Serkan Ünsal

Serkan Ünsal

serkan@serkanunsal.com

Tüm Yazıları

Finans dünyasını teknoloji ve yıkıcı inovasyonla değiştirmeye, yenilemeye çalışan girişimlere Fintech girişimi deniyor. Fintech girişimleri son yıllarda hem Türkiye’de hem globalde en sıcak konulardan birisi ve bankaları, regülatörleri yeniliğe ve inovasyona zorluyor.

Öncelikle bazı rakamlardan bahsedelim. Startups.watch rakamlarına göre 2017’nin ilk 8 ayında tüm dünyada 745 girişim melek, girişim sermayesi ve özel sermayeden 13.2 milyar dolar yatırım almış, bunun yanısıra 76 girişim de kripto paralarla 1 milyar dolara yakın para toplamış (ICO). Yani toplamda 14 milyar doları aşan bir yatırımdan bahsediyoruz. Fintech girişimleri her ay 1.5 milyar doların üzerinde yatırım alıyor diye özetleyebiliriz.

Haberin Devamı

Peki ne tip girişimler bu yatırımları alıyor derseniz ülke bazında farklılaşıyoruz diyebiliriz. O ülkede finansal anlamda hangi konu zayıfsa o konuda daha çok girişim çıkıyor. Örneğin Çinde tüketici kredileri, ev kredileri konusu banka tarafında oldukça zayıf, bu nedenle fintech girişimleri de en çok bu alanda çıkıyor. İngiltere’de regülatör büyük bankaların inovasyon konusunda geri kaldıklarını düşündüğü için giriş bariyerlerini 2013 yılında düşürmüş ve 1 milyon pound ile bile “Küçük Özel Banka” (SSB) kurulmasının yolunu açmış. Bu da bir çok küçük ve inovatif girişimcinin iştahını kabartmış ve bir çok inovatif meydan okuyan bankanın (Challenger Bank) çıkmasını sağlamış.

Bu gözle baktığımızda Türkiye’deki bankacılık sisteminin gelişmiş olması bu alanda fintech girişimlerine çok fazla oyun alanı bırakmamış. En çok yatırım alanlar ödeme, e-fatura, muhasebe gibi alanlarda çıkmış. Türkiye’den birkaç rakam verecek olursak, 2016 yılında Türkiye’deki fintech girişimleri 29 milyon dolar yatırım almış. Tüm yatırımlarında %32’si ediyor ki oldukça büyük bir oran. Bu sene ise ilk 8 ayda fintech girişimleri 17 milyon dolar yatırım almış, bu rakam erken dönem yatırımların %32’si ediyor. Yani yatırımcılar Türkiye’de her 3 liranın 1 lirasını fintech girişimlerine yatırıyor diyebiliriz.

Türkiye kredi kartı kullanımı, bankacılık işlemleri, para transferi, tüketici kredileri, mobil ödeme ve faturaların dijitalleşmesi konusunda oldukça iyi. Halen çoğu ülkede kredi kartına taksit özelliğinin bile inovasyon ve yüzyılın icadı gibi açıklandığını da unutmamak lazım. Bu konular doksanlı yılların sonuna doğru Türkiye’de zaten çözülmüş konular.

Haberin Devamı

Türkiye’de hangi konularda gelişme katedilmesi gerekiyor derseniz hisse bazlı kitlesel fonlama, kişiden kişiye finansman, kişiden kişiye sigorta, API Bankacılığı, borç bazlı kitlesel fonlama, yapay zeka bazlı varlık yönetimi konularında açıklar var. Bu konularda belli çalışmalar yapılıyor fakat daha yolun çok başındayız.

Peki Türkiye’nin fintech yol haritası nasıl olmalı ?

  1. Bu konuda “Fintech ve İnovasyon Dostu Regülator" dönüşümü öncelikli adım olmalı. Türkiye’deki regülatörlerin müşteri deneyimini ön planda tutacak her yeniliğe pozitif yaklaşmalı ve kapılarını ardına kadar girişimcilere açmalı. Yurt dışında Sandbox diye adlandırılan test ortamlarını sağlayarak yenilikçi fikirlere kucak açmalı. Burada belki BKM’nin desteğiyle kurulan Fintech İstanbul gibi organizasyonlar bu konuya öncülük edebilir.
  2. Bankaların girişimlerle daha etkileşimli çalışmasını sağlayacak olan PSD2’ye geçen ilk ülkelerden biri olmak için adımlar atılmalı. Bu konuda adımlar ne kadar geç atılırsa ilk geçen ülkelerdeki teknoloji sağlayıcılar bize o kadar ihracat yapar ve bu konuda üreten değil tüketen taraf oluruz. Tam tersine ilk geçenlerden biri olursak ülkemizdeki fintech girişimler, sundukları çözümleri başka ülkelere de hızlıca satma imkanı bulur.
  3. Özellikle bankaların teknoloji iştirakleri teknoloji ihracatına odaklanmalılar. Bağlı oldukları bankalara ürettikleri çözümleri ürünleştirerek dünyada bankacılık konusunda bizden geride olan tüm ülkelere ürün satmalılar.
  4. Mevcut fintech girişimlerimiz bölgesel güç olmak için komşu ülkelerde satın almalar yapmaya başlamalı ve daha büyük vizyon çizmeliler. Bu hem alacakları yatırım miktarlarını artıracaktır, hem de yatırımcının iştahını kabartacaktır.

Özetlemek gerekirse, iyi olduğumuz konuları yurt dışına satalım, geride olduğumuz konularda regülatörler çok çok daha hızlı hareket etmeye başlasın, fintech girişimlerimiz de bölgesel güç olmak için civar ülkelerde satın almalara başlasın.