Siyaset 'O iddia doğruysa bunun hesabını vereceksiniz'

'O iddia doğruysa bunun hesabını vereceksiniz'

28.08.2012 - 13:10 | Son Güncellenme:

CHP lideri Kılıçdaroğlu Suriyeli sığınmacılarla ilgili ortaya atılan vahim iddia üzerine...

O iddia doğruysa bunun hesabını vereceksiniz

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekillerinin Suriyeli sığınmacıların kaldığı Hatay’ın Apaydın Köyü’ndeki çadır kampını, Hatay’daki vatandaşın isteği doğrultusunda ziyaret etmek istediklerini ifade ederek, “Siz oraya milletvekillerini sokmak istemiyorsunuz ve bunun için gerekçe yaratmak istiyorsunuz. Eğer siz o kamplarda silahlı adamlar yetiştiriyorsanız, El-kaide mensuplarını oraya alıp yetiştiriyorsanız, bunun hesabını bu iktidarın bu millete vermesi lazım” dedi.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu CNN Türk Ankara Günlüğü programında Hande Fırat’ın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, CHP’li milletvekillerinin Suriyeli sığınmacıların kaldığı Hatay’ın Apaydın Köyü’ndeki çadır kampına alınmamasına ilişkin “O kamplara neden girilemiyor? Vatandaşın oyuyla seçilen vekiller o kamplara niçin giremiyor? Kimlik tespitiyse kimlik tespitini yapsınlar. Orası kurtarılmış bölge mi? Oralarda siz yasadışı işlem yapıyorsunuz, bunu kamuoyu bilsin istemiyorsunuz. Onun için milletvekillerini bırakmıyorsunuz” dedi. Kılıