Siyaset Bakan Ünal'dan terör açıklaması

Bakan Ünal'dan terör açıklaması

22.12.2015 - 11:31 | Son Güncellenme:

Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, terörle mücadeleye ilişkin, "Bu hendekler kalkana kadar ve orada yaşayan vatandaşlarımızın güvenliği sağlanana kadar, orada kamu düzeni inşa edilene kadar, devlet tabii ki üzerine düşen sorumluluğu gerektiği gibi yerine getirecektir" dedi.

Bakan Ünaldan terör açıklaması

AA Editör Masası'na konuk olan Ünal, gündeme ilişkin açıklamalarda bulunarak, soruları yanıtladı.

Haberin Devamı

7 Haziran seçiminin ardından, bölücü terör örgütünün konsept değiştirerek, terörü hendek ve barikatlarla kent merkezlerine taşıdığının hatırlatılması ve "Güvenlik kuvvetleri özellikle Cizre, Nusaybin, Sur, Dargeçit ve Silopi'de operasyonlar düzenliyor. Bu ilçelerde yaşananlar göz önüne alındığında operasyonların bitmesi hangi şarta bağlı? Bundan sonra süreç nasıl devam edecek? Sürecin aktörleri kimler olacak?" sorusunun yöneltilmesi üzerine Bakan Ünal, Türkiye'nin yaklaşık 30 yıldır terörle mücadele ettiğini belirtti.

Terörün her dönemde, şekil ve yöntem değiştirerek varlığını sürdürmeye çalıştığını ifade eden Ünal, "Bizim Çözüm Süreci ile amaçladığımız bir şey vardı, 2002'de parti programımızda ifade ettiğimiz ve Türkiye'de ister Güneydoğu sorunu ister Kürt sorunu diyelim, devam eden ve toplumsal taleplerin eski devlet aklı tarafından sorun olarak görülmesinden de kaynaklanan, insanların kimlik taleplerinin sorun olarak görülmesinden kaynaklanan bir alanda birileri bu sorunu silahla çözmeyi kendilerine yöntem olarak seçtiler ve Türkiye 1984'ten itibaren bir terör ortamına girdi" diye konuştu.

Haberin Devamı

Abdullah Öcalan'ın yakalanmasıyla başka bir sürece evrilen bir terör sorununun yaşandığına dikkati çeken Ünal, şöyle devam etti:

"Bizim dönemimizde öncelikle toplumsal taleplerin sorun olarak görülmesinin yerine ret, inkar, asimilasyon politikalarının terk edilmesi, devlet aklının demokratikleşmesi, toplumsal talepleri çözmek için demokratik bir sistem inşasıyla birlikte artık devlet, vatandaşla teröristi birbirinden ayıran ama diğer taraftan elinde silah olanları da enterne etmek ve kamu güvenliğini sağlamak için yöntem kullanan hale geldi. PKK terör örgütü 2012'de, bugün yaptığı şeyi o gün yapmak istedi. 2012'de kendi ifadeleriyle bir devrimci halk savaşı başlatmak ve halkı bu terör sürecinin bir parçası haline getirmek istediler. O dönem Şemdinli, Beytüşşebap, Yüksekova'da Suriye'deki iç savaşın da Türkiye'ye bir şekilde yansıtılmasını hedefleyerek, oradaki enfeksiyonun bir şekilde bulaşmasını sağlayarak sonuç almak istediler. 2012'den sonra bu süreçte başarılı olamadıklarını görünce bizim, devletin bütün mekanizmaları ve argümanlarını kullanarak, silahların susması ve sonsuza kadar terk edilmesi üzerine kurduğumuz Çözüm Süreci başladı."

Haberin Devamı

Örgütün özellikle Suriye'deki fırsatları gördükten sonra, Öcalan'ın "silahların bırakılması ve demokratik siyasetin hakim olması" çağrısına riayet etmek yerine, Gezi olaylarının da etkisiyle geri çekilmeyi durdurduğunu anlatan Bakan Ünal, 17-25 Aralık darbe girişimi sonrasında ise örgütün tamamen yeni bir konsepte geçmeyi tercih ettiğini vurguladı.

7 Haziran seçimlerinde siyasetin güçlü bir şekilde konsolide olmamasının da örgütü tamamen umutlandırdığını aktaran Ünal, "Tabii özellikle bölgede ortaya çıkan durum, yani İran'ın, Rusya'nın pozisyonu, Irak ve Suriye'deki yeni durum örgütü 'öz yönetimcilik' oynamaya adeta sevk etti. Hatırlayın 20 Temmuz'dan sonra örgüt bizim bu süreçte bugün geldiğimiz noktanın maalesef başlangıcını tetikledi" diye konuştu.

Haberin Devamı

"Örgüt, öz yönetimcilik oynamaya başladı"

Ceylanpınar'da uykularında polis memurlarının şehit edilmesi, yine bir binbaşının eşinin ve çocuğunun yanında şehit edilmesiyle örgütün yeni bir süreç başlattığını anımsatan Ünal, bu süreçte de devletin kendi vatandaşının güvenliğini sağlamak, kamu düzenini kurmak için üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmek istediğinde ise örgütün birçok ilçede hendekler kazarak "öz yönetimcilik" oynamaya başladığını kaydetti.

Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Burada şunun iyi anlaşılması gerekiyor. Burada özellikle bazı muhalefet partileri, anayasanın, devletin, kamu düzeninin, vatandaşın güvenliğinin yanında yer alması gerekirken ve teröre karşı net bir tutum sergilemesi gerekirken, maalesef bugün adeta o hendekleri, döşenen mayınları görmezden gelerek, devletin orada sürdürdüğü meşru savunma hakkını yok sayarak, adeta bu hendek terörünün bir parçası olarak siyaset yürütüyorlar. Bu son derece yanlış. Bu ne zamana kadar devam edecek? Şimdi Selahattin Demirtaş Rusya'ya gidiyor. Selahattin Demirtaş, Rusya'da herhangi bir sokakta bir hendek kazmayı denesin bakalım. Acaba Selahattin Demirtaş'a ne yapacaklar? Dünyada gelişmiş ülkelerin herhangi birisinde, herhangi bir sokakta vatandaşın güvenliğini, çocukların güvenliğini tehlikeye atacak herhangi bir eylemde bulunduğunuz takdirde kaçınılmaz olarak güvenlik güçleri harekete geçer. Şimdi bunu başka bir konseptte tanımlamak, başka bir konsept içinde sunmak ki biz Kültür Bakanlığı olarak şu konuda son derece hassasız, mesela özellikle Diyarbakır'da, Sur'da tarihi Fatih Paşa Camii, diğer ifadeyle Kurşunlu Camii, işte Tahir Elçi'nin de hayatını kaybettiği ve dünyada tek örneği olan Dört Ayaklı Minare'nin zarar görmesi, bu kültürel mirasın zarar görmesi de bizim bir şekilde içimizi acıtıyor. Bu hendekler kalkana kadar ve orada yaşayan vatandaşlarımızın güvenliği sağlanana kadar, orada kamu düzeni inşa edilene kadar devlet tabii ki üzerine düşen sorumluluğu gerektiği gibi yerine getirecektir."