Siyaset Anadolu’nun binlerce Kemal’inin belgeseli

Anadolu’nun binlerce Kemal’inin belgeseli

29.03.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:

CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Eğer bugün buralara geldiysek, onurlu bir birey olarak yurttaşların karşısına çıkıyorsak, bunu Cumhuriyet’e borçluyuz” dedi

Anadolu’nun binlerce Kemal’inin belgeseli

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hayatını konu alan “Anadolu’nun Kemal’i, Türkiye’nin Başbakanı” belgeselinin gösterimi dün gerçekleştirildi. Eşi, çocukları ve kardeşleriyle belgesel gösterimine katılan Kılıçdaroğlu, 20 dakikalık gösterimin öncesi ve sonrasındaki konuşmalarında çocukluk ve üniversite anılarını anlattığı sırada duygulandı. Zaman zaman sesi titreyen Kılıçdaroğlu, “İzlediğiniz belgesel her ne kadar benim adımı taşıyorsa da bu belgesel Anadolu’nun binlerce Kemal’inin belgeselidir” dedi.
Rıdvan Akar ve Hikmet Karauç’un tarafından hazırlanan belgeselin galası dün İstanbul Kongre Merkezi’ndeki yapıldı. Kemal Kılıçdaroğlu, gösterime eşi Selvi Kılıçdaroğlu, kızları Zeynep Kılıçdaroğlu ile Aslı Kılıçdaroğlu Nadir, torunu Duru Kılıçdaroğlu, ağabeyi Yusuf Ziya Kılıçdaroğlu, ikiz kardeşi Adil Kılıçdaroğlu’nun aralarında bulunduğu aile üyeleriyle birlikte katıldı. CHP genel başkan yardımcıları Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Bekaroğlu, Ercan Karakaş, Faik Öztrak, Selin Sayek Böke, Bülent Tezcan, Haluk Koç, Genel Sekreter Gürsel Tekin, Altan Öymen, İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın, milletvekilleri, Kılıçdaroğlu’nun iş ve okul arkadaşları, öğretmenleri de gösterime katılanlar arasındaydı.
‘Cumhuriyet’e borçluyuz’
Kılıçdaroğlu, belgesel gösterimi öncesi gazeteci Ünsal Ünlü’nün sorularını cevaplandırarak, yaşamından bazı kesitleri anlattı. Kılıçdaroğlu, daha sonra doğduğu köy, annesi, babası, okul yılları, Selvi Kılıçdaroğlu ile tanışması ve evliliğini içeren 20 dakikalık belgeselin ardından da bir konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasında, “İzlediğiniz belgesel, her ne kadar benim adımı taşıyorsa da bu belgesel, Anadolu’nun binlerce Kemal’inin belgeselidir. Eğer bugün buralara geldiysek, onurlu bir birey olarak yurttaşların karşısına çıkıyorsak, bunu Cumhuriyet’e borçluyuz. Bazılarımız var ki Cumhuriyet’in sayesinde bir yerlere gelmesine rağmen Cumhuriyet’in değerlerini öğrenemedi. Biz onlara her ortamda bunları hatırlatmak zorundayız. Bize düşen görev ise Cumhuriyet’i, demokrasiyle taçlandırmaktır” dedi.
“Neden biz üçüncü sınıf demokrasiye razı oluyoruz? Bu ülkenin insanı neden birinci sınıf demokrasiye layık değil? Bizim hedefimiz bu ülkeye birinci sınıf demokrasiyi getirmek” diye sözlerine devam eden Kılıçdaroğlu, “Sorunları aşabiliriz. gördüğünüz belgesel Anadolu’nun ücra köyünden çıkan bir kişinin yaşamıdır. 67 yıllık bir hayatın 15-20 dakikalık bir öyküsüdür. Bu öykünün içinde acılar, gözyaşları, sevinçler de var” şeklinde konuştu.
Konuşurken gözleri doldu
Ardından da babasının okumak için direniş öyküsünü paylaşan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Babamın nasıl okula başladığını anlatmak isterim. Köyden dedemle birlikte Nazimiye ilçesine geliyorlar. Caddede yürürken bir zil çalıyor ve bir kapıdan çocuklar dışarı fırlıyor. Babam ‘Bunlar kimin çocukları’ diyor. Dedem ‘Burası ev değil oğlum okul’ diyor. Babam okula gitmek istiyor ancak dedem karşı çıkıyor. Babam ‘Okula göndermezseniz yemek yemeyeceğim’ diyor. Direniyor.
Dedem, babamı okula kaydettirmek için tekrar Nazimiye’ye geliyor. Yaşı büyük almıyorlar. Babam direniyor. Yaşını mahkeme kararıyla yaşını küçülttürüp okula başlıyor. Zaten babam ilkokul mezunudur. Onun direnci bizi buraları taşıdı. Annem okuma yazma bilmezdi. Büyük ablam da bilmez. Ama ben bu ülke için, Cumhuriyet için pırıl pırıl 3 çocuk yetiştirdim” dedi. Gözleri dolan Kılıçdaroğlu, 7 kardeşten üniversiteyi okuma şansı olan tek kişi olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Babamın 7 çocuğuna birden ayakkabı aldığını hiç hatırlamıyorum. Pardesüm üniversiteye geldiğimde oldu” dedi.
‘Pardesüm olsa iyi olurdu’
Babasının sert mizaçlı olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Pederşahi bir Anadolu ailesinde yetiştik. Babamızla çok fazla muhatap olmazdık. Bir derdimiz varsa annemize söylerdik. Üniversiteye geldik. Herkesin pardesüsü vardı, benim yoktu. Mektup yazacağım, annem okuma yazma bilmiyor. Babama yazıyorum mektubu aile için. Mektubun altına bir cümle yazdım: ‘Pardesüm olsa iyi olurdu’ diye. Ben bir mücadeleyi verdim. Benim ayağımda lastik ayakkabı yok. Çocuklarımın ayağında lastik ayakkabı yok. Onlar güzel ayakkabı giyiyor. Ama Ermenek’teki Recep amca lastik ayakkabı giyiyorsa bu hepimizin ortak derdi olmalı. Siyaset budur. Toplum için siyaset yapmalıyız. Bireysel başarılarımız olabilir ama önemli olan toplumsal başarıların altına imza atmaktır. Biz becerebilir miyiz? Türkiye’yi çağdaş uygarlığa ulaştırabilir miyiz? Evet yapabiliriz. Özgürlüklerden yana tavır koymamız gerekiyor” dedi.

Haberin Devamı

Tekin’in oğluna kız istedi

Kılıçdaroğlu, partisinin Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in oğlu Ulaş Tekin için kız istemeye gitti. Kılıçdaroğlu, gelin adayı Gizem Sarı’yı, babası Sinan Sarı’dan geleneklere uygun olarak “Allah’ın izni Peygamberimizin kavliyle” diyerek istedi. Olumlu yanıt alan Kılıçdaroğlu, gelin ve damat adayına yüzüklerini taktı.

‘Sen doğru dur eğri belasını bulur’

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından Kılıçdaroğlu’nun ailesi, öğretmenleri, okul ve iş arkadaşları sahneye çıkarak, beraber fotoğraf çektirdi. Selvi Kılıçdaroğlu, belgeseli izlerken çok duygulandığını, Kılıçdaroğlu’nun torunu Duru Kılıçdaroğlu da belgeseli beğendiğini söyledi. Sahnenin yanlarında belgeselin Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının yer aldığı afişi ve “Babamdan bana kalan en önemli miras, ‘Sen doğru dur, eğri belasını bulur” yazılı afişleri asıldı.