri de sadece eskisi gibi sosyalleşmek istiyor.

Haberin Devamı

Şimdi platformların reklam gösterme telaşı içinde hiç tanımadığımız insanlara maruz kalıyoruz. WhatsApp gruplarında daha mutluyuz örneğin. Ona benzer, biz bize, davetiyeyle girilen yeni platformların artmasını ihtimal dahilinde görüyorum.

Sosyal medya hikaye oldu

Snapchat daha çok Z kuşağı sosyal medya kullanıcılarının Instagram ve Facebook’ta olma olasılıkları daha yüksek olan ebeveynlerinden kaçma umuduyla kaçtıkları bir alan olarak biliniyor. Snapchat, 2023 boyunca Z kuşağının en popüler sosyal platformuydu.

Raporlar, kullanıcıların ortalama olarak her ay 6 ila 7 farklı platformla etkileşimde bulunduğunu ve bu platformlarda günde yaklaşık iki saat 24 dakika harcadığını gösteriyor.

Eray Özer: “Cancel’lanma korkusu ve duyarsızlaşma etkili”

İsrail’in Gazze saldırısı, Ukrayna Savaşı… Dünya giderek daha ürkütücü bir hâle bürünüyor. Böyle bir dünyada insanın kendini bir miktar saklamaya çalışması, bir şey söylersem yanlış mı söylerim diye korkması çok normal. Sosyal medya kullanımındaki azalmanın en azından bir bölümünün bundan kaynaklandığını düşünebiliriz.

Tabii bu kadar çok mecranın bizde yarattığı bir yetememe korkusu da var... Geçenlerde birisi bana “Linkedin’i daha aktif kullanabilirsin,” deyince yaşadım bir benzerini: “Ben bunca mecranın hangi birinde ‘yeterince’ var olabilirim ki?” O yüzden bazılarını tamamen terk etmek veya sadece izleyici pozisyonuna geçmeyi tercih edebiliyoruz.

O kadar çok tatil fotoğrafı gördük ki… O kadar yemek masası… Parıltılı elbiseler… Kusursuz saçlar… Filtrelenmiş kırmızı suratlar… İnsanlar değişmekle birlikte içerikler giderek birbirine benziyor. Dolayısıyla artık eskisi kadar yoğun bir “Eğer orada bulunmazsam bir şey kaçırırım” hissi yaşamıyoruz. Instagram’da yoksak bile aslında orada neler olup bittiğini kestirebiliyoruz.

K. Gönenç Atakan:  “Akıl sağlığını korumak ilk sırada” 

Teknoloji firmaları bu dünyaya doğup, büyüyecek olanları hesaba katarak, stratejilerini buna göre belirliyor. Instagram 2023’te en çok silinen uygulama olsa da küreseldeki yükselişini, içine WhatsApp’i ve Facebook’u alarak sürdürüyor. Bunlar zaten Meta’ya bağlılar. Dolayısıyla bu uygulamalar arasında geçişler ve uygulamaların kendi kullanıcılarını yaratması, bunun da her 10 yılda bir değişmesi kaçınılmaz. Snapchat ve Telegram, Türkiye’de Instagram ve X’ten sonra en çok indirilen ve kullanılan uygulamalar ancak bizde marka değeri her şeyin önünde olduğundan, Instagram’da toplaşmak hâlâ birçok kişiye cazip geliyor.

Kullanıcılar neden uygulamaları siliyorlar? Neden daha az paylaşım yapıyorlar?

Öncelikli olarak akıl sağlığını korumak bireylerde ilk sırada geliyor. Dolayısıyla da içerikleri ve karşılaşmak istediklerini  (algoritmaları kontrol edemeseler de) verdikleri kararlara göre belirlemeye çalışıyorlar. Yani, X’e meraktan bakıyor ve merakından ötürü uzak kalamıyor. Tabii ki koruma ve korunma mekanizmasıyla birlikte gelen, zamanla kendini çok daha yoğun hissettiren, ilginin, heyecanın kaybolması olmazsa olmazlarımız. Bunların kendi içinde erimesi, kişinin bir süre sonra o dünyada var olmak istememesinin en önde gelen sebeplerinden. En çok vakit geçirdiği uygulamadan en az vakit geçirdiğine doğru yavaş yavaş ilerliyor. İçerik üretimine izin veren platformlar, zamanla iyi, doğru ve farklılaşan içerik üreticilerini kendi içinde ayıracaklar. Buna YouTube, LinkedIn gibi platformlar da dahil. Yani hepsi birer içerik kanalı olacaklar ve belki de zaman içinde ödeme alan özel dijital kanallar gibi, içeriği belli bir bütçe karşılığında kullanıcılara ulaştıracaklar.