Siyaset Bir haritanın düşündürdükleri

Bir haritanın düşündürdükleri

13.02.2009 - 10:33 | Son Güncellenme:

Emekli Büyükelçi Uluçevik, Cumhurbaşkanlığı sitesine konan haritanın uluslararası yankılarını yorumladı...

Bir haritanın düşündürdükleri

Cumhurbaşkanlığı resmî internet sitesinde Cumhurbaşkanı Gül’ün nerede olduğunu gösteren bir haritanın Google Maps altyapısı kullanılarak hazırlandığını ve bu haritada KKTC’ne yer verilmediğini Milliyet gazetesinde 27 Ocak 2009 tarihinde çıkan haberden öğrendim.

Haritaya genel bir bakış halinde, Cumhurbaşkanlığı forsunun, Sayın Cumhurbaşkanı’nın 2007’de KKTC’ne yaptığı resmî ziyaret sebebiyle, üzerinde ingilizce “Cyprus” (Kıbrıs) kelimesinin yazılı olduğu Kıbrıs Adasına da konulduğu görülmektedir. Harita’da KKTC gösterilmemiştir. Kullanılan “Cyprus” kelimesi bir adaya ait coğrafî bir isim olduğu gibi, aynı zamanda, Birleşmiş Milletler’e ve Avrupa Birliği’ne üye Devletleri gösteren listelerde yer alan bir isimdir. Varlığını Türkiye’nin tanımadığı, dolayısıyla diplomatik ilişkisinin de bulunmadığı bir devlete verilen addır. Bu sözde Devlet’in mevcut yapısı kendi anayasasına ve bu anayasanın dayandığı uluslararası Andlaşmalara aykırıdır.

KKTC, Türkiye Cumhuriyeti tarafından 15 Kasım 1983 tarihinde tanınmış bir bağımsız ve egemen Devlettir. Türkiye ile KKTC arasında Büyükelçi düzeyinde diplomatik ilişki kurulmuştur. Uluslararası siyasetin belli başlı aktörleri ve BM, Kıbrıslı Rumların sadece kendilerinden oluşan bir yönetimin Kıbrıslı Türkleri de kapsayan ve temsil eden bir devlet ve hükûmet olduğu iddiasını, Kıbrıs sorunuyla ilgili ve Kıbrıs’taki gerçekleri gözardı ederek kabul ettikleri için, KKTC BM tarafından siyasî ve ekonomik ambargo altına konulmuştur. Türkiye bu ambargoyu kabul etmemekte ve kaldırılmasın sağlamayı dış politika hedeflerinden biri olarak kabul etmiş bulunmaktadır. 60. Hükûmetin programında da “KKTC’nin her alanda uluslararası etkinliğinin arttırılmasının Türkiye’nin Kıbrıs politikasının iki ana stratejik hedefini oluşturmaktadır” ifadesine yer verilmiştir.

Google Inc. bu ambargonun uygulayıcılarından olduğu için hazırladığı dünya haritasında sadece, varlığı BM tarafından kabul edilmiş olan “Kıbrıs” adındaki “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne” yer vermiştir.

KKTC’ni yok farzeden bir haritanın Cumhurbaşkanlığı’nın “resmî internet sitesinde” kullanılmış olmasını, uluslararası toplum, Türkiye’nin KKTC’ne sahip çıkma kararlılığında bir zafiyet olarak değerlendirebilir. TRT’nin meteoroloji haritasında dahi Kıbrıs adasında KKTC’nin ayrı varlığı hududuyla ve şehirleriyle belirgin biçimde gösterilmektedir.

Sözkonusu haritanın kullanılmış olması Türkiye’nin Kıbrıs politikasının temel ilkleriyle ve bu ilkelere ilişkin söylemleriyle çelişmektedir. MGK 24 Nisan 2008 tarihinde Kıbrıs sorununun “Ada’daki gerçekler temelinde” olmasını öngörmüştür. Bizzat Cumhurbaşkanı Sayın Gül “Ada’daki gerçekler” kavramına daha da açıklık getirmiş ve 2008 yılı içinde çeşitli vesilelerle “Kıbrıs'ta siyasi açıdan birbirine eşit iki halk, iki demokrasi ve iki devlet mevcuttur. Kıbrıs'ta barış ve huzurun teminatı, Ada'daki mevcut gerçeklere dayanacak bir çözümdür” şeklinde demeçleriyle Ada’da yaşayabilir bir çözüme ışık tutmuştur. Türkiye’de en üst resmî düzeyde dile getirilen Ada’daki gerçeklerin Cumhurbaşkanlığı’nın resmî internet sitesindeki haritaya da yansıtılması gerektiğini düşünüyorum. Bunun “Google Maps” programına bağlı kalmadan TÜBİTAK, Harita Genel Müdürlüğü ve Üniversitelerimizin işbirliğiyle gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.

Sitede yer almakta olan harita’nın kaldırılmasının Türkiye’nin kendisine tarihî ve ahdî bağlarla bağlı olduğu komşumuz KKTC’ne ve halkına saygının da bir ifadesi olacağı görüşünü taşıyorum.

Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki politikalarının inandırıcı olabilmesinin şartlarından biri de konu hakkındaki söylemleriyle eylemlerinin birbirini tutabilmesidir. Türkiye’nin yarım yüzyıla yakın bir süredir “millî dava” anlayışıyla yürüttüğü Kıbrıs politikalarında Ada’daki gerçeklere uygun çözüm hedefine ulaşabildiği takdirde, bölgedeki diğer sorunların çözümünde etkili rol sahibi olma şansını arttıracağına inanıyorum. Bir Devlet’in kendi millî sorunlarına sahip çıkabilme kaabiliyeti ve gücü, o Devlet’e itibar sağlayan ve diğer bölgesel sorunlarda kendisine ağırlık kazandıran bir faktör olduğu kuşkusuzdur.

-------------------------------------------------------------------------------------

Tugay Uluçevik: Dışişleri Bakanlığı Kıbrıs Dairesinde Şube Md., Daire Başkanı, Genel Müdür Yardımcısı, Kıbrıs-Yunanistan İşeriyle de görevli Müsteşar Yardımcısı.
Abu Dhabi, Bükreş, Bonn, Berlin Büyükelçisi ve BM(Cenevre)Büyükelçi- Daimî Temsilcisi