Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 4 maddelik çağrı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’ye Suriye konusunda 4 maddelik bir çağrıda bulunarak, “Hükümet bunları yapsın, CHP’nin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Bunları yapın, CHP size her türlü desteği verecektir” dedi.

-“BÖLÜCÜLÜK YAPAN BİR İNSANA BU ÜLKEDE BAŞBAKANLIK KOLTUĞU VERİLMEMELİ”-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada özetle şöyle dedi:

“Olaydan hemen sonra Reyhanlı’ya gittim. Parti otobüsüyle de gelmedim. İl örgütünün önünde bir grup vatandaş vardı, onlara da şunu söyledim, ‘Alevi-Sünni ayrımı yapıyorlar, birbirinize sizi düşürmeye çalışıyorlar. Sakın ola ki bu tuzağa düşmeyin’ dedim. Bunları söyledim ve Ankara’ya döndüm. Ertesi gün Başbakan’ın yaptığı açıklama, ‘Kılıçdaroğlu oraya gitti, Alevileri kışkırtmaya’. Ne diyeyim. Yüz mü var desem, ahlak mı var desem, sen ülkeni sevmiyorsun, ülkeyi ben seviyorum.

Yalancıdan başbakan olmaz. Bölücüden de başbakan olmaz.

Bölücülük yapan bir insana bu ülkede başbakanlık koltuğu verilmemeli. Vatandaşlarıma sesleniyorum. Siz barış içinde yaşıyordunuz, huzur vardı bu ülkede. Huzur bu milletin hakkı değil mi, barış bu milletin hakkı değil mi? Ortadoğu’nun bataklığına saplanıp kaldık. Kan gölüne döndürdün ülkeyi. Yine de önerimiz var. Çok geç sayılmaz. Zararın neresinden dönülürse kardır diyoruz. Çünkü biz ülkemizi, halkımızı seviyoruz. Bütün iyi niyetimizle hükümete bir çağrıda bulunuyoruz.

-HÜKÜMETE 4 MADDELİK ÇAĞRIDA BULUNDU-

Bir; Türkiye Cumhuriyeti bundan böyle Suriye’deki iç savaşın taraflarından biri olmayacağını açıklamalıdır. Demeli ki, ben taraf değilim. Kavga etmeyin, barışın demeli.

İki; ben artık kendi topraklarımda yabancı terör unsurlarını getirip Türkiye’de eğitmeyeceğim, cebine para koymayacağım, eline silah vermeyeceğim ve bundan vazgeçiyorum diye bir açıklama yapmalıdır.

Üç; ben sınırların güvenliğini sağlayacağım, böylece Suriye ile Türkiye arasında geçmişte yaşanan bütün olumsuzluklara kapıları kapayacağım.

Dört; Cenevre sürecini bütün samimiyetimle destekleyeceğim. Ve Suriye’de barışın olması için Türkiye Cumhuriyeti olarak her türlü katkıyı vereceğim.

Bu 4 çağrıyı bütün iyi niyetimizle AKP Hükümetine yapıyoruz. Dinlerler, dinlemezler. Biz ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, komşularımızı da seviyoruz, huzur içinde yaşamak istiyoruz. Tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi yurtta barış dünyada barış.

-“BUNLARI YAPIN, CHP SİZE HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERECEKTİR”-

Hükümet bunları yapsın, CHP’nin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Bunları yapın, CHP size her türlü desteği verecektir. Yeter ki ülkeye huzur, komşularımıza barış gelsin.

-“ANNEYE KÜFÜR EDİLMEZ”-

Anneye küfür edilmez. TBMM’de bir AKP milletvekili bizim bir milletvekilimize ağza alınmayacak küfürler etti, annesine, ağza alınmayacak küfürler…Ve o milletvekiliyle ilgili olarak herhangi bir yaptırım uygulanmaması gerektiğine AKP karar verdi. Bir çağrım var. Recep Tayyip Erdoğan, namuslu adamsan, bu kadar ağır konuşuyorum, namuslu adamsan, o adama ceza vermedin, o metinleri al hanımefendinin karşısında bir oku bakalım, okuyabiliyor musun?

En ağır hakaretleri yapacaksın, en ağır küfürleri yapacaksın, Meclis tutanaklarına geçecek bunlar. ‘Biz ceza vereceğiz, yaptırım uygulayacağız’ diyeceksin arkadan alıp aklayacaksın. Şimdi sormak istiyorum, bu ahlakın ölçüsü nedir acaba? Derecesi nedir acaba? İsterse düşmanımın annesi olsun. Anne kutsaldır. Anneye söz söylenmez, annelerin sadece ve sadece elleri öpülür. Hiç duymadın mı sen acaba, cennet analarının ayaklarının altındadır diyordu Hz. Muhammed, hiç duymadın mı?”

