Siyaset İçişleri Bakanı Ala: 8 bin 113 kişi tutuklandı

İçişleri Bakanı Ala: 8 bin 113 kişi tutuklandı

27.07.2016 - 15:17 | Son Güncellenme:

İçişleri Bakanı Efkan Ala, Fetullahçı Terör Örgütü'nün  (FETÖ) darbe girişimine yönelik soruşturmalara ilişkin, "Tutuklu sayısı 8 bin  113. Bunlardan 5 bin 266'sı asker, bunlardan da 151'i general, bin 656'sı subay  ve diğerleri. Hakim ve savcılardan bin 684'ü, polisten alınanlardan da bin 19'u  tutuklandı" dedi.

İçişleri Bakanı Ala: 8 bin 113 kişi tutuklandı

İçişleri Bakanı Efkan Ala, A Haber canlı yayınında FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, soruları yanıtladı.Türk Silahlı Kuvvetlerinden ve devlet mekanizmasından FETÖ mensuplarının temizlenmesinin ne kadar süreceğinin sorulması üzerine Ala, söz konusu yapının devlet içinden tamamen temizlenmesinin zaman alabileceğini, olağanüstü hal ilanından sonra her şeyin çok daha hızlandığını belirtti. Bir soru üzerine, Ala, "Şu anda verdikleri ifadelerde aynı ibareleri kullanmaları zaten oraya ait olduklarının çok açık kanıtıdır. Hiçbir zaman doğru söylemediler ki yalan karakterleri olmuş, böyle bir yapı. Açık işleri, normal işleri yaparken bile gizliliğe büründürerek, bir gizem vererek, yapma hususu bunların karakteri olmuş. Dolayısıyla ne söylediklerine bakmamak lazım. Hiçbir zaman doğruyu söylemediler ki şimdi doğruyu söylesinler." ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar kapsamında, 15 bin 846 kişinin gözaltına alındığını açıklayan Bakan Ala, gözaltına alınan 10 bin 12 askerden, 178'inin general, 2 bin 728'inin subay, 7 bin 106'sının da diğer rütbelerden kişiler olduğunu bildirdi.

151 GENERAL TUTUKLANDI

İçişleri Bakanı Ala, gözaltına alınanlardan 2 bin 901'inin polis, 2 bin 167'sinin ise hakim ve savcı olduğunu belirterek, "Tutuklu sayısı 8 bin 113. Bunlardan 5 bin 266'sı asker, bunlardan da 151'i general, bin 656'sı subay ve diğerleri. Hakim ve savcılardan bin 684'ü, polisten alınanlardan da bin 19'u tutuklandı." diye konuştu. Darbe girişiminde dış destek bulunup bulunmadığının sorulması üzerine Ala, bu konuda kesin kanıtlara ulaşmadan açıklama yapmanın ülkenin çıkarları bakımından sorun teşkil edebileceğini, kendi düşüncesine göre de bu tür ilişkilerin hep olduğunu, bunda da ortaya çıkabileceğini ifade etti. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Önce Hakan Fidan'a suikast olabileceği yönünde istihbarat geldiği" şeklindeki sözlerinin anımsatılması üzerine Bakan Ala, 15 Temmuz akşamı olayların, Ankara'ya dönmek üzere uçakta bulunduğu sırada başladığını kaydetti. Esenboğa Havalimanı'na gece saat 23.00 sıralarında indiğini anlatan Ala, korumalarının "Efendim darbe oluyor, bir şey oluyor" dediklerini ve o sırada Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan'ın kendisini aradığını belirtti.

Haberin Devamı

'BİZİ BOMBALIYORLAR'

MİT Müsteşarı Fidan'ın "Sayın Bakanım, darbe oluyor, bizi bombalıyorlar" dediğini aktaran Ala, o sırada havaalanına doğru tankların geldiğinin söylendiğini ve hemen VIP bölümünden dışarı çıkıp, bir araca binerek karargah olarak oluşturulan yere gittiklerini bildirdi. Bakan Ala, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz'e teslim olunmayacağı ve operasyon yapılarak, ele geçirilen yerlerin geri alınması talimatı verdiğini kaydetti.Türkiye'nin farklı yerlerinden özel harekat polislerinin Ankara ve İstanbul'a sevk edildiğini vurgulayan Ala, bu arada televizyonlardan milleti sokağa çağırdıklarını hatırlattı.

Haberin Devamı

Darbe girişiminin olduğu gece medyanın, siyasi partilerin, vatandaşların, herkesin topyekün demokrasiye sahip çıktığına işaret eden Ala, TRT'nin ele geçirilmesiyle ilgili yaşananları ise şöyle anlattı:"En önemli şey de bazı birimleri bunlar işgal etmişlerdi, TRT gibi, harekat merkezleri gibi. Biz orada tereddüt göstermedik, yani bizim İçişleri Bakanı olarak bulunduğumuz yerden verdiğimiz talimat TRT için, Emniyet Genel Müdürüme telefon açtım, 'TRT'ye ekibi gönderiyorsunuz, alacaklar, alamıyorlarsa yıksınlar ve enkaz üzerinden 'biz burayı ele geçirdik' diye canlı yayın yapsınlar.' Böyle bir şeye Türkiye layık mıdır? O kadar üzüldüm ki üçüncü dünya ülkesi de değil artık öyle üçüncü dünya ülkesi de kalmadı. Türkiye'ye bu acıyı yaşatanlar için her kelime israftır ve hiçbir kelime bunlar kadar alçalamaz." Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere, stratejik yerlerin korunmasıyla ilgili alınan yeni tedbirlerin neler olduğunun sorulması üzerine Ala, şunları kaydetti: "Sil baştan yapıyoruz. Zaten olması gereken buydu. Muhafız Alayı, muhafaza edeceğine ilk planları yapan, el koyan orası. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın milleti harekete geçirme gücünü, herkesin ona inandığını biliyorlar. Başkomutan olarak, Cumhurbaşkanı olarak o gün milleti sokağa ve havaalanına çağırması zaten meseleyi döndürdü. Onun içi Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef almışlar, o planları ona göre yapmışlar."

Haberin Devamı

'KAÇANLAR YAKALANACAK'

Bakan Ala, darbe girişiminde yer alan bazı askerlerin hala kayıp olduğunun anımsatılıp, devlet yetkililerine yönelik suikast tehdidinin olup olmadığının sorulması üzerine, "Bu kadar yalanı söyleyebilen, bu kadar katil olabilen, kendi ordusunun araçlarını kullanarak kendi Meclisini bombalayabilen, milletine bu kadar açıkça kurşun sıkanlardan her şey beklenir. Bundan sonra olabilecek şeyler, istihbarat değerlendirmeleri de bu yönde. Buna göre tedbirler alınıyor. Ama bunlar bunu da yapabilirler. Kaçanların yakalanması için ciddi bir çalışma yürütülüyor, epeyce bir kısmı da yakalandı." değerlendirmesinde bulundu.

Haberin Devamı

JANDARMA TAMAMEN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI'NA BAĞLANACAK

Jandarma teşkilatının başına bir valinin atanmasının söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine Bakan Ala şu yanıtı verdi: "Onu şu anda görüşüyoruz. O da bir seçenek. Eninde sonunda böyle bir seçenek olabilecektir. Ama şu andaki düzenlemede olur mu ya da bir sonrakinde mi yaparız, o bir değerlendirme konusu. Ama tamamen İçişleri Bakanlığına bağlanacak. Bu konuda tereddüt yok. Emniyet Genel Müdürlüğü nasılsa, atamalar, terfiler, sicil, disiplin, tamamen bağlanacak. Sahil Güvenlik Komutanlığı da öyle, tamamen bağlanacak. Çünkü bunlar asayiş hizmeti yürütüyorlar.

Türkiye'de sistemin darbe ürettiğine dikkati çeken Ala, "Böyle darbeleri bir daha yaşamamak için darbe girişimlerini toptan tarihimizden silip atmak için güçleri paylaştırmak lazım. Avrupa'da, gelişmiş ülkelerdeki gibi. Güç bir yerde toplanmamalı, hepsi bir birimin altında olmamalı. Ayrı ayrı olmalı ve ayrı ayrı güçlü olmalılar. Türkiye toptan hepsinin hizmetine ihtiyaç duyduğunda da, Meclis bir yere savaş için karar verirse, o zaman hepsi bir komutanın altında birleşir ve savaşa gider. O zaman emniyet de gidecektir. Normal zamanda normal asayiş hizmeti verenlerin asayişten sorumlu bakanlığa bağlı olması lazım. Zaten anormallik bunun dışında olan, şu andaki durum anormal. Biz normal olanı yapacağız." diye konuştu.

