Siyaset Demirtaş'tan Başbakan'a Uludere sorusu: "Vurun dediniz mi?"

Demirtaş'tan Başbakan'a Uludere sorusu: "Vurun dediniz mi?"

24.01.2012 - 17:56 | Son Güncellenme:

.

Demirtaştan Başbakana Uludere sorusu: Vurun dediniz mi


BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Uludere ilçesinin Kuzey Irak sınırında 34 kişinin yaşamını yitirdiği olayla ilgili önemli bir iddiayı gündeme getirdi. Demirtaş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Uludere bombardımanı yapılmadan askeri yetkililer sizi arayıp '50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, ne yapalım' dediklerinde, 'Neye mal olursa olsun vurun' dediniz mi?" diye sordu. Olayla ilgili BM'ye başvuru yapıldığını, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne (UCM) ise başvuru hazırlığı yaptıklarını belirten Demirtaş, hükümetin Roj TV'nin yayınlarını kesmek için gizli, açık ödenekten paralarla baskı yaptığını iddia etti.

Haberin Devamı

BDP grup toplantısındaki konuşmasına 1 kişinin ölümü 25 kişinin yaralanması ile sonuçlanan Hakkâri'deki patlama ile başlayan Demirtaş, patlamanın dumanı geçmeden valiliğin faillerle ilgili açıklama yaptığını söyledi. Saldırıda, polis otosunun hedef alınmadığı, yaralı polis olmadığına yönelik iddialara yanıt verilmediğini belirten Demirtaş, olayın açığa çıkarılması için soruşturmanın hızla sonuçlandırılmasını istedi.
Konuşmasında gazeteci-yazar Uğur Mumcu'yu da anan Demirtaş, "Mumcu katliamında tıpkı Dink suikastı gibi örgüt çıkarılamamıştır, olay yine bir-iki kişinin üzerine yıkılmaya çalışılmıştır. Aradan geçen bunca zamana rağmen Uğur Mumcu olayı faili meçhul kalmıştır" dedi.

Hesabını veremiyorlar

Haberin Devamı

Silopi'de HADEP ilçe yöneticileri Serdar Tanış ve Ebubekir Deniz'in kaybedilmesinin üzerinden 11 yıl geçmesine karşın bir sonuç çıkmadığına da dikkati çeken Demirtaş, o dönem alay komutanı olan Ergenekon davası tutuklusu Levent Ersöz'e, hakkında suç duyurusunda bulunulmasına rağmen bu konuda bir soru sorulmadığını söyledi. Demirtaş, "Orada tutuklu askeri bürokratlar, o dönem faili meçhullerin, köy yakmaların, işkencelerin sorumlusudurlar. ‘Biz karanlıkları aydınlattık’ diyenler bunun cevabını veremiyorlar" dedi.

Travmayı bilmeyenler kemiklere baksın

Faili meçhul olarak ifade edilen cinayetlerin faillerinin belli ve bunların alenen devlet cinayetleri olduğunu ileri süren Demirtaş, "O dönem valilerden komutanlara herkesin bu olaylardan haberi vardır. JİTEM’in merkezi olan Silopi'deki olaylar açığa çıkartılmadıkça, 'JİTEM'i yargı önüne çıkardık' demek mümkün değildir" diye konuştu. Ergenekon'da derin devlet açığa çıkarılmak isteniyorsa soruşturmanın Fırat'ın doğusuna uzanmasını isteyen Demirtaş, Diyarbakır'da ortaya çıkarılan kafataslarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"O iskeletler tarih öncesine ait değildir. Orası cumhuriyet tarihi boyunca askeri üs olarak kullanılmış, 90'lı yıllarda JİTEM'in işkence, sorgu merkezi olarak kullanılmıştır. Orada çıkan kemiklerin biz orada olduğunu biliyorduk, o bölgede yaşayan herkes orayı tanır. Bu, utanç verici geçmişle yüzleşmenin bir fırsatıdır. Bugün Kürtlerin yaşadığı travmayı anlamayanlar çıkan kemiklere baksınlar. Kolordu komutanlıklarında taburlarda aynı kazılar yapılmadıkça inanın bu ülke geçmişiyle yüzleşemeyecektir."