-“BİZ SİYASETİ CEBİMİZ DOLSUN DİYE YAPMIYORUZ”-

Dün Burdur’da olduğunu belirten CHP lideri, “Her tarafta şikayet var” diyerek şöyle devam etti:

“Biz siyaseti cebimiz dolsun diye yapmıyoruz. Biz siyaseti yandaşlara ihale verelim diye yapmıyoruz. Biz siyaseti yedi göbek akrabamız köşeyi dönsün diye yapmıyoruz. Biz siyaseti kul hakkı yemek için yapmıyoruz. Biz siyaseti bu halk için yapıyoruz.

Biz mazlumların partisiyiz.

Dün ondan önceki gün Antalya’da ve Burdur’da söyledim. Geçmişte merkez sağa oy veren bütün yurttaşlarımı CHP’nin şemsiyesi altına çağırdım ve onlara şunu söyledim; söz konusu vatansa gerisi teferruattır.”

-“BAŞBAKAN DÜŞMAN ÜLKESİNE Mİ SEFER YAPIYOR. REYHANLI’YA GİDİYORSUN SEN, REYHANLI’YA”-

Başbakan’ın Reyhanlı ziyaretine değinen CHP lideri şöyle dedi:

“Sayın Başbakan vizeyi aldıktan sonra Reyhanlı’ya gitti. Allah aşkına haberleri izlerken biraz ürpermedim desem doğruyu söylememiş olurum. Askeri helikopter, binlerce polis, özel görevliler ne oluyor dedim, Başbakan düşman ülkesine mi sefer yapıyor. Reyhanlı’ya gidiyorsun sen, Reyhanlı’ya…

-“BENİM GİBİ GİDEMİYORSUN, VATANDAŞA MERHABA DİYEMİYORSUN”-

Ne oluyor Reyhanlı’da. Benim gibi gidemiyorsun, vatandaşa merhaba diyemiyorsun, çayını, kahvesini içemiyorsun. Sen başbakan mısın, kusura bakmayın ama 5 askeri helikopterle Türkiye’de bir ilçeye Başbakan gidiyorsa onun başbakanlığı tartışılır artık.

Amerika’da beyzbol sopasını yedikten sonra dünyası değişti. Ne yapacağını bilmiyor. Kime saldıracağını bilmiyor. Hiç endişelenme Recep Tayyip Erdoğan, sonuna kadar sana bütün bunların hesabını soracağım.

Siz hiç şöyle bir iktidar duydunuz mu? Askerlerin başına çuval geçirilir adamdan tık yok. Sen hangi ülkenin başbakanısın? 14 kişi Cilvegözü’nde katledilir adamdan tık yok. 52 yurttaşımız Reyhanlı’da hayatını kaybeder, sorumlu CHP, malum hava sıcak, onun da sorumlusu CHP.

Uludere’de 34 yurttaşımız katledilir, sorumlusu yok. Senin izlediğin dış politika nedeniyle sen Ortadoğu’nun şamar oğlanına döndün.

Suriye konusunda defalarca uyardım. Sen ülkeyi yönetmiyorsun, zaten sorunumuzda o.

Her şeyi para bunların. Mümkün olsa kefenlerine cep yaptıracaklar. Bunların dünyası para.

-BAŞBAKAN’A MİT SORULARI-

Suriye’de yanlış yaptılar. Ortadoğu’nun bataklığına Türkiye’yi sürüklediler. Ben şimdi merak ediyorum, MİT kime bağlı? Devlette bir organ var ki bütün hükümetler boyunca doğrudan Başbakan’a bağlıdır, o da MİT’tir. Recep Tayyip Erdoğan’a soruyorum. MİT, Nisan ayından beri bomba yüklü 3 aracı takip ediyor mu, etmiyor mu? Adamsan adam gibi çık benim sorularıma yanıt ver, kaçma bir tarafa.

Soru iki; MİT en son yetkilileri ne zaman uyardı? Ben tarih vereyim mi, vereyim; 9 Mayıs 2013. Ben söylüyorum, tarihini de söylüyorum.

-“SANA O ‘52 KİŞİNİN KATİLİ SENSİN’ DEDİĞİM ZAMAN BİL Kİ BENİM BİLDİĞİM ŞEYLER VAR”-

Sana altından kalkamayacağın sorular soruyorum. Sana o 52 kişinin katili sensin dediğim zaman bil ki benim bildiğim şeyler var. Bu MİT bir bakkala bağlı değil, bir bakanlığa bağlı değil, doğrudan sana bağlı. Sana bilgi veriliyor. Şimdi çıkmış ‘istihbarat örgütleri arasında bir koordinasyonsuzluk var’. İyi de sen yeni mi başbakan oldun. Sen 10 yıldır bu ülkeyi yönetmiyor musun?

-“O KOLTUKTA OTURMAZ İSTİFA EDERSİN”-

Ölen 52 kişinin sorumlusu bütün demokrasi ülkelerde siyasi otoritedir. Ben kimi sorumlu tutacağım, ölenleri mi sorumlu tutacağım. Sorumlu sensin, adam gibi adamsan etik değerlerin varsa, bir nebze olsun ahlak taşıyorsan, o koltukta oturmaz istifa edersin.

-“HATTA İZ KALSIN DİYE BİZ GÖREVİMİZİ YAPTIK İLERİDE SUÇLANMAYALIM DİYE SON UYARIYI CEP TELEFONUYLA YAPIYORLAR”-

İstihbarat örgütü belirleyecek, araçları belirleyecek. Nisan ayından beri takip yapacak, ilgililere duyuracak, bunlar bekliyorlar, patlama olsun, 52 kişi hayatını kaybetsin, sorumlu kim; CHP. Aklını yiyenlerin söyleyeceği bir şey bu. Sen kim oluyorsun da CHP’yi suçluyorsun. Önce bir kendine bak sen. Devleti yönetiyorsun. Ben merak ediyorum o araçlar Suriye’den Türkiye’ye nasıl geldi? Nisan ayından beri takip ediliyor. Devlet görevini yapıyor, yapmayan iktidar. Bürokrasi görevini yapıyor, önlem almayan iktidar.

İstihbaratı veriyor, bir değil defalarca veriyor. Hatta iz kalsın diye biz görevimizi yaptık ileride suçlanmayalım diye son uyarıyı cep telefonuyla yapıyorlar. Biz bu ayrıntıyı da biliyoruz. Sen Suriye sınırını neden yol geçen hanına döndürdün.

Niye güvenlik kameraları olmaz. Çünkü, terör örgütünün militanlarını eğitiyorlar, o militanlarını Suriye’ye gönderiyorlar.

-“TERÖR ÖRGÜTÜNE YARDIM VE YATAKLIK YAPAN KİŞİNİN ADI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”-

Terör örgütüne yardım ve yataklık yapan kişinin adı Recep Tayyip Erdoğan’dır.

Amberin Zaman değerli bir gazeteci. İşine son verildi. Suriye’de muhaliflerle görüşüyor. Soru soruyor. ‘Türkiye’nin size silah verdiği iddia ediliyor, doğru mu?’ diye soruyor. ‘Allah razı olsun, hafif silahlar, mermi veriyorlar’ diyor. Bir başkası, ‘Silahlar sınırın sıfır noktasında teslim ediliyor’ diyor.

-“TERÖR ÖRGÜTLERİNİN LİDERİDİR ZATEN”-

Ben Recep Tayyip Erdoğan’a terör örgütlerine yardım ve yataklık yapıyor diyorsam bir bildiğim var. Nasıl terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan bir ülke konumuna sokarsın sen. Terör örgütlerinin lideridir zaten.Türkiye’de terör örgütlerini yetiştirip, silah veren, cebine para koyan, git Suriye’de kardeşini öldür diyen adama terör örgütünün başı denir. Recep Tayyip Erdoğan da bu görevi üstlenmiştir zaten.

-“TAZMİNAT DAVASI AÇACAKMIŞ, AÇMAZSAN NAMERTSİN SEN”-

Bekliyorum, tazminat davası açacakmış, açmazsan namertsin sen.

Bildiğini okursan Reyhanlı’ya ancak böyle gidersin. Normal vatandaş olarak gidemezsin oraya sen. Reyhanlı’ya gitmek için de gidip önce dışarıdan icazet alıyorsun sen.

Türkiye’yi terör örgütlerinin eğitim alanına döndürdünüz. Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye üçlüsü. ‘Suriye’ye demokrasi getiriyorlar’. Terörle demokrasinin geldiği bir ülke biliyor musunuz?

Bir büyükelçi şunu söyleyebiliyor, El Kaide terör örgütü değil diyor. Bütün uygar ülkelerde El Kaide terör örgütü olarak tanımlanıyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın büyükelçisi El Kaide terör örgütü değildir diyor. Şimdi ona soruyorum, sen aynı görüşte misin? Aynı görüşte değilsen o büyükelçiyi görevden al.

-“GIRTLAĞINA KADAR KANA BATAN KİŞİ DE RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR”-

Gırtlağına kadar kana batan kişi de Recep Tayyip Erdoğan’dır. Suriye kan gölüne döndüyse sorumlusu sensin. Ortadoğu’nun bataklığında zaten boğulacak ama bizim üzüntümüz orada ölen insanlar. Bunların kültüründe ihanet etmek vardır.

Her şeye rağmen ülkemizi seviyoruz. Kimin sorunu varsa çözüm üreten tek partiyiz. En sağlıklı en tutarlı en kalıcı politikaları, çözümleri üreten partiyiz. Hiç kimse bunun aksini söyleyemez. Söyleyenin de alnını karışlarım.

İstanbul’da yarın görkemli bir fuar olacağını belirten CHP Genel Başkanı, CHP’li belediyelerin uygulamaya koydukları binlerce projeden seçilenlerin İstanbul’da sergileneceğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, CHP’ye katılan İstemihan Talay’a parti rozetini taktı.