Siyaset Devlet sırrının dosyada olması suç

Devlet sırrının dosyada olması suç

10.08.2008 - 00:12 | Son Güncellenme:

Ergenekon davasına ilişkin hazırlanan iddianamenin 441 klasörden oluşan eklerinde yer alan belgelerde devlet, kişisel ve özel sırlar ile şirketlerin ticari sırlarına kadar bir çok belge ve bilgiye ulaşmak, eklerin yer aldığı CD’yi kopyalamak kadar kolay.

Devlet sırrının dosyada olması suç

Devlet ve kişilerin özel hayatlarına ilişkin sırlar ile şirketlerin ticari faaliyetleri veya bir çok belge ve bilgi eklere konulmak zorunda mı?” Hukukçular bu tartışmaya eklerde onca devlet sırrını içeren bilgi ve belgelerin olmasının suç olduğu görüşünde. Hukukçuların görüşleri şöyle:
- Talat Şalk (Kapatılan Ankara DGM eski Cumhuriyet Savcısı, Abdullah Öcalan’ı mahkum eden iddianameyi yazan savcı): Özel hayatı ilgilendiren, suç ile ilgisi olmayan konular dosyaya konamaz. Bunlar imha edilir. Dosyaya, sadece iddia ile suçu gösterecek deliller konulur. Bunların konması suçtur. Bunlar hakkında şikayet olursa kanuni işlem yapılır. Gizli denilen belge aynen iddianameye alınmış. Bütün bunlar olmaması gereken şeyler. Sanık olmayan kişileri de iddianameye almak bana ters geliyor. Devlet sırrı kabul edilen belgelerin duyurulmaması lazım. Genelkurmay belgeleri, emniyet belgeleri ifşa ediliyor. Şu ana kadar böyle bir iddianame görmedim. Bana ters geliyor.
-  Naci Ünver (Yargıtay 8. Ceza Dairesi Onursal Başkanı): Bir suç olgusuna ilişkin bilgiler içeren belgeler, devlet sırrı olarak mahkemeye karşı gizli tutulamaz. Ancak, devlet sırrı bilgileri içeren belgeler mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Herkes tarafından açıktan incelenmesi veya herkese sunulması söz konusu olamaz. CMUK kanunun 125. maddesi bu yöndedir. Özel hayata ilişkin bilgiler gizliliği ve dokunulmazlığı Anayasa’nın 20. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Ancak, belli hallerde hakim tarafından verilen arama kararları kapsamında bunlara el konulabilir. Ayrıca, sanık ve yakınları arasındaki yazışmalar ve özellikle mektuplara da onların elinde bulunduğu sürece dokunulamaz. Bu da CMUK un 126. maddesi gereğidir.