Siyaset Mumcu suikastında Çatlı kuşkusu

Mumcu suikastında Çatlı kuşkusu

25.12.1996 - 00:00 | Son Güncellenme:

Gazeteci Yazar Uğur Mumcu'yu, suikasttan 6 ay önce Mehmet Özbay'ın arayarak sekreterine not bıraktığı ortaya çıktı

Mumcu suikastında Çatlı kuşkusu

GAZETECİ - Yazar Uğur Mumcu suikastından 47 ay sonra, devlet - polis - mafya bağlantısını gözler önüne seren Susurluk kazasının baş aktörlerinden Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Özbay sahte kimliğiyle Mumcu'yu telefonla aradığı saptandı. Bu durum, Mumcu suikastında Çatlı'nın rolü olabileceği kuşkusuna yol açtı.
Mumcu'nun o tarihte çalıştığı Cumhuriyet Gazetesi'nde, kendisini arayanlar için tutulan not defterindeki veriye göre 6 Haziran 1992'de, yani suikasttan yaklaşık altı ay önce Mehmet Özbay adında bir kişi Uğur Mumcu'yu telefonla aradı. Mumcu'nun o sırada gazetede bulunmayışı nedeniyle arayan kişinin, Mehmet Özbay adıyla, "zırhlı araç alımıyla ilgili" şeklinde not bıraktığı belirlendi. Özbay'ın telefon numarası olarak da 273 23 00'ı bıraktığı söz konusu defterde görüldü.
Mehmet Özbay kimliğinin geçen ay başında meydana gelen kaza sonrasında devlet adına bazı cinayetlere karıştığı belirtilen, firari ülkücü sanık Abdullah Çatlı tarafından kullanıldığı ortaya çıkınca, Mumcu suikastının da bu kişi tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği kuşkusu doğdu. Gerçek Mehmet Özbay'ın ise ne o tarihte ne de başka bir zaman Uğur Mumcu'yu kesinlikle aramadığı öğrenildi. Özbay'ın bu konuda kendisine yöneltilen soruya "Zaten şok üstüne şok yaşıyorum. Benim zırhlı araç alımıyla falan ilgim de yok. Cumhuriyet Gazetesi de okumam, rahmetliyi de hiç tanımam. Kendisini kesinlikle aramadım" dediği kaydedildi.
Özbay adına bırakılan nottaki 273 23 00 nolu telefonun o tarihte kime ait olduğu ise belirlenemedi. Numaranın bugün Dedeman Otelleri'ne ait Club Dedeman'a ait olduğu saptandı.

Milliyet'in Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi suikastı zanlısı olan ve Papa'ya yönelik suikast girişiminde bulunduktan sonra yakalanan Mehmet Ali Ağca'yla Susurluk'taki kazada yaşamını yitiren eski ülkücü Çatlı arasındaki ilişkiyi, Mumcu ortaya çıkarmıştı.
Mumcu, 21 Eylül 1985'te "Gözlem" köşesinde, Ağca'yı cezaevinden Çatlı'nın kaçırdığını ve yurtdışına çıkışında da sahte pasaport sağladığını belirtmişti. Mumcu, "Çatlı kim?" başlıklı bu yazısında "Papa suikastında kullanılan silahı Avusturyalı silah kaçakçısı eski Nazi'den satın alan yine Çatlı'dır. Avrupa'da ülkücülerle Ermenilerin ortak oldukları uyuşturucu madde kaçakçılığının kilit adamlarından biri yine Çatlı'dır" demişti.
Mumcu, söz konusu yazısında özetle şu görüşleri ortaya koymuştu:
"Papa'ya suikast girişimi davasında ele geçen Abdullah Çatlı, İsviçre'nin Basel kenti savcılığınca uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan aranmaktadır ve Fransız polisince aynı suçtan ötürü tutuklanmıştır. Ağca'nın eylem arkadaşı silahlı sağ eylemci Oral Çelik, aynı suçun ortaklarından biridir. İpekçi cinayetinin yönlendiricisi Mehmet Şener, Basel Ağır Ceza Mahkemesi'nce uyuşturucu madde kaçakçılığı suçundan beş yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Doçent Bedrettin Cömert'i öldüren sağ eylemci Rıfat Yıldırım Frankfurt'ta uyuşturucu madde kaçakçılığı nedeniyle yakalanmış ve savcıya kaçakçılığı ülkücü örgütler adına yaptığını söylemiştir.
Abdullah Çatlı, Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcısı'dır. Ağca'yı cezaevinden kaçıranların başında Çatlı bulunmaktadır. Çatlı 9 Ekim 1978 günü Ankara Bahçelievler'de öldürülen TİP'li 7 gencin katillerinden biridir. Ağca'ya sahte pasaport Çatlı ve arkadaşlarınca hazırlanmıştır."
7 TİP'li gencin öldürülmesiyle ilgili olarak dönemin Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun askeri savcıya, "Olayın Çatlı'nın organizasyonuyla gerçekleştirildiğini" söylediğini de belirten Mumcu, yazısının son bölümünde şu görüşlere yer verdi:
"Fransa'da yakalanan Çatlı'nın uluslararası anlaşmalara göre Türkiye'ye gönderilmesi gereklidir. Adalet Bakanı'na soruyoruz; bu yoldaki girişimlerden ne gibi sonuç alınmıştır? 22 Şubat 1982 günü İsviçre'de yakalanan Çatlı için niçin ilgili dosya zamanında İsviçre yetkililerine ulaştırılmamıştır? Çatlı'nın Türkiye'de yargılanması, TİP'li 7 gencin cinayetini olduğu gibi İpekçi cinayetini de aydınlatacaktır. Ülkücü eylemlerle uyuşturucu madde kaçakçılığının kilit adamı Çatlı, Türkiye'ye getirilip yargılanmadıkça birçok olay karanlıkta kalacaktır."