02.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dün MHP’nin TBMM grup toplantısı sonrasında gazetecilerin Akşener’in adaylığını açıklamasına ilişkin sorusu üzerine MHP’nin parti tüzüğünün öngördüğü kurallar çerçevesinde yönetildiğini söyledi. İsmini vermeden Akşener’i Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olmakla suçlayan Bahçeli, şöyle devam etti:
“Şu an üç arkadaşımız genel başkanlığa talip olmuştur. Bunlardan bir tanesinin zaten aday olma imkanı yoktur. Çünkü ihraç edilmiştir. Davası Yargıtay’dadır. Yargıtay sonuçlanıncaya kadar üyelik özelliği taşımamaktadır. Bazıları ise gündeme gelmiştir ve MHP’yi CHP’lileştirme gibi bir kötü alışkanlığı partimize de yaşatmak istemektedir. Bunların içerisinde birisi vardır ki gelecekte hep beraber göreceksiniz. Fetullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP’de görevlendirilme meselesidir. Bu da ne ona ne de bir başkasına fayda getirmez. Herkes aklını başına alsın.”
Bahçeli, grup toplantısında konuşmasında ise özetle şu mesajları verdi:
DAMATLAR KOLTUĞA OTURTULDU: 664. Hükümet’le birlikte allame damatlar Türkiye’yi enerji cenneti yapmak için bakanlık makamına oturtulmuşlardır. Bakir petrol kuyularını açacak olan, çıkarılmayı bekleyen doğal gaz kaynaklarını arayıp bulmayı kafaya takan parlak yüzler enerji de sanıyorum devrim yapacaklardır. Nasılsa devir evlatlar, damatlar, dünürler, hısımlar, yandaşlar devridir. Nasılsa yalan devleşmiş, aldatma derinleşmiştir.
CİBALİ KARAKOLU BENZETMESİ: Demokratikleşme diyen iktidarın yönettiği ülkeye bakınız ki, Adana’da kime gittiği belli olmayan MİT TIR’larını manşete taşıdıkları gerekçesiyle gazeteciler demir parmaklıkları boylamışlardır. Bazı asker şahsiyetler casusluk iddiasıyla tutuklanmıştır. Bu TIR’ların içinde, ‘silah olsa ne olur olmasa ne olur’ sözleriyle herkese meydan okuyan, ‘yanına bırakmam’ tehditleriyle gazetecileri hedef gösteren bir zihniyetin hâkim olduğu ülkede demokratikleşme iddiaları, Cibali Karakolu’ndaki Başkomiser Cafer’in gayri meşru ilişkilerinde kendisini Necip Zoka olarak tanıtma kurnazlığına tıpa tıp benzemektedir.
SARAY’IN YÖRÜNGESİNDE: Türkiye’nin geleceği, rejim ve sistemin akıbeti Erdoğan’ın keyfiliğine emanettir. Davutoğlu, sandıktan çıkmıştır çıkmasına ama, Saray kasırgasından, Saray yörüngesine uydu gibi sabitlenmekten çıkamamıştır.
DÜNDAR’IN YANINA BIRAKMIYORSUN DA: İnsan onurunu konuşacaksak, insan onuruna sahip çıkacaksak Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu evladımızı 20 Şubat’ta katleden hainlere açık tavır gösterilmesini beklemek en doğal hakkımızdır. Sayın Erdoğan, Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni’nin yanına bırakmıyorsun da Fıratımızın katillerinin yanına bırakmayı, onların ellerini kollarını sallayarak gezmelerini nasıl onaylayabiliyorsun?