Siyaset "Bu devirde kimse sultan değil padişah değil"

"Bu devirde kimse sultan değil padişah değil"

07.06.2013 - 13:17 | Son Güncellenme:

.

Bu devirde kimse sultan değil padişah değil

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, “Gezi Parkı’nda atılan sloganlarda denildiği gibi ‘Bu devirde kimse sultan değil padişah değil’ Tayyip Erdoğan kendisine hiç güvenmesin” dedi.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran yaptığı yazılı açıklamada, Taksim Gezi Parkı ile başlayan süreçte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın baskıcı yüzünün tüm dünyada tartışılır hale geldiğini, tartışmaların AKP içindeki krizi, kakafoniyi de yeniden günyüzüne çıkardığını iddia etti. Oran, şöyle dedi:

“Gezi Parkı konusunda AKP, aynı gaz-fren tartışmasında olduğu gibi tutarsız, her yönetici ve bakan farklı telden çalıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ‘demokrasi sadece sandık değildir, onları da anlamamız lazım’ diyor, Başbakan Tayyip Erdoğan ‘demokrasi sandıktır, seçimdir’ açıklamasını yapıyor, yetmiyor Gezi Parkı’ndaki insanlara ‘çapulcu ayyaş’ diye hakaret ediyor. TBMM Başkanı Cemil Çiçek birlik çağrısında bulunurken, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç yarım yamalak bir özür diliyor, AB Bakanı Egemen Bağış daha da ileri gidip içeride 11 terör örgütü saptadıklarını söylüyor.”

Haberin Devamı

-"AKP’DE BİRLİK YOK, KAKAFONİ VAR"-

Her kafadan bir ses çıktığını savunan Oran, “AKP’de birlik yok, kakafoni var. Ortak görüş yok, kriz var” diye konuştu.

AKP içinde de sağduyulu milletvekillerinin halka uygulanan tahammülsüz, hoşgörüsüz siyasetten rahatsız olduğunu belirten Oran, “Hatta duyuyoruz görüyoruz, bazı bakanlar, eski bakanlar, milletvekilleri bile Başbakan'ın kendilerini dinlemediğini, istişare yapmadığını, baskıcı bir anlayış içerisine girdiğini söylüyor. Başbakan’ın politikası milletin vekiline baskı, millete dayatmadır” dedi.

-“DİKTATÖR SADECE KENDİ SESİNİ DUYAR”-

Diktatörlerin kimseyi dinlemediğini kimseye kulak asmadığını kaydeden Oran, “Onlar her şeyi bildiklerine inanırlar duydukları tek ses de kendi konuşmasıdır. Onlar herkesi hakir görür, kendisinden başka kimsenin fikrine danışmaz. Diktatörler halkın taleplerine kendini kapatır, hesap vermez, baskı uygular” dedi.

Erdoğan’ın bu tutumunun dünyanın en prestijli yayın organlarından The Economist’e de kapak olduğunu ifade eden Oran, “Derginin Avrupa Baskısı “Sultan mı Demokrat mı” başlığı ile çıktı. Amerika’nın saygın yayın organlarından CBS de aynı soruyu soruyor. 'Sultan mı Demokrat mı, Recep Tayyip Erdoğan’ın birçok yüzü' başlıklı yazıda Erdoğan’ın halka uyguladığı baskı ağır şekilde eleştiriliyor.

Haberin Devamı

TIME’da kısa süre önce 28 Kasım 2011’de yayımlanan ‘Erdoğan’ın yolu’ sayısıyla AKP’nin ne kadar öğündüğünü anımsadığımızda bugün geldiğimiz noktada Tayyip Erdoğan’ın gerçek yüzünün artık herkes tarafından tüm dünyada sorgulandığı ortaya çıkıyor. AKP’nin yıllarca üretmeye çalıştığı algı dağılıyor, kaygı tüm dünyayı kaplamış durumda” dedi.

-“BU DEVİRDE KİMSE SULTAN DEĞİL PADİŞAH DEĞİL”-

90 yıllık Cumhuriyet tarihine, 67 yıldır çok partili hayata sahip Türkiye’nin dünyadaki saygın imajına zarar vermeye kimsenin hakkı olmadığına dikkat çeken Oran, şöyle devam etti:

“Bu inadın ne anlamı var? Barışçıl gösteri yapan insanlara saldırmanın, halkı karşı karşıya getirmenin, ‘Yol ver gidelim Taksim’i ezelim' sloganları ile mitingler yapmanın Türkiye’ye ne faydası var? Şiddet sadece şiddeti doğurur. Bütün Türkiye ve dünya Tayyip Erdoğan’dan sağduyu içerisinde davranmasını, inat etmemesini, diktatörlük hevesinden, sultanlık hayallerinden vazgeçmesini istiyor. Gezi Parkı’nda atılan sloganlarda denildiği gibi 'Bu devirde kimse sultan değil padişah değil’ Tayyip Erdoğan kendisine hiç güvenmesin, Türkiye özgürlük ve demokrasi yolundan asla sapmaz. Bu hayallere kapılanlar tarihin gerisinde kalır, Türkiye yine yolunda yürümeye devam eder.

Haberin Devamı

Sonuç olarak Gezi Parkı sürecinde halkımız bireysel hak ve özgürlük talepleriyle demokrasimizi güçlendirirken, Başbakan Erdoğan’ın yasa dışı emir vererek yargıya müdahale etmesi, görevini kötüye kullanması/ihmal etmesi artık siyasi ehliyetinin sorgulandığı gerçeğini de ortaya koymuştur.”