Siyaset Ecevit bizleri korumadı

Ecevit bizleri korumadı

07.07.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Bir gecede DGM'den dava alındı

Ecevit  bizleri korumadı



     


     TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu'nun çalışmaları ışığında Türkiye'ye milyarlarca dolara patlayan yolsuzlukların arka planındaki siyasi ilişkiler bir kez daha sergilendi. Kamuoyu sizi Jandarma'nın 'Beyaz Enerji' operasyonunu başlatan kişi olarak tanıyor. Bugün gelinen aşamayı nasıl yorumluyorsunuz?
     Türkiye'de yolsuzluklar bence siyasetin kanına işlemiştir. Toplum üretmeden tüketmeye, kolay yoldan elde etmeye alıştırılmış. Ülkeyi yönetenler de toplumun bu beklentilerine göre organize oluyorlar. Siyasi parti kadrolarının kendilerine oy veren vatandaşlarla ilişkileri bir çıkara dayanıyor. Siyasi partiler giderek çıkar amaçlı suç örgütü haline geliyor.
     
     Medyada 'Olayın siyasi boyutu, yargısal boyutunun önüne geçti' diye manşetler atıldı. Sanki bizler bir siyasi partiyi hedef almışız gibi. Hatta bir haberde benim Deniz Baykal'a olan yakınlığımdan ve emekli olduktan sonra CHP'ye gireceğimden bile söz edildi.
     
     Jandarma yetkiliydi
     Doğru. 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Yasası o dönemde çıktı. Bu yasa DGM savcılarına büyük olanaklar ve yetkiler tanıyordu. Savcı duyumun veya olayın olduğu sorumluluk bölgesine bakmaksızın polisi veya jandarmayı görevlendirebiliyor. Bu olay enerji santrallarıyla ilgili olduğu için hem jandarma hem polis bölgesi. Şehir içinde bile olsa yasa savcıya jandarmayı görevlendirme yetkisini tam veriyor. Bize bilgi geldiği zaman DGM savcısına aktarınca Sayın Talat Şalk'la birlikte harekete geçtik. Yasa dinleme ve izleme olanakları tanıyordu. Ancak iktidar bundan memnun olmadı.
     
     5 Ocak 2001'de... Bizde duyumlar 5 Ekim'den itibaren başlamıştı. Üç aylık sürede dinlemeler oldu. Hepsi mahkeme kararıyla oldu. DGM Savcısı kendisi mahkemeye müracaat etti.
     
     Kimsenin haberi olmaz. Savcılık, Jandarma Kaçakçılık Dairesi başkanı ve Çankaya ilçe jandarma başkanı, operasyon çok büyük olduğu için mahkeme kararı çıkartıldı. Bundan Enerji Bakanı'nın haberi olmaz. İçişleri Bakanı'nın olur. Çünkü Jandarmada dinleme cihazı yok. Mahkeme kararı polise geldi.
     
     Operasyon başarılıydı, Tantan doğrusunu yaptı.
     
     Devlet fırsatı kaçırdı
     Bilirkişi incelemeleri sırasında bana verilen rakam, devletin zararı 22 milyar dolardı. Bugün de 27 milyar dolarlık zarardan söz ediliyor. Enerji bakanı müsteşar yardımcısı, TEAŞ genel müdürü ve yardımcısı, ANAP'lı eski bakan Birsel Sönmez ilk anda gözaltına alındılar. Çoğu mahkûm oldu ve halen cezaevindeler. Beyaz Enerji, son dönemdeki yolsuzlukların kilididir. Devlet bu fırsatı kaçırdı. Operasyonlar devam etseydi çok şey açığa çıkacaktı.
     
     Devlete santrallar üzerinden pahalı fiyatla büyük kazık atılıyordu. Rüşvet çarkı dönüyordu. Mavi Akım'la ilgili de yolsuzluk iddiaları vardı. Ancak bunun iddianamesini hazırlamaya fırsat kalmadı. Beyaz Enerji'de dört boyut var: Santrallar, Mavi Akım, nükleer enerji ihalesi ve en çok rüşvetin döndüğü DSİ ihaleleri.
     
     Ziyaretçimiz çoktu
     Biz şahıslar üzerinde durmadık.
     
