Siyaset Liderlerin atışması bayram dinlemedi

Liderlerin atışması bayram dinlemedi

24.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:

Çiçek’in “Bugün bayram” uyarısında bulunmak zorunda kaldığı özel oturumda Erdoğan, Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Buldan ve Kürkçü 23 Nisan üzerinden birbirlerini eleştirdi

Liderlerin atışması bayram dinlemedi

TBMM Genel Kurulu’ndaki 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı özel oturumu liderlerin sert mesajlarına sahne oldu. Liderler “ulusal egemenlik bayramı” üzerinden birbirlerine eleştiri oklarını yöneltirken, sadece bayram mesajı verilmesinin beklendiği Genel Kurul’da hava buz kesti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tartışmaları elini çenesine götürerek dikkatle dinlediği görüldü. TBMM Başkanı Cemil Çiçek ise “Bugün bayram” uyarısında bulunmak zorunda kaldı. Özel oturumu kuvvet komutanları, yargı organları başkanları, yabancı misyon şefleri de izledi.
Etkinliklerde oldukça renkli görüntüler de yaşandı. Gül, Meclis’te TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı tarafından askeri törenle karşılandı. Ak Parti’de, “Köşk’e Gül mü Erdoğan mı çıkacak?” tartışması yaşanırken, aralarında soğukluk olduğu ileri sürülen Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ilginç bir görüntü verdi. TBMM şeref kapısına önce gelen Erdoğan, Muhafız Alayı kıtasını selamlayan Gül’ü merdiven başında bekledi.
Gül daha sonra Erdoğan’la tokalaştı. Birlikte samimi bir şekilde sohbet ederek merdivenleri çıkan ikili, Meclis binasına birlikte girdi. Gül ile Erdoğan’ın yürürken bir ara kolkola girdiği de belirtildi. Köşk yarışı öncesi ikilinin sergilediği bu tablo anlamlı bulundu.
Cumhurbaşkanlığı locasından Genel Kurul’u izleyen Gül’ün bir ara ceketinin iç cebinden çıkardığı bir elektronik cihaza bakıp tekrar yerine koyduğu gözlendi. Cihazın cep telefonu olup olmadığı anlaşılamadı.

Haberin Devamı

23 Nisan’ı
Berkin’e adadı

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Nisan’ı bir sabah evinden çıkarak Türkiye halkının kalbine gömülen Berkin Elvan’ın güzel anısına adadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, özel oturumda yaklaşık 8 dakika süren konuşmasında şunları kaydetti:
u DİKTA REJİMİ KURMAYA KALKIŞANLAR: Cumhuriyeti kuran devrimci kadroların ulusal egemenlik kavramıyla neyi ifade ettiklerini iyi anlamak gerekiyor. Günümüzde bu kavramı çarpıtarak bir dikta rejimi kurmaya kalkışanların, öncelikle Atatürk’ün, 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir’de yaptığı konuşmayı iyi öğrenmeleri gerekir. Şöyle der Mustafa Kemal: “Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.”
u NE İSTERSEM YAPARIM: Sandıktan çıktım ne istersem yaparım’ anlayışı, Ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz.

Haberin Devamı

‘Demokrasi’ vurgusu yaptı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM özel oturumda, “Demokrasi dışında, milli egemenlik haricinde başka yol ve mecra aranmaması” gerektiğini belirterek, “milli egemenliğe ve demokrasiye bağlılık” mesajı verdi. Bahçeli, ilk Meclis’in savaş şartlarında bile demokrasiye bağlı kaldığına işaret etti.
MHP lideri Devlet Bahçeli, Biz ilk Meclis’e bakınca Türk milliyetçiliğinin yüksek erdem ve başarısını fark ediyoruz. Herkese de TBMM’ne bu nazarla yaklaşmasını tavsiye ediyorum. Demokrasi dışında, milli egemenlik haricinde başka yol ve mecra arayanları Meclis’in anlam ve mesajları üzerine kararlıca tefekkür etmeye davet ediyorum” dedi. n ANKARA Milliyet

Milli iradeye saldırıyorlar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında TBMM’nin 94 yıllık tarihinin; tek adam olma, diktatör olma heveslileri, halka ve halkın tercihlerine tepeden bakan kişi ve zümrelerle mücadele içinde geçtiğini belirtti. Aradan 94 yıl geçmesine rağmen hâlâ millî egemenliği, halkın iktidarda olmasını, TBMM’nin tüm makam ve mercilerin üzerinde olmasını kabullenemeyen kesimler olduğunu kaydeden Erdoğan “Darbeler sonrası tesis edilen kimi kurumların kendilerini Meclis’in, yani millî iradenin üzerinde görmek istediklerine şahit oluyoruz” diye konuştu. Erdoğan, şöyle devam etti:
“Meclis’i yok saymaya, Meclis’i zayıflatmaya yönelik girişimler artık sadece silahlı darbe girişimleriyle olmuyor, modern dünyada silahların yerini başka araçlar alabiliyor ve bu araçlar Meclis ve millî irade hazımsızları tarafından Meclis’e karşı bir saldırı aleti olarak kullanılabiliyor. Daha birkaç hafta öncesine kadar bunu tecrübe ettik. Sosyal medyanın kötü niyetlilerin elinde millî iradeye saldırı aracı olabileceğini gördük.
İllegal yoldan elde edilmiş ses kayıtlarının, montajlarının insanların mahremine girmek ve gözetlemek suretiyle oluşturulmuş şantaj görüntülerinin TBMM’yi nasıl hedef aldığını gördük. Ne acıdır ki siyasi patilerin Türkiye dışından odaklarla iş birliği ve ittifak yaptıklarını, TBMM’ye tarihleri boyunca defalarca yaptıkları gibi bir kez daha kastettiklerine şahit olduk. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Genelkurmay Başkanı, bakanları hedef alındı. Hatta bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı’ndaki çok gizli devlet görüşmesi dinlendi ve ses kaydı yayınlandı.
Milletimiz tıpkı 23 Nisan 1920’de olduğu gibi bu saldırının mahiyetini anladı ve âdeta, yeniden bir istiklal mücadelesi verircesine sandığa gitti, bir kez daha demokrasiye, millî iradeye, Meclisimize güç verdi. Halkımız bir kez daha tercihini millî iradeden, demokrasiden ve TBMM’den yana koydu.”

Haberin Devamı

Buruk kutluyoruz

Haberin Devamı

BDP’li Pervin Buldan, ülkede çocuklar açısından iki farklı görüntü yaşandığını söyledi. Buldan, “Düşünün ki, bir yanda renkli 23 Nisan kutlamaları, rengârenk elbiseli çocuklar, diğer yanda ise her türlü baskıya, maruz kalan, sömürülen çocuklar... Böylesi bir ortamda hangi kutlamadan söz edilebilir? Roboski’de 19 çocuğun bedeni savaş uçaklarınca paramparça edildi. Onların adı bu 23 Nisan’da yok. Ceylan Önkol’un, Uğur Kaymaz, Berkin Elvan’ın da adı 23 Nisan’da yok. Anneleriyle birlikte cezaevine girecek olan 5 aylık ikiz kardeş için de 23 Nisan’ın bir anlamı olmayacak” dedi. n ANKARA Milliyet

Haberin Devamı

Anadil ve eğitim

HDP Eşbaşkanı Ertuğrul Kürkçü anadilleri Kürtçe olmayan çocukların eğitimlerinin ilk yıllarında çok zorluk çektiklerini belirterek şunları söyledi:
“Çocuklar gerçek bayramı iki yüzlü resmi törenlerde değil, onurlu ve özgür yaşama iradelerini ifade edebildiklerinde yaşayacaklar. Çocukların TBMM’den beklediği şey, ihtiyaçlarının ne olduğunun kendilerine sorulması ve bunun gereklerinin karşılanması. TBMM işe, ‘Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne koyduğu çekinceleri kaldırarak ve bu hakları eksiksiz yaşama geçirerek başlayabilir.