Siyaset Asker 69'u MGK'ya götürür

Asker 69'u MGK'ya götürür

29.02.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Asker 69'u MGK'ya götürür

Asker 69u MGKya götürür


Deniz Kuvvetleri eski komutanı Oramiral Dervişoğlu, askerlerin yapılması düşünülen değişikliği "irticaya taviz" olarak görebileceğini belirtti


       Deniz Kuvvetleri eski komutanı emekli Oramiral Salim Dervişoğlu, askerlerin Anayasa'nın 69. maddesinde yapılması düşünülen değişikliği "irticaya taviz" olarak algılaması halinde, konuyu MGK gündemine getirebileceğini bildirdi. Dervişoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı suç duyurusuna ilişkin dava görüşülürken yapılacak bir anayasa değişikliğinin de "yargıya müdahale" anlamı taşıdığını vurguladı, zamanlamanın yanlış olduğunu söyledi. 28 Şubat döneminde Donanma Komutanı ve Yüksek Askeri Şura üyesi olan, 1997 - 99 arasında Deniz Kuvvetleri Komutanlığı görevinde bulunan Dervişoğlu, Milliyet şunları söyledi:
       "MGK'nın asker üyeleri kesinlikle irtica konusunda son derece hassastır. Onu teşvik edici her şeyden rahatsız olurlar, bunları ülkenin güvenliğine karşı bir tehdit olarak değerlendirirler. Bu Anayasa değişikliğinin de ülke güvenliğini menfi yönde etkileyecek bir yönü olduğunu düşünürlerse, bunu Türkiye'nin temel esaslarını değiştirici faaliyetlere verilen bir taviz olarak değerlendirirlerse, o zaman konu kurulun sorumluluk alanı içine girer ve görüşlerini dile getirirler. Ama bugün için öyle bir endişe görmez, "kanun var, hakimler, savcılar var gereğini yapacaklardır" diye düşünüp gündeme getirmeyebilirler de."

Partiye göre kanun olmaz

       "Yargıya intikal etmiş bir olayda, o olayın neticelendirilmesindeki kriteri değiştiriyorsunuz. Sizin koyduğunuz hukuk kuralları, belirli bir yargıya intikal etmiş olayın sonuçlandırılmasında kullanılacak olan aletlerdir. Siz o hukuk kurallarını değiştirecek olursanız, ona göre yargı şekillenir. Ama eğer siz belli bir partinin kapatılmasını zorlaştıralım diye yola çıkarsanız, yeni kurallar kapatılması mevzubahis olan, savcı tarafından suç duyurusu yapılmış olan bir partiye uygulanacaksa, o zaman o olaya göre kanun çıkaracaksınız anlamına gelir. O zaman o hukuk olmaz.
       Hukuk devletinde olaylar kanunlara göre yorumlanır, idare ona göre karar verir. Burada tam tersi gerçekleşiyor.
       Yasalar değişmez değil. Hiç ortada böyle bir şey yokken, bir kapatma davası yokken 'siyasi partilerin kapatılması demokratik sisteme aykırıdır, bunu zorlaştıralım' deyip bu yönde kanun çıkartılabilir. Buna kimse bir şey demez. Ama şimdi bu şartlar altında çeşitli yorumlar, tahliller ortaya çıkar. Bunların bir kısmı da gerçektir."

Zamanlama kötü

       "Anayasa değişikliği için hoş olmayan bir zaman seçimi yapılmıştır. Türkiye'de çok ilginç şeyler oluyor. Bir taraftan Hizbulah olayı Türkiye'yi sarsıp, fanatik dinciliğin ne olduğunu gözler önüne sererken, öte taraftan Fethullah Gülen'in katkısından bahsediliyor. Bir taraftan devletin savcısı devlet adına FP hakkında suç duyurusunda bulunuyor, öte yanda o parti kapatılmasın diye anayasa değişikliği yapılıyor. Bunlar pek iyi şeyler değil tabi ki."

Gülen unutulmadı

       "Cumhurbaşkanlığı seçimi, FP'nin kapatılmasının zorlaştırılması ve Fethullah Gülen'i savunan tarzdaki düşüncelerin ortaya konması çok ilginç bir zamanlama örneği. Gülen'in bir tane kaset olayı vardır ki, unutulması mümkün değildir. Şimdi birden bire halkın bunu unuttuğunu farzedip bu adamın kültürel katkılarından bahsetmenin ne kadar zamanlaması uygundur?"


Yazarlar