     Çeşitli iddialar vardı. Gelen şikâyetlerde Mavi Akım'ın Karadeniz'den geçemeyeceği, bu derinlikte boru geçişin riskli olduğu, Samsun - Ankara boru hattında rüşvetler döndüğü, Rusya'nın ihaleyi verdiği şirketin partiye yakın olduğu belirtiliyordu. Jandarmaya dosya yağıyordu. Milletvekilleri bilgi getiriyordu. Çok ziyaretçimiz vardı. İşi gücü bıraktık yolsuzluklarla mücadeleye başladık. Ancak olayı hükümet - jandarma kavgası gibi yorumlayanlar oldu. Soruşturmayı savcı yürütüyor. Adalet ve İçişleri bakanlarına bilgi veriyor. Jandarma Genel Komutanlığı da emir komuta içinde olayın içinde. Ama her şey savcıda bitiyor. Bizim görevimiz savcıya yardımcı olmaktı.
     
     Doğrudur. Santrallar jandarma bölgesine girer. Kaçakçılıkla mücadele bizim görevlerimiz arasında. Avrupa'da yolsuzluklar konusunda jandarma artık aktif olarak devreye giriyor.
     
     Hayır. Genelde bana yakıştırırlar. Demem öyle şey. Bence o bizleri yıpratmak üzere uydurulmuş bir sözdür. Sayın Başbakan böyle bir olayda bizden bilgi isteyebilirdi. MGK'da bilgi verebilirdik. Jandarmaya veya İçişleri'ne gelip neler oluyor, diyebilirdi. O zaman başbakan yardımcısı olan ANAP genel başkanı operasyonu darbenin ön hazırlığı diye niteledi. Mesut Yılmaz'dan bunlar yansıdı. 'Jandarmaya Gestapo dedi.' Ben nokta atış yapıyorum diye konuştu. Sayın Ecevit de gazetecilere 'İçime sindiremiyorum, demokratik bulmuyorum' dedi. Başbakan, ayrıca 'Benim yaptığım incelemeye göre olay komutanın bilgisi dışında' diye bir cümle kullandı. Jandarma Genel Komutanı tarafından gerekli işlem yapılacak dedi.
     
     Jandarma Kaçakçılık Daire Başkanı'na geldi duyum, o inceledi, kendi personeliyle bana getirdiler. DGM Savcısı soruşturmayı başlattı. Başbakan'ın öyle şüpheleri olunca Sayın Talat Şalk bilirkişi raporlarından birer örneğin Sayın Ecevit'e ve yardımcısı Devlet Bey'e gönderilmesini istedi. Kaçakçılık Daire Başkanı Aziz Ergen Albay'la dosyaları gönderdik. Orada her şey vardı. Ne deniyor, 'Cemse'ler Enerji bakanlığına dayandı' Cemse falan yok ki Silahlı Kuvvetler'de. Askeri araç. Bunlar hep yıpratma amaçlı kullanıldı.
     
     Emir komuta içindeydim
     Tabii... Operasyonun ismini koyarken arkadaşlarla benim de katkım oldu. Beyaz Enerji. Ben hep yasayla verilen görevleri yaptım. Emir komuta zinciri dışına çıkmadım.
     
     Roma'da jandarma kara ataşeliği yapmıştım. O zaman savcı Di Pietro 'Temiz Eller' operasyonuyla gündemdeydi. Kendisiyle tanışmış ve etkilenmiştim!
     İtalya'daki mafya olaylarını Sicilya'yı da gezerek incelemiştim. Başbakan Craxi yolsuzluktan Tunus'a kaçtı ve ölünce de cenazesini getiremediler.
     
     Dokunulmazlığı var. İşte enerjinin böyle karardığını görünce İtalya'daki 'Temiz Eller'e benzer 'Beyaz Enerji' operasyonu adını verdik.
     
     Konuştuklarımız iletildi
     Tantan, Talat Şalk, Özbek... Benim yardımcım Aziz Ergen Savcı Talat Şalk'la birlikte bir gazetecinin konuğu oluyor ve orada konuşulanlar ertesi gün başbakan yardımcısına iletilince sabahleyin albayımız görevden alındı. Bana göre bu da bir komplodur.
     
     Ben tuğgeneral iken Kayseri'de bölge komutanlığı yapmıştım. Tümgeneral olarak aynı göreve gitmeyi onuruma ve askeri terbiyeme yediremedim. Böyle bir görevi bir general kabul etmez. İstifa ettim. Beyaz Enerji Operasyonu derinleştirilirken böyle bir tayin doğru değildi. Siyasi baskı olduğuna inanıyorum. Bir asker istifa eder, başka da bir şey söylemez. Çünkü o istifanın içinde her şey var. Ama bana göre Jandarma Genel Komutanı'ndan Cumhurbaşkanı'na kadar beş imza var. Silahlı Kuvvetler benim tayinimi yapmış sayılmaz, siyasi ağırlıklıdır. İki imzaya karşı üç imza var.
     
     Operasyon başladı, Genelkurmay da memnun, komutanlık karışmıyor ama yolsuzluklarla mücadele olduğu için kimsenin bir şikâyeti yok. Yavaş yavaş baskılar arttı. Benim yardımcım görevden alındı, Talat Şalk'la ilgili soruşturma başlatıldı, Tantan devreden çıkarıldı. Mavi Akım soruşturmasında Savcı Cengiz Köksal jandarma ile çalışmak istedi ama yardımcı olmadılar.
     
     Fırsat vermediler
     Görevimde kalsaydım Mavi Akım'ın iddianamesini hazırlayabilirdim. Nükleer enerjide rüşvet dönmüş. Örtülü ödenekten ödeme yapıldığı iddiası var ama bunları araştırmanız lazım.
     
     Siyasiler... Ben Başbakan'ı sorumlu tutuyorum. Ecevit korumadı. Kendisine bilirkişi raporu gitmiş. Orada her şey yazılı.
     
     Üzerine gitmeyin dediler
     Daha çok koalisyondan... Sayın Başbakan'ın bizzat kendisinin bir duyum alıp, bunca soygun ve yolsuzlukla ilgili bir soruşturma açtırdığı görülmemiş. Açmış mı? Onun için yüzde 24, yüzde 1'e düştü! "ANAP'ın üzerine gitmeyin" diye bana en çok sosyal demokratlar geldi. Hiç ummadığım, Türkiye'de çok tanınan önemli birisi "olayı büyütmeyin" diye benden talepte bulundu, o kişi şu anda beni hiç aramıyor mesela. Sosyal demokrat denilince akla gelen on kişiden biri olan bu ismin muhtemelen o partiyle çıkar ilişkisi vardı.
     
     Onu bir gecede korsan şekilde yaptılar. Cumhurbaşkanı 'Olacak şey değil' diye tepki gösterdi. Ecevit'in çok günahı var. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün "enerji politikasıyla ilgilenmek savcıların işi değil" diye beyanı var. Talat Şalk'ın görevden alınacağını duyduk. Sayın bakana gittim, komutanın emriyle... Bilirkişinin değişmemesini, üçlü olarak Talat Şalk ve jandarmanın göreve devamının yararlı olacağını söyledik. Bu ziyaret basına Adalet Bakanı'na sert tepki olarak yansıdı.
     
     Komisyona gitmedim
     Yolsuzlukla mücadele edenleri, elini taşın altına sokanları durdurmak, onları görevden almak da büyük bir yolsuzluktur.
     
     Beni davet ettiler ama kitabımı gönderdim. Mektubumdan alındılar herhalde. Ben yolsuzluklarla mücadele konusunda siyasilerin samimi olmadığına inanıyorum. Bu iktidarın başı ve üç bakan hakkında 36 yıla varan davalar vardı. Ne oldu; bir kısmı affoldu. Vergi affından mahkûm olan Maliye Bakanı şimdi tapusuz araziyi savunuyor. Böyle şey olmaz.
     
     Sanık sanığı yargılamaz
     Soygun olmadan Türkiye'de siyasi partiler yaşayamaz. Mesela biz zor yaşıyoruz. Bu sözümü beğenmedikleri için olsa gerek TBMM Araştırma Komisyonu'na çağırmadılar. Önce dokunulmazlığı kaldırsınlar. Şeffaflık o zaman sağlanır. Sanığın sanığı yargılaması söz konusu olamaz.
     


SİYASET


Sohbet Odası'nda bu hafta; Emeklİ Tümgeneral Osman Özbek konuk oluyor
Otoritesini kaybeden elbette bağıracaktır
İlhamı oğlundan aldı...
Dokunulmazlık sürprizi
MİT Müsteşarlığı'na asker mi, sivil mi?
'Süeterliler'in piyanisti Ulusal Program'ı yazdı
Çiçekler'in içi kan ağladı
Politika turu