Siyaset Davutoğlu: Meclis her 27 Mayıs'ta burada toplansın

Davutoğlu: Meclis her 27 Mayıs'ta burada toplansın

14.05.2015 - 12:41 | Son Güncellenme:

Başbakan Davutoğlu, Yassıada'da Demokrasi ve Özgürlük Adaları Temel Atma Töreninde konuştu. Adayla ilgili 4 kriter açıklayan, Davutoğlu'ndan muhalefete de çağrı geldi: Her 27 Mayıs'ta Meclis burada toplansın. Adnan Menderes'in 2011 yılında vefat eden oğlu Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes, adaya ilk kez geldiğini belirterek "Buraya gelmek, burayı teneffüs etmek insanı alt üst ediyor" dedi. Celal Bayar'ın torunu ise "Bir zamanlar adaya yaklaşılması bile yasaktı" dedi. Proje çerçevesinde 27 Mayıs Tarih Platosu, ziyaretçilerin darbe sonrası yargılama günlerini gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri senaryosundan yola çıkılarak tasarlanacak. Bu bölgede darbe süreci, Adnan Menderes merkezli tüm mahkum edilenleri kapsayan bir formatta görsel ve fiziksel mekanlarda sunumlarla da işlenecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi, Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi 3 kattan oluşacak ve müze alanı ile 500 kişilik konferans salonunu barındıracak.

Davutoğlu: Meclis her 27 Mayısta burada toplansın

Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle:

Haberin Devamı

-27 Mayıs 1950'de, 1960'ta ve onun öncesinde bu yapılan darbenin veya hazırlıkların sadece bir partiye değil, milli iradeye olduğu inancıyla eğer siyasi kadrolar Demokrat Parti kadroları gibi dimdik ayakta durabilselerdi ve bu darbeden oportünistçe istifade etmek yerine 'milli iradeyi savunup seçimlere gidelim' diyebilselerde, bir daha Türkiye'de darbe yaşanmazdı.

-Özgürlükler kolay elde edilmiyor ama bir kez kaybedildiğinde eğer özgürlükleri savunma iradesi herkes tarafından gösterilmezse, tekrar kazanılması da kolay olmuyor. Bakınız hala 12 Eylül Anayasası'yla idare ediliyoruz. Özgürlüklerde direnmediğiniz zaman, özgürlükleri onurlu bir şekilde savunmadığınız zaman, toplumun bütün kesimleri bunu sahiplenmediği zaman ortaya çıkacak olumsuz sonuçları değiştirebilmek çok güç oluyor.

Haberin Devamı

-Bugün bir seçim öncesinde şunu açık yüreklilikle ifade ediyorum. Eğer milli iradenin tecellisi anlamında özgürce seçimlere gidebiliyorsak, bunların kahramanları bugün halka yönelik konuşmalar yapan biz siyasiler değil, idam sehpasına giderken bile demokrasiyi savunan Adnan Menderes ve arkadaşlarıdır. Allah onlardan razı olsun, onların emanetine sahip çıkmayı nasip eylesin. Bu emanetlerin en büyüğüdür.

27 NİSAN'DA DİMDİK DURMASALARDI..

-27 Nisan'da ki biz fiilen içinde yaşadık. 27 Nisan'da e-muhtıra verildiği gece eğer sayın Cumhurbaşkanımız Başbakan olarak ve onun bütün ekibi, arkadaşları bütün bu tecrübelerden hareketle dimdik durmamış olsalardı, bugün Türkiye'de demokrasi 28 Şubat benzeri postmodern bir müdahalenin izlerini yaşıyor olacaktı. Bugün de yine bu sefer başka vesayet görüntüleri altında milli iradeye tahakküm etme çabası içinde olanlar var

-Burada 4 hususa dikkati çekmek isterim. Birincisi, Yassıada ve Sivriada burada yaşanan hatıralarıyla tarih içinde muhafaza edilecek. İkinci husus, tarihi doku itibarıyla Bizans'tan kalan bazı tarihi kalıntılar da muhafaza edilecek ve tarihi dokuya hiçbir zarar verilmeyecek. Üçüncüsü, yeşil alan konusunda. Burada bir tek ağaç eksilirse yerine ağaç dikilecek. Dördüncüsü de bu alanın kullanılması, kesinlikle demokrasi ve özgürlük kavramlarıyla uyumlu şekilde olacak" dedi.

Haberin Devamı

EĞLENCE OLMAYACAK, MÜSAADE ETMEYİZ

Yaşanan acılara hürmet esastır. Oteller kesinlik eğlence maksatlı etkinlik yapamayacak. Eğlenceye müsaade etmeyiz.

Hukuk fakülteleri gelsinler burada mezuniyet yapsınlar.

27 MAYIS'TA MECLİS BURADA TOPLANSIN

Muhalefet partilerine şimdiden çağrı yapıyorum. İnşallah bu yapı tamamlandığında, 27 Mayıs'ta Türkiye Büyük Millet Meclisi sembolik olarak Yassıada'da toplansın. Nasıl 23 Nisan'da sembolik olarak toplanıyoruz. Bir daha Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne kimsenin kilit vuramayacağını cümle aleme ve tarihe göstermek için her 27 Mayıs'ta burada bir celse yapalım.