Haberin Devamı

Komisyon kuralım, açığa çıkaralım

Diyarbakır'da çıkan insan kemikleriyle ilgili araştırma komisyonu kurulması için Meclis'e önerge verdiklerini ifade eden Demirtaş, "Bu komisyon kurulursa yüzleşme fırsatı olur. Başbakan, ne Uludere'deki 34 vatandaşın, ne Hrant Dink davasının derin dehlizlerde kaybedilmeyeceğini söylüyor. Buyurun, önergemizi destekleyin, çoğunluk sizde, faili meçhulleri araştıralım. Önşartsız, koşulsuz, siyasi bakış açısı farkı gözetmeden kim ne yapmışsa; devlet, PKK, Hizbullah ne yapmışsa, derin, açık yapılar ne yapmışsa açığa çıkaralım" dedi.

'Neye mal olursa' dediniz mi?

Başbakan Erdoğan'ın Uludere olayı ile igili olarak, "Ankara'nın delhizlerinde kaybolmayacaktır" ifadesini kullandığına dikkati çeken Demirtaş, yaşanan her şeyin delhizlerde planlanmadığını söyledi. Demirtaş, "Ne dehlizi, ne karanlığı, sanırsın uzaydan bilinmeyen cisim geldi patladı da karanlıkta kalmaması için araştıracakmış. 4 saatlik görüntü var elinde, savcılığa bile verilmemiş. Uludere bombardımanı yapılmadan hemen önce askeri yetkililer Başbakan olarak sizi arayıp '50 kişilik grup var, içlerinde sivil var, ne yapalım' dediklerinde siz 'vurun' dediniz mi demediniz mi, açıklayın. 'Neye mal olursa olsun vurun' dediniz mi demediniz mi, çıkın bunun hesabını verin. 26 gündür örtmeye mi çalışıyorsun? Vali, '3 ay daha geçer' diyor. '3 ay daha geçer, ailelere tazminat ödenir, üstü kapanır' diyorlar. Yargı karşısında bunun hesabı verilmeyene kadar bu defter kapanmaz" diye konuştu.
Uludere olayıyla ilgili BM İnsan Hakları Üst Komisyonu'na başvurduklarını, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne de suç duyurusunda bulunacaklarını belirten Demirtaş, Erdoğan'ın, BDP'nin üzülmediği yönündeki sözlerine de tepki gösterdi. Demirtaş, şöyle konuştu:

Haberin Devamı

Velev ki sen haklısın, üzülmedik

Haberin Devamı

"Sen bu katliamın emrini verdin mi vermedin mi, bu katliamın sorumluları kimdir? Niye açığa çıkmıyor, Uludere meselesi budur. Sen 34 kişiyi bombalattın mı bombalatmadın mı, sorulması gereken soru budur. Velev ki sen haklısın, biz üzülmedik, sen çok üzüldün, hesabını ver, faturayı öde, özür dile bunları yap, senin görevin budur."

Roj TV burada yayın yapsın

Hükümetin Roj TV'nin yayınlarını kesebilmek için gizli, açık ödenekten paralarla baskı yaptığını ileri süren Demirtaş, bunun yerine Roj TV'nin Türkiye’ye çağrılmasını istedi. Demirtaş, "ROJ TV madem bu toprakların sesi, gelsin kendi halkı içinde yayın yapsın. Burada tartışılan şey teknik konu değil ki bir halkın sesini kısmaya çalışıyorsun. Türkiye’de 247 kanal var, Türkçe yayın yapıyor. Bir tek TRT Şeş var. O da hükümetin kontrolünden çıktı cemaatin kontrolüne girdi. Kürtlerle ilgili hiçbir yayın yok, ama yüzlerce kanal içinde bir ROJ TVrahatsızlık yaratıyor" diye konuştu.

Anter'in kitabını yasaklamak sana nasip oldu

Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesine sınırlama getirecek düzenlemenin tecridi yasalaştıran bir düzenleme olduğunu da savunan Demirtaş, Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in "Avukatları göndermiyoruz, bilinçli yapıyoruz. Yasasını hazırlıyoruz" yönündeki açıklamasını ise suçun itirafı olarak değerlendirdi.
Demirtaş, "Hükümet siyasi soykırım operasyonlarına hız vermeyi tercih ederse sorun çözülmez, kan, gözyaşı getirir. Yanlış politikalarda ısrar Türkiye'ye kaybettirir, bu geminin içinde herkes varsa hepimiz zarar görüyoruz" dedi.
Demirtaş, Başbakan Erdoğan'ın Musa Anter'den söz edip oğlunun sorununu çözdüğü yönündeki açıklamasını ise, "Anter'in oğlunun sorununu çözdün de, Musa Anter'in kitabını yasakladın. O da sana nasip oldu" sözleri ile eleştirdi.