İnönü'nün koltuğuna oturan AKP'li kim?

axsiy021.jpg Şener'in son iki hafta içindeki programına bakıldığında üç önemli klasik müzik konserine katıldığı ortaya çıkıyor. Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, son dönemde yalnızca siyasi çıkışları ya da Galataport gibi hassas konularda aldığı cesur tavırlarla değil, siyaset dışında sanat, edebiyat gibi alanlardaki açılımlarıyla da dikkat çekiyor. Şener, son dönemde özellikle klasik müziğe olan ilgisiyle sıkça gündeme geliyor. Bunlardan birincisi, 25 Şubat akşamı İzmir'de İsmet İnönü Sanat Merkezi'nde katıldığı Suna Kan konseriydi. Dünyaca ünlü kemancımıza İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın eşlik ettiği konser, Mozart'ın 250. doğum yıldönümü dolayısıyla düzenlenmişti.Şener, ardından 8 Mart'ta (çarşamba) İstanbul'da Türk Eğitim Vakfı'nın İş Bankası konser salonunda düzenlediği ve uluslararası alanda tanınan piyanistlerimiz Güher-Süher Pekinel kardeşlerin Fransa'dan gelen ünlü Jacques Loussiers Trio ile birlikte özellikle Bach eserlerini caz yorumuyla icra ettikleri konsere katıldı. Kan ve Pekinel... Şener 10 Mart akşamı (cuma) Ankara'da bu kez Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın (CSO) konser salonunda en ön sıradaydı ve sahnede yine dünyaca ünlü bir başka sanatçımız olan piyanist İdil Biret'in Sergey Rahmaninof'un Paganini'nin Bir Teması Üzerine Rapsodi'si ve ardından bestecinin orkestra tarafından seslendirilen 2. Senfoni'sini dinliyordu. Milliyet'in diplomasi muhabiri Utku Çakırözer de konserdeydi ve Şener'in İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün tarihi koltuğuna oturduğu tespit etti. CSO'nun cuma konserlerinin müdavimi olan İnönü, eşi Mevhibe Hanım ile birlikte salonun en ön sırasının ortasında yer alan "1-L" ve "1-M" numaralı koltuklara otururdu. Biret'i dinledi İnönü'nün anısını yaşatmak için "1-L" numaralı koltuğun üzerine "İsmet İnönü", "1-M" numaralı koltuğun üzerine de "Mevhibe İnönü" isimlerinin yazılı olduğu plaketler bugün de CSO salonuna tarihi bir zenginlik katar.Şener, konsere yalnız gelmişti. Peki Şener'in hemen yanında Mevhibe İnönü'nün plaketinin bulunduğu koltukta oturan kimdi diye merak edilebilir. Söyleyelim: DSP'li eski Kültür Bakanı İstemihan Talay... Talay'la yan yana Bu arada Şener'in cuma akşamı katıldığı CSO konseri ile çarşamba akşamı gittiği Pekinel kardeşler konserinin arasına sıkışan perşembe akşamını da yine bir sanatsal etkinlikle değerlendirdiğini hatırlatalım; ama farklı bir müzik kategorisinde...Şener, çarşamba gecesi gazeteci ve Güneydoğulu milletvekilleri için GAP Başkanlığı'nda bir brifing düzenledi ve konuklara Şanlıurfa'ya özgü bir sıra gecesi sürprizi yaptı. Herkesin bağdaş kurarak yere oturduğu sıra gecesi Kültür Bakanlığı Devlet Korosu'nun seslendirdiği türkülerle sürdü. "Biraz kanun, biraz piyano, biraz Beethoven ve biraz da sıra gecesi, işte o benim..." demek istiyor galiba Abdüllatif Şener... Bir de sıra gecesi Abdüllatif Şener, CSO salonunda Milliyet'in diplomasi muhabiri Çakırözer'in sorularını şöyle yanıtladı: 'Klasiği severim' Hayır, çok sık olmasa da önceki yıllarda da gelirdim. Bu sezon herhalde üçüncü kez geliyorum. Bugün ise özellikle İdil Biret'i dinlemeye geldim. Daha önce hiç dinlememiştim. Hakikaten muhteşem çalıyor. CSO'ya ilk gelişiniz mi? Pekinel kardeşleri dinledim. Onlar da çok iyi. Türk solistleri beğeniyor musunuz? Belki de bana ilk kez klasik Batı müziğini sevdirdiği için olsa gerek en çok Beethoven'ın eserlerini severim. Ben klasik Türk müziğine ilgi duyarım. Birgün televizyonda Beethoven'in 8. Senfoni'sinden bir bölüm dinledim ve çok beğendim. Ondan sonra konserlere ara sıra gider oldum. Evimde de kitap-CD koleksiyonu var. Hem CD'den eseri dinliyorum hem de onunla ve bestecisiyle ilgili bilgileri kitabından okuyarak öğreniyorum. Sevdiğiniz besteciler kimdir? Klasik Türk müziğinde kanunu çok severim. Klasik Batı müziğinde de tınısı kanuna en fazla benzeyen alet sanırım piyano. Herhalde onun için piyano eserlerine karşı daha seçiciyim. Ama kısa süre önce Mozart'ın 250. yıldönümünde İzmir'de de Suna Kan'ı keman çalarken dinledim. O da muhteşem çalıyor. Sadece piyano eserlerine mi ilginiz var? Tüm orkestrayı görmek için galiba önde değil de ortada ya da arkalarda oturmak lazım. Konser salonunun da galiba bir elden geçmesi gerekiyor. CSO'yu nasıl buldunuz? Van Savcısı Büyükanıt'ın hangi vukuatını atladı? TARİHLER 27 Ağustos 2004'ü gösteriyordu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'ndaki devir-teslim töreninden sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök gazetecilerle sohbet ediyordu. Konu "kişisel"di ve bu nedenle de çok ilgi çekti. Genelkurmay Başkanı, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Fevzi Türkeri ile birlikte o akşam saat 24.00'te sigarayı bırakacaklarını açıkladı. Kamuoyu nezdinde hem kendisi hem de iki komutan adına büyük bir taahhüdün altına giriyordu. "Sigarayı bırakma" gündemi birkaç gün sonra gerçekleşen geleneksel 30 Ağustos resepsiyonunda da gecenin konusuydu. Orgeneral Büyükanıt, buradaki sohbette gazetecilere sözünde durduğunu ve sigarayı bıraktığını açıkladı ve şöyle dedi:"Daha önce de 15'er günlük sürelerle zaman zaman sigarayı bırakmıştım. Ama son üç gün gizli gizli içerdim. İçerken de bizim çocuklar beni yakalardı. 'Baba ne yapıyorsun?' derlerdi. Sonra da sigaraya devam ederdim. Ama bu kez kesin olarak bıraktım." Sözlerini tutmadılar! Peki, basın aracılığıyla 70 milyona Türk vatandaşına sigarayı bırakma taahhüdünde bulunan Orgeneral taahhüdün gereğini yerine getirdi mi? Yanıt: hayır...Tütün bağımlılığı Orgeneral'i yeniden pençelerinin arasına aldı ve yüksek komuta katında hafif çapta bir çatlağa da yol açtı. Ve vukuat üstüne vukuat... Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Türkeri de Orgeneral Büyükanıt'tan feyz alarak sigara tiryakiliğine dönüş yaptı.Her iki orgeneral, çıkış yolu olarak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Yener Karahanoğlu'nun teşvikiyle sıkı tiryakilerin pek kullanmaya yanaşmayacakları Parliament Super Slim marka hafif içimli bir sigaraya yöneldi. Ancak böyle hafif içimli bir sigaranın Orgeneral Büyükanıt'ı kesmesi söz konusu olamazdı. Ankara kulislerindeki fısıltılara bakılırsa Orgeneral Büyükanıt, yeniden Marlboro Light'a dönmüş bile. Son günlerdeki iddianame tartışmaları ve Galatasaray'ın şampiyonluk yarışında Fenerbahçe'yi iyice sıkıştırmasından sonra Orgeneral Büyükanıt'ın daha sert bir sigaraya yönelip yönelmediği şimdilik bilinmiyor. Hafifi kesmedi