Askeri liselerle ilgili kişisel görüşlerinin sorulması üzerine Ala, "Çocukları 12 yaşında alıp, bu şekilde yetiştirmek yanlıştır. Bunlar her kesime açık olacak. Bütün kesimlerden alabileceksiniz. Çünkü bir ordunun her şeye, mesleğe ihtiyacı oluyor. Bu okullardaki çocukların ilk önce şekillenmeleri normal okullarda olmalı. Diğer konularda da çok daha verimli olsunlar ve askerlik hizmeti yapsınlar." dedi.Ordunun üst kademesinde, hükümetin tam yetkili olması gerektiğini ifade eden Ala, şöyle devam etti: "General seviyesinde atamalarda... Belli yere kadar rütbe ve terfi sistemi geliyor ama ondan sonra karar mekanizmalarında hükümet, atamalarda ve terfilerinde tam yetkili olmalıdır. Bu anlamda bir demokratik düzene geçeceksek, bu olmalı. Çünkü kurallarımız demokratikleştirilmiştir ama kurumlarımızın önemli bir kısmı demokratikleştirilmemiştir. Bu, anayasadan dolayı. Anayasa'ya yazılmış birçok şey. Anayasa değişikliği olmadan bunları değiştiremiyorsunuz. Bunların hepsi değerlendirilecektir. General seviyesinde, karar mekanizmalarında, üst düzey görevlerde nasıl diğer birimlerde Bakanlar Kurulu tam yetkilidir, oralarda da tam yetkili olmalıdır. Aksi takdirde başka sorunlar ortaya çıkıyor."

'TÜRKİYE'NİN BOKO HARAMADIR'

İçişleri Bakanı Efkan Ala, "Terör saldırılarının içerisinde bunların bir şekilde katkıda bulunmadığını düşünmek mümkün değildir. Mesela Türkiye'deki bir bombalama organizasyonunu yapan kişi gözaltına alınıyor, içeriden isim veriyor. İçerideki isim, oradaki devlet görevlisi. Ve 'onların bilgisi olduğunu' söylüyor. O olayın, 'Türkiye'deki organizatörü' iddiasıyla birisi gözaltına alınıyor, Suriye'den girmiş, içeride irtibatlı olduğu kişiler içerisinden Şanlıurfa'da görevli var. Bu darbeci FETÖ, Türkiye'nin Boko Haram'ıdır." dedi.

"Generaller bir nevi üçlü kararnameyle mi atanacak?" yönündeki soru üzerine, "Bazılarında Bakanlar Kurulu kararı olur, bazılarında üçlü kararname olur. Öncesinde öyle çok prosedür var ki üçlü kararname neredeyse, formalite haline gelmiş." dedi.Üç ay süreyle olağanüstü hal (OHAL) ilan edildiği hatırlatılarak ve bu kapsamda başka adımların atılıp atılmayacağına ilişkin soru üzerine Bakan Ala, "Darbeci FETÖ ile mücadelede alınması gereken kararlar, yapılması gereken işler var. Bir, bu işi yapanların cezalandırılması. İkincisi de, bu tehlikenin ortadan kaldırılmasına yönelik alınacak önlemlere ilişkin kararnamelerin yayınlanması. Yani bir, suç işlendi onun gereği yapılıyor. İkincisi, henüz tehlike geçmiş değil, bir tehdit var ve o tehdidin ortadan kaldırılması için gerekli önlemler var." yanıtını verdi. OHAL'in darbeci FETÖ için ilan edildiğini, halka yönelik olağanüstü halin bulunmadığını, devleti düzene sokmak için OHAL ilan ettiklerine işaret eden Ala, "Önceden 'milleti hizaya çekmek için' diyorlardı, böyle bir şey bizde yok." diye konuştu. "OHAL süresinde bir uzatma olup olmayacağına" ilişkin soruya karşılık ise Ala, "O zaman geldiğimiz noktaya bağlı. Elbette geldiğimiz noktada eğer ihtiyaç duyulursa uzatılabilir. Ama bizim çalışmalarımızın hedefi bu süre içerisinde çalışmalarımızı bitirmektir. Eğer şartlar uzatma ihtimalini ortaya çıkarırsa uzatırız, fakat ona ihtiyaç duymayacak biçimde kurguladık, planlarımızı yaptık." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Ala, "Uludere, Rus uçağının düşürülmesi ve Fenerbahçe'nin şike dosyasında Fetullahçı yapının parmağı olduğu yorumları ve iddiaları var, siz ne dersiniz bu üç konuda?" sorusu üzerine şu yanıtı verdi: "Olabilir. Peşinen 'olamaz' diyemeyiz, olabilir. Daha önce, benim için bunlar sürpriz değil. 6-7 Ekim olaylarında parmakları zaten çıktı ortaya, görevden aldık bir kısmını. Ayrıca terör olaylarında, bombalama işlerinde bile bazıları hakkında soruşturma açtık, irtibatlarını tespit ettik, bunlar hakkında soruşturma devam ediyor. Yani istihbarat bilgisini almış, Suriye'den ama gerekli yerlere bildirmemiş. Mesela Şanlıurfa'da hem polis içerisinde hem Jandarma içerisinde istihbarat yetkililerinin oradaki görevlileri, böyle bir istihbaratı değerlendirmeye aldıktan sonra, gerekli yerlere bildirmediğini, onlarla birlikte çalıştıklarını bile tespit edip, soruşturmalar açtık."

Bundan sonra daha çok şeyin ortaya çıkabileceğine işaret eden Ala, şunları söyledi: "Terör saldırılarının içerisinde bunların bir şekilde katkıda bulunmadığını düşünmek mümkün değildir. Mesela Türkiye'deki bir bombalama organizasyonunu yapan kişi gözaltına alınıyor, içeriden isim veriyor. İçerideki isim, oradaki devlet görevlisi. Ve 'onların bilgisi olduğunu' söylüyor. O olayın, 'Türkiye'deki organizatörü' iddiasıyla birisi gözaltına alınıyor, Suriye'den girmiş, içeride irtibatlı olduğu kişiler içerisinden Şanlıurfa'da görevli var. Bu darbeci FETÖ, Türkiye'nin Boko Haram'ıdır. Her şey ortaya çıktı, halen inkar ediyorlar. Hiç kimse birbirine 'ben onu tanımıyorum, bunu tanımıyorum....' Kim yaptı kardeşim bu kadar işi? Her şey ortada. Yalan söyleye söyleye, birbirlerini gizleye gizleye dışarıdan da görünmediklerini zannediyorlar. Başka bir dil kullanıyorlar ama yaptıkları itibarıyla Afrika'da Boko Haram neyse, DAEŞ neyse bu, o." Bakan Ala, "O, bir patlamanın ardından gözaltına alınan kişi bir 'jandarma' dediniz, o yetkili FETÖ'cü olarak gözaltına alındı mı?" sorusuna, "O kadar detaylı söylemeyelim. Bizim de değerlendirmemiz öyle. Daha önceden soruşturma başlatıldı ama böyle çok sayıda olay çıkabilir." yanıtını verdi.

ULUDERE DOSYASI AÇILACAK MI?

Ala, "Uludere dosyası yeniden açılmalı mı?" şeklindeki soru üzerine ise "Bu kadar hadiseden sonra devletin elindeki somut bilgiler ve ihbarlar çok daha artıyor. Şimdi bu artmadan dolayı, bu konu da dahil olmak üzere, hangi konuda, önceki durumdan farklı bir bilgi gelirse, o konuda elbette soruşturma açılacaktır. Nitekim, mesela Hrant Dink olayında, şu anda bile gözaltılar oldu, dün akşam. Çünkü yeni bilgiler belgeler ortaya çıkıyor. Orada da benim de tahminim, bu soruşturmalar, incelemeler devam ettikçe, bu vaziyet etme biçimi, inisiyatif devam ettikçe orada da farklı hususlar ortaya çıkacaktır." değerlendirmesini yaptı. "FETÖ parmağı olduğunu mu tahmin ediyorsunuz?" sorusuna karşılık Ala, "Bunların da parmağı olduğu kanaatindeyim." dedi.

İSTİHBARAT ÖRGÜTÜ GİBİ ÖRGÜTLENMİŞLER

"Darbeciler üzerinden çıkan 'bir dolar'ların sırrının sorulması üzerine Ala, "Bunların kendilerinin, haberleşme biçimleri." ifadesini kullandı. Dolarların üzerindeki harflerin, rütbeleri belirlediğini anlatan Bakan Ala, "Üzerine o harf yazan bir dolar kimdeyse, o daha üst rütbede oluyor. Adam diyelim ki öğretmen, bir tuğgeneralin yanına gidip de onu gösterdiğinde... O çıkıyor şimdi ortaya. Eğer bir doların üzerindeki harf, kendi hiyerarşilerindekinden daha önemli bir harf varsa, o ona emir veriyor. Onu gösteriyor. Böyle akıl dışı. Büyük bir gerçekten suç örgütü ve istihbarat örgütü gibi örgütlenmiş. Akla, hayale gelmeyecek haberleşme yöntemleri var." diye konuştu. "Gülen'in üçüncü bir ülkeye gitmesine göz yumulacağı" yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine Ala, ABD ile Türkiye'nin vazgeçilemez ikili ilişkileri bulunduğunu, ABD'nin Gülen'i kesinlikle iade etmesi gerektiğini belirterek, "Prosedürlerin yürütülmesi sonucunda Türkiye'ye iade edilmesi gerektiğini söylüyorum ve edilecektir. O inancımı da dile getiriyorum." dedi. "FETÖ'nün Türkiye'deki bir numarasının kim olduğu ve ismi netleşen olup olmadığı" yönündeki soru üzerine de İçişleri Bakanı Ala, "Her bir kurum için bir imam atamışlar. Yani her bir olay için başka birini atamışlar. Dolayısıyla, burada birden çok bir kişi var. Birden fazla bir numara var. Böyle bir yapı. Zaten, o kadar megaloman bir şeyin kendi altında, hemen ikinci, üçüncü yok. Kendisinden sonraki hepsi, onuncu sırada bir numara." karşılığını verdi.