İNSAN ALT ÜST OLUYOR

Adnan Menderes'in 2011 yılında vefat eden oğlu Aydın Menderes'in eşi Ümran Menderes, Yassıada'nın, "Demokrasi ve Özgürlük Adaları" projesiyle gelecek nesiller için bir "ibret adası" olmasından memnun olacağını belirtti. Adaya ilk kez geldiğini ve yoğun duygular yaşadığını belirten Menderes, "Buraya gelmek, burayı teneffüs etmek insanı alt üst ediyor. Yaşananları düşünüyorsunuz hiç hak etmedikleri şeyleri yaşadılar. Memlekete hizmetten başka da bir amaçları yoktu. Hala unutulmadılar, unutulmayacaklar da. İnşallah gençler buraları görürler, bir ibret adası olur burası. Zaten burası 'Yassıada' değil yaslı ada. İnşallah ders çıkaracaklar, yaşanmışlıkları öğreneceklerdir. Aslına uygun olan, aslı bozulmadan yapılırsa iyi bir hizmet olacaktır diye düşünüyorum."
YAKLAŞILMASI BİLE YASAKTI
Celal Bayar'ın torunu Emine Gürsoy Naskali, Yassıada'nın acı olayların yaşandığı bir mekan olduğunu vurguladı.Naskali, şunları dile getirdi:
"Bir dönemin milli iradeyle iş başına gelmiş, 10 yıl bu memleketi idare etmiş bir iktidar, çok değerli bir kadro burada yargılandı. Darbeyi meşru göstermek için bu yargılama yapıldı. Çok vahim suçlar isnat ederek ve çok vahim cezalar vererek, darbeyi meşrulaştırmak istedikleri bir mekan burası. Uzun yıllar ada kapalıydı. Askeri denetim altındaydı. Adaya yaklaşılması bile yasaktı. Halka açılması bakımından önemli buluyorum. İstanbul'un nefes alacak yerlere ihtiyacı var. Yakınları için, bizim için bu adaya gelmek insanın yüreğine darlık veren bir şey."
DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜKLER ADASI OLDU
Adanın "Yassıada" olan ismi, Resmi Gazete'nin 14 Aralık 2013 tarihli sayısında yayımlanan kararla "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değiştirildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde başlatılan proje çerçevesinde, Çeve ve Şehircilik Bakanlığı'nın 17 Haziran 2013'te onayladığı kararla adada imar planı değişikliğine gidildi. Adada otel, tek katlı ahşap evler, kafe, restoran, heliport alanı, park, açık hava müzesi, meydan, kütüphane, idari bina, kapalı müze, konferans salonu ve seyir terası yapılması planlandı. Adanın doğal yapısını bozmayacak ve yap-işlet-devret modeliyle yapılması öngörülen tesisler, arsa büyüklüğünün yüzde 65'ni geçmeyecek.
PROJE
"Demokrasi ve Özgürlük Adaları" projesi çerçevesinde Yassıada siluetinde tarihi yapılar ile bir dönemin izlerini içeren yapılar korunacak. Adada oluşturulacak yeni senaryo çerçevesinde binalar yeniden işlevlendirilecek. 27 Mayıs Tarih Platosu, ziyaretçilerin darbe sonrası yargılama günlerini gerçek mekanlarında gezerek hissetmeleri senaryosundan yola çıkılarak tasarlanacak. Bu bölgede darbe süreci, Adnan Menderes merkezli tüm mahkum edilenleri kapsayan bir formatta görsel ve fiziksel mekanlarda sunumlarla da işlenecek. Adnan Menderes Kongre Merkezi, Demokrasi ve İnsan Hakları Müzesi 3 kattan oluşacak ve müze alanı ile 500 kişilik konferans salonunu barındıracak.
Yassıada kimliğini vurgulayan objelerin sergilendiği Açık Hava Sanat/Sergi ve Etkinlik Alanı/Demokrasi Parkı, sabit/kalıcı sergiler ile periyodik olarak değişen temalı sergilere ev sahipliği yapacak şekilde kurgulandı.
SİVRİADA
Sivriada proje tasarımı, Fatih Sultan Mehmet'in tuğrasından yola çıkılarak geliştirildi. Tuğra izlerinin adanın arazi plastiği üzerinde şekillenmesi, geçmiş yıllarda İstanbul liman ve mendireklerinin yapımı sırasında taş ocağı olarak kullanılan adadan çıkarılan taşların hazırladığı boşluk kullanılarak oluşturulacak. Proje kapsamında adada kongre ve kültür merkezi, yelken kulübü ve bir kafe yer alacak.
YASSIADA
Bizans İmparatorluğu döneminde sürgün adası olarak, Cumhuriyet döneminde de Deniz Kuvvetleri tarafından kullanılan Yassıada, yakın tarihe, 27 Mayıs darbesi döneminde idam edilen eski başbakanlardan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın da aralarında bulunduğu 592 siyasetçi ve bürokratın yargılanmalarına sahne olmasıyla geçti. Yassıada'daki 14 Ekim 1960'ta başlayan yargılama, 15 Eylül 1961'de sona erdi. Toplam 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. Dosyadaki 592 sanıktan 288'i için idam istendi. Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, 16 Eylül 1961'de sabaha karşı, Adnan Menderes ise 17 Eylül 1961'de saat 13.21'de İmralı Adası'nda idam edildi. TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen bir kanunla Adnan Menderes ve onunla birlikte idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun naaşı, 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak, devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.