Siyaset ‘Kırmızı çizgi’ deme tersi oluyor

‘Kırmızı çizgi’ deme tersi oluyor

27.01.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin Ortadoğu politikasının ağır bir yenilgi aldığını iddia eden Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan’a “Sakın ağzına bir daha, ‘kırmızı çizgi’ lafını alma. Ertesi gün tersi oluyor” dedi

‘Kırmızı çizgi’ deme tersi oluyor

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “kırmızı çizgi” söylemi üzerinden Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu eleştirirken, “Sen ‘kırmızı çizgi’ diyorsun, ertesi gün tersi oluyor. Fırat’ın batısına geçilmeyecekti, geçtiler, PYD masaya oturmayacaktı, davet ettiler” dedi.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısındaki konuşmasına yaşamını yitiren işadamı Mustafa Koç, eski milletvekili Kamer Genç ve edebiyatçı Tahsin Yücel ile faili meçhul cinayetlere kurban giden gazeteci Uğur Mumcu ve emniyet müdürü Gaffar Okkan’ı anarak başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile arasındaki “karın ağrısı” polemiğini sürdüren Kılıçdaroğlu, özetle şunları kaydetti:

BİZİ DİNLEMESİNLER DİYE: Bizi kimse dinlemesin diye kaymakamlarla toplantı yapmış, insanda biraz ahlak olur. Temel sorunlarımızdan biri dış politika. Türkiye bir duvara sırtını yaslayacak durumda değil, Ortadoğu politikasında ağır yenilgi almış devlet konumunda. Cenevre’de toplantı yapılacak, görüşmeler devam ediyor, hükümet bizim geldiğimiz noktada. Orada, gerçekten de Türkiye’nin çıkarlarını koruyan politika izlerlerse hükümete her türlü desteği veririz. Türkmenleri masaya oturtabilirlerse ki oturtmaları gerekiyor, o zaman Suriye sorununun çözümünde kesintisiz destek oluruz.

Haberin Devamı

TAM TERSİ OLUYOR:

Davutoğlu’na şunu söylemek isterim: Sakın ağzına bir daha, ‘kırmızı çizgi’ lafını alma. Sen ‘kırmızı çizgi’ diyorsun, ertesi gün tersi oluyor. Fırat’ın batısına geçilmeyecekti, geçtiler, PYD masaya oturmayacaktı, davet ettiler. Siz Salih Müslim’i hangi gerekçeyle Türkiye’ye davet ettiniz? Şimdi terörist diyorsun? İtibarı kaybolan Türkiye ile karşı karşıyayız. İtibarımızı kazanmak için bizden ne istiyorlarsa yapmaya hazırız. Üstümüze düşen görevi yapmaya hazırız ama Türkmenleri masaya oturtmazsanız, hesabını vereceksiniz.

ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ ANLATACAĞIM: Erdoğan ile aramızda tartışma var.. Bu işte de bir hayır var. Türkiye’nin içinde bulunduğu çürümüşlüğü topluma anlatmak için fırsatımız oldu. Türkiye şu anda ciddi bir çürümüşlük, ahlaki çöküntü içinde. Bir ülkede bir bakan rüşvet alıyorsa, vatandaşa, ‘rüşvet alma’ diyemezsiniz. Siyasetçi milletin önüne çıkıp açık açık yalan söylerse, vatandaşa ‘yalan söyleme’ diyemezsin. Bir bakan milyarlık saati taktığı halde kendini Meclisin kürsüsünde yalan belgelerle savunursa, vatandaşa ‘bu parlamentoya saygı göster’ diyemezsin.

Haberin Devamı

DEPRESYON ARTTI:

Bugün Türkiye’de her dört kişiden birisi depresyonda. Antidepresan ilaç kullanımında sayı 26 milyon. Boşanma olaylarındaki artış yüzde 37,3. Kadına şiddet yüzde bin 400 arttı. 6 milyonu aşkın işsizimiz, 17 milyonu aşkın yoksulumuz var. Ailelerin yüzde 85’i geçim sıkıntısı çekiyor. Kredi kartı ve tüketici kredisi borcu yüzde 5 bin 682 artmış. Borç batağındalar.. İntihar olaylarındaki artış yüzde 33. Son 13 yılda yaygınlaşan uyuşturucu Türkiye’nin başına bela... 300 bini aşkın kadın fuhuş çetelerinin elinde.. Bu parti ne yapıyor? Adalet bunların neresinde, kalkınma bunların neresinde, aile bunların neresinde?

‘KARNIM DEĞİL YÜREĞİM AĞRIYOR’

Çok şükür karnımdan yana bir ağrım yok. ‘Ananı al git, artistlik yapma lan’, ‘Ahlaksız, şerefsiz’, ‘cibiliyetsiz’. Söyleyen ben değilim, o. Cumhurun başkanı olan kişi böyle konuşursa.. Bunları söylüyor ama, ‘terbiyem müsaade etmediği için ona cevap vermiyorum’ diyor. Lafa bak. Ya terbiyen müsaade etseydi ne olacaktı? . O kadar çok yalan söylüyor ki hayret edersiniz. Meşhur bir yalan var: ‘SSK’yı batırdı’. Biz Allah’tan korkarız kul hakkı yemeyiz ama sen tıka basa yersin. Yıl 1999, emekli oldum SSK’dan. Devletin kuruma aktardığı para 2 milyar 750 milyon TL. 2015’te SGK’ya aktardıkları para 80 milyar 629 milyon TL. SGK’yı kim batırdı? Benim zamanındaki açık 2 milyar, senin zamanındaki 80 milyar.. Karın ağrımı açıklamadı. Ey diktatör bozuntusu, benim karnım ağrımıyor, yüreğim ağrıyor. Ülkemin bir bölgesi Iraklaştı, Suriyeleşti, yerle bir oldu. 100 binlerce insan evini barkını terk etti, on binlerce çocuğumuz okula gidemiyor, gencecik çocuklar şehit oluyor, memleketimde hukukun yok edilmesi, aydınların hapse tıkılması, özgürlüklerin yok edilmesi yüreğimi ağrıtıyor. Ben bu diktatör bozuntusunun yüreğinin olmadığını gayet iyi biliyorum, yüreği işkembesine indiği için... Bir insanın yüreği işkembesine inmişse ondan bu memlekete fayda gelmez, o nedenle karın ağrısını biliyorum. 17/25 Aralık’ta yediklerinin midesinde sorun yarattığını gayet net biliyorum. Ben senin rakibin olamam. Sende işkembe, bende yürek var. Bir ülkenin cumhurbaşkanı böyle eleştirilmemeli. Hakediyorsa mazlumun hukukunu korumak için eleştirmek zorundayım. ‘Ben istediğimi yaparım’. Yok kardeşim yapamazsın. Ya anayasal sınırlar içine çekilir, tarafsızlığını korursun ya da ben eleştirmeye devam edeceğim.