Siyaset Hülya AYDOĞAN - ANKARA

Hülya AYDOĞAN - ANKARA

29.03.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Milli Eğitim Bakanlığı hazırladığı raporla, 8 yıllık eğitimin "kesintisiz" yapılmasını kararlaştırdı. Raporda, RP'nin "alt yapı" yetersiz iddiası "gerekli altyapı mevcut" şeklinde yanıtlandı

Hülya AYDOĞAN - ANKARA

MİLLİ Eğitim Bakanlığı, günlerdir üzerinde yaptığı çalışmayı tamamlayarak hazırladığı "8 yıllık zorunlu eğitim" raporunda, zorunlu eğitimin "kesintisiz" olarak uygulanmasına karar verdi. Milliyet'in ele geçirdiği raporda, RP'nin "8 yıllık zorunlu eğitim için altyapı yetersiz" savına karşın "Bu yıl eylülde 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime geçmek için gerekli altyapımız mevcuttur" denildi.
Günlerdir Ankara'nın gündeminde ilk sırada yer alan "zorunlu eğitim kesintisiz mi, kesintili mi uygulansın?" tartışmasına Milli Eğitim Bakanlığı, son noktayı koydu: "Zorunlu eğitim kesintisiz olmalı." Başbakan Necmettin Erbakan, Yardımcısı Tansu Çiller ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral İlhan Kılıç'a sunulan raporun, ilk Bakanlar Kurulu'nun gündemine alınması bekleniyor. 13 sayfalık raporda, bu yıl 8 yıllık zorunlu eğitime geçilmesinin gereklerine değenilerek, 5 yıllık zorunlu eğitimin artık Türkiye için yetersiz kaldığı kaydediliyor.
Tevhidi Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, Milli Eğitim şuralarının kararları, hükümet programları, ILO Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nden alıntılar yapılarak hazırlanan raporda, 8 yıllık zorunlu eğitimde "tek diploma" verilmesi kararlaştırıldı. Tek diplomayla da imam hatip liseleri, Anadolu liseleri ve meslek liselerinin orta kısımları kaldırılacak. Raporda, "Program ve diploma bütünlüğü olan 8 yıllık zorunlu ilköğretim uygulamasıyla iyi insan ve iyi vatandaş eğitimi milli birlik ve bütünlüğümüz için temel olacaktır" deniliyor.
Türkiye'nin zorunlu eğitime geçişindeki temel hedefin Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 23. maddesinde açıklandığı belirtilen raporda şu görüşler dile getirildi:
"23. maddede, `Temel eğitimin amaç ve görevleri, milli eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak her Türk çocuğuna iyi vatandaş olmak için gerekli bilgi, beceri, davranış ve alışkınlıkları kazandırmak, onu milli ahlak anlayışına uygun olarak yetiştirmek, her Türk çocuğuna ilgi istidat ve kabiliyetleri yönünde yetiştirerek hayata ve üst öğrenime hazırlamaktır' deniliyor. Bu amaçla varılan nokta, milli, demokratik, çağdaş, ve laik eğitim yoluyla Türk toplumunu ebediyete kadar yaşatmaktır. 23. maddedeki amaç ve görevleri tam ve eksizsiz yerine getirmesi beş yıllık zorunlu eğitimle mümkün değildir."

8 yıllık kesintisiz eğitim için altyapının hazır olduğu ifade edilen raporda şu görüşlere yer verildi:
"Zorunlu eğitimin ilk 5 yılını kapsayan ilkokulların durumu 8 yıla geçiş için oldukça elverişlidir. İlkokulda sağlanan okullaşma oranı yüzde 99.8'dir. Taşımalı ilköğretim ve yatılı bölge ilköğretim okulları yoluyla bilinen ve ulaşılabilen bütün ilköğretim çağındaki çocuklara zorunlu ilköğretim hizmeti verilmektedir. Zorunlu eğitimin son üç yılını kapsayan kısmında (ortaokul) okullaşma oranı yüzde 74.3'tür. Bu oran da geçiş için elverişli bir zemin.
1996 - 1997 öğretim yılında, ilkokul birinci sınıfa bir milyon 200 öğrenci başladı, bir milyon 167 bin 286 öğrenci ise mezun oldu. Mezun olanlardan 796 bin 783'ü, yani yüzde 68.3'ü ortaokula kayıt yaptırdı. Ortaokula başlayan öğrencilerin 370 bin 503'ü yani yüzde 31.7'si 8 yıllık zorunlu eğitimin hedef kitlesidir."

Raporda, Türkiye'deki eğitim sisteminde içindeki "milli politikalara, çağdaş, demokratik, laik ve zorunlu eğitim" gibi bazı ifadeler "büyük haflerle" yazıldı. Ortaokullarda en önemli sorunun "olağanüstü dağınıklık" olduğu belirtilen raporda şu görüşlere yer verildi:
"Zorunlu ilköğretimin, her şeyin üstünde bütün ülkelerce milli politikalara konu edilmesindeki temel amaç, devletin varlık sebebi ve milli gücü olan insan unsurunun, vazgeçilmez standartlarındaki temel vasıflarla teçhiz edilmesi gereğiyle açıklanmaktadır. Ülkemiz için de durum aynıdır. Milli, çağdaş, demokratik ve laik bir toplum için bu standartlarda zorunlu ilköğretim sistemi kaçınılmazdır.
Türkiye, 172 dünya ülkesi arasında zorunlu ilköğretimi 5 yılda kalan 12 ülkeden biri. Türkiye'nin üyesi olmak istediği 12 Avrupa Birliği ülkesinde zorunlu eğitim 9 - 12 yıl arasında değişiyor. Zorunlu eğitimin 5 yıl olduğu 12 ülke şunlar: Burma, Benin, Bangladeş, Colombia, Laos, Macau, Nepal, İran, Hindistan, Senegal, Vietnam ve Türkiye."

Raporda, okul derslik, öğretmen sayıları verilerine de yer veriliyor. Bu verilere göre, 1996 - 1997 öğretim yılında 46 bin 292 ilkokul, 9 bin 891 ortaokul olmak üzere toplam 56 bin 183 ilköğretim kurumu bulunuyor. Ortaokuların 8 bin 588'i bağımsız ve genel liselere bağlı, bin 303'ü mesleki ve teknik liseler bünyesinde. "İlköğretimdeki toplam dersliğin şehir ve köy dağılımı dengelidir" denilen raporda, derslik, öğretmen sayısı ve öğretim açısından şehir ve köy okulları arasında büyük bir fark olmadığı bu nedenle de 8 yıllık zorunlu eğitime geçişin temellerinin hazır olduğu belirtildi.
Rapor şöyle son buluyor:
"1995 - 1996 öğretim yılında ilkokuldan mezun olan 1 milyon 167 bin 286 öğrenciden 1996 - 1997 öğretim yılında okula gitmeyerek sistem dışına çıkanların sayısı 370 bin 503'dür. 1997 - 1998 öğretim yılı başında da yaklaşık 400 bin öğrenci sistem dışına çıkacaktır. Yapılacak olan 12 bin 356 derslikle de ilk uygulama yılının derslik sorunu çözülecektir."