Siyaset Bunun neresi ara rejim?

Bunun neresi ara rejim?

28.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bunun neresi ara rejim?

Bunun neresi ara rejim

CUMHURBAŞKANI Süleyman Demirel, Türkiye'de ara rejim yaşandığını ileri sürerek hükümeti "Çankaya hükümeti" olarak nitelendiren RP ve DYP liderlerini "Bunu söyleyenler ara rejimi bilmiyor. Türkiye'de Anayasa zeminine dayanmayan bir idare olduğunu söylemek abesle iştigaldir" diye yanıtladı.
Demirel dünkü yıllık basın toplantısında, RP Lideri Necmettin Erbakan ve DYP Lideri Tansu Çiller'in hükümetten ayrıldıktan sonra her fırsatta gündeme getirdikleri ara rejim eleştirilerine şu karşılığı verdi:
"Ara rejim diyenlere onlar ara rejimin ne olduğunu bilmiyor derim. Hükümet nasıl kurulur? Biri istifasını verir veya TBMM güvensizlik oyu verir. Gelmiş bir muhterem kişi istifasını vermiş. Bunun neresi ara rejim? İstifasını veren `Ben zorlandım baskı altında kaldım' dememiş, `Benden bu kadar, gerginlik oldu' demiş. Başka zat hükümet kurmakla görevlendirilmiş. 281 oyla güvenoyu almış. Bunda bir acayiplik var mı? 281 kişiden bir Allahın kulu çıkıp ben oy vermeye zorlandım demiş mi? Dememiş.
Birtakım garip, acayip senaryolara dayanıp da kendi kendimize zarar vermeyin. Varlığımızı borçlu olduğumuz çok partili rejimi zedelemeyin. Türkiye'de kuraldışı hiçbir şey yok. Gerine, gerine halkıma ve dünyaya söylüyorum. Kimse birtakım hayali faturalar kesmesin."
Demirel, "28 Şubat süreci sürüyor mu" sorusuna ise şu karşılığı verdi:
"28 Şubat süreci diye bir olay yok ortada. MGK'da alınmış kararlar var. Eğer deniyorsa `Bunu rızamızla yapmadık' bunu diyene ben cevap vermeyeyim, siz cevap verin. Bir devlet, kanunlarında olan şeyleri uygulamayabilir mi? O zaman kanun devletini gülünç duruma düşürürsünüz.
18 Haziran süreci diye bir süreç de yok. `Ara rejim değildir' dersem bu malumu ilan olur. Böyle şey tartışılır mı? Bunun ak mı kara mı olduğu belli değil mi? Fuzuli bir iştir. Bugün Türkiye'de Anayasa kurallarına ve Anayasa zeminine dayanmayan bir idare bulunduğunu, devletin böyle idare edildiğini iddia etmek abesle iştigaldir. Bu, Türkiye Cumhuriyetine yapılabilecek en büyük bühtandır."
İrtica tehlikesinin Türkiye Cumhuriyeti'nin gücüyle bertaraf edildiğini belirten Demirel, "Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü ve laik devlet olma özelliği tartışmalarını Türkiye kaldırmaz. Daha fazla söylemeyeyim, hadise hala oluş halindedir, henüz bitmiş değildir" dedi.

Demirel, Susurluk olayının siyasi nitelik kazandığını, yargının kişi istisnası yapmadan suçu ve suçluyu bulacağını vurgulayarak "yargısız infaz" yapılmamasını isterken, "Hanefi Avcı çıkıyor, 'Devlet içinde farklı örgütlenme var' diyor" hatırlatması üzerine şunları kaydetti:
"O bir şey der. Sen de dersin, ben de derim. Ama ispatı lazımdır. Suç sübut bulmadan suçlarsak yeni Dreyfuss'lar yaratırız. Bekleyeceğiz."
Demirel, Avrupa Birliği'nin Lüksemburg zirvesinde Türkiye'yi dışlamasını ve Yunanistan'ın bu konudaki rolünü şöyle değerlendirdi:
"Avrupa Birliği üyesi ülkeler uyarılarımızı anlamamıştır. Biz kimseye yaslanıyor değiliz. Arkamızdaki çekilince düşecek gibi olmayız. Sağduyuya ve akılcı davranmaya dair davetlerimize kulak tıkayan Yunanistan bu tutumunun bir bedel ve sorumluluk doğuracağını da hesaba katmalıdır. Vahim bir hata yapıyorlar."