Siyaset Köşk'te türbana Atatürk savunması

Köşk'te türbana Atatürk savunması

16.08.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Başbakan Erdoğan, cumhurbaşkanı adayı Gül'ün eşi nedeniyle Köşk'te gerginlik çıkacağı yorumlarına, 'Atatürk'ün annesine bak, eşine bak' şeklinde yanıt verdi

Köşkte türbana Atatürk savunması

ERDOĞAN GÜL'E DESTEK VERDİ Erdoğan, dün AKP MYK toplantısının ardından sürpriz bir basın toplantısı düzenledi. 22 Temmuz seçimlerinden beri süren sessizliğini bozarak, Gül'ün adaylığına açıklamalarıyla destek veren Erdoğan, "Abdullah Gül kardeşim bilgisi, tecrübesi, donanımı, karizması, içeride ve dışarıda gördüğü yüksek itibar nedeniyle bu makamı layıkıyla temsil edecek bir devlet adamıdır" dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanlığına aday olan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün eşi nedeniyle Çankaya Köşkü'nde türban gerginliği yaşanabileceği yorumlarına, Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım ile eşi Latife Hanım'ı örnek göstererek karşılık verdi. Erdoğan, "Atatürk'ün eşine, annesine bak. Buna bakarsın. Bu da size bir ders olur" dedi. Erdoğan, açıklamalarının, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın yeni cumhurbaşkanı için dile getirdiği "cumhuriyet ilkelerine sözde değil, özde bağlılık" ölçütüne yanıt olarak değerlendirilen bölümünde şunları söyledi:"İyi niyet sahibi herkes bilmelidir ki Abdullah Gül'ün özü ve sözü birdir. Bugüne kadar edindiği devlet tecrübesiyle ihtiyaç ve hassasiyetlerini çok iyi bildiği kurumlarımızın eşgüdüm ve uyum içinde çalışmasına katkıda bulunacaktır." Erdoğan, söz alan Reuters muhabirinin, "Gül'ün özü ve sözü birdir, deme ihtiyacını neden duydunuz? Teşekkür ederim" sözleri üzerine gülümseyerek, "Ben size çok teşekkür ediyorum. Özü ve sözü birdir" karşılığını vermekle yetindi. "Hızımızı bozacak tek engel toplumsal barışı ve huzuru bozmaktır" diyen Erdoğan, yeni bir kavram da ortaya atarak, "Birlik, beraberliği her şeyin üzerinde tutmak mecburiyetindeyiz. Buna 'büyük uzlaşma' diyorum. Büyük uzlaşmayı sağlayamamak, büyük Türkiye'ye yapılacak en büyük kötülüktür" dedi.Erdoğan, CHP'nin randevu isteyen Gül'e bir gün boyunca herhangi bir yanıt vermemesini eleştirdi ve "Yapılan açıklamalarda duygusallıklar egemen. Kusura bakmasınlar da biz bir ülke yönetiyoruz, kabile yönetmiyoruz" dedi. 'Özü ve sözü birdir' Erdoğan, Hayrünnisa Gül'ün türbanı nedeniyle yöneltilen, "Bu konuda bir gerginlik olur mu, yoksa konu kapanır mı?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Özgürlükler Anayasa'nın teminatı altındadır ve hiç kimse ne bir bayanın, ne bir erkeğin giyim kuşamını kendi arzusuna göre şekillendiremez. Bu her bayanın bireysel tercihidir. Bu bireysel tercihe herkesin saygı duyması gerekir. Türbana Atatürk örneği Eğer siz bir bayanın bireysel tercihine saygı duymazsanız, spekülasyonlar yapmaya çalışırsanız, bir defa kadın hakları noktasında, kusura bakmayın, kadına saygısızlık yapmış olursunuz. Yani bir bayan nasıl başını açma hakkına sahipse, bir başka bayan da başını örtme hakkına sahiptir. Buna kimse müdahale edemez. Kaldı ki bir cumhurbaşkanının, başbakanın, milletvekilinin veya bir bakanın eşlerinin nasıl olacağına yönelik anayasa, yasada nettir. Bütün bunları hepsi maalesef huzursuzluk tohumu ekmek isteyenlerin çabasıdır. Bizim işimiz bu olmamalı. Yeri geldiği zaman 'Annem benim böyle giyiniyor. Nenem benim şöyle giyiniyor' diye bunu söylersiniz. Neden bunu söylüyorsun, söylemeye gerek yok ki. Madem annenin, ninenin böyle giyinmesinden memnunsun, kalkıp bunları gündeme getirme. Cumhuriyetimizin birinci Cumhurbaşkanı Atatürk'ün eşine de bak, annesine de bak. Eğer örnek alacaksan. 1. Cumhurbaşkanı Atatürk'ün eşi nasıl giyiniyor. Buna bakarsın. Bu da size bir ders olur. Öyle zannediyorum ki, herhangi bir yanlış söz konusu değildir."Erdoğan, milletvekilliği, bakanlık, başbakanlık yapan birisinin cumhurbaşkanlığı gündeme gelince yapılan tartışmanın "çirkin" olduğunu savundu ve gerginlik beklentisinde olanın AKP değil, CHP olduğunu öne sürdü. 'Kadına saygısızlık olur' Demokraside patinaj olmasının ekonomiye bedelinin ağır olacağını belirten Başbakan Erdoğan, Türkiye'yi pistin ucuna kadar gelmiş bir jete benzetti ve "Büyük bir sıçrama yapacağız. Lastikleri pistten kesildiğinde, yani take-off'a geçmesinden itibaren Türkiye'yi geçmek mümkün değil" diye konuştu. Abdullah Gül'ün hem içeride, hem dışarıda büyük bir kabul gördüğünü belirten Başbakan Erdoğan, "Yurtdışındaki bütün dostlarımızdan, siyasi liderlerden de bu noktada yaptığımız telefon görüşmelerinde aldığımız hep takdirdir ve buna yönelik memnuniyettir" dedi. 'Take off' yapıyoruz Latife Hanım'ın yaşamını araştırarak kitap haline getiren yazar İpek Çalışlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhurbaşkanlığı döneminde başı örtülü Latife Hanım'ı şöyle anlatıyor: "Latife Hanım evlendiğinde başörtülü değildi. O dönemin koşullarını göz önüne alarak, muhafazakâr tepkiyi üstüne çekmemek için, kendine özel bir örtünme biçimi yarattı. 1925 yılında boşandı. Boşandıktan sonra da başı açık yaşadı. Latife Hanım'ı başörtülü bir kadına örnek gösterirken; bu duruma dikkat etmek lazım. Onun durumu, Çankaya'da göz önünde olan bir cumhurbaşkanı eşi olarak taşıdığı sorumluluktan ileri geliyordu. 'Latife Hanım başı açık bir kadındı' Dönemin koşullarını yerine getirmek için, Türkiye'nin içindeki muhafazakâr cephenin kışkırtılmasına neden olmamak için kapalı geziyordu. Ama Latife Hanım, başı açık bir kadındı. Cumhurbaşkanlığı döneminde Mustafa Kemal ile birlikte gezilere giderken başı hep kapalı, ancak evin içinde ailesiyle olduğu durumlarda başı açıktı. Misafir ağırlarken başına bir örtü koyuyordu. Hatta, nikâh günü anlatılırken, 'oradan bir örtü aldı, geldi' diye anılarda tarif ediliyor. 'Latife Hanım o dönemde başı örtülü bir cumhurbaşkanı eşiydi' diye tarif etmek çok doğru değil." 'Gezilerde kapalı, evde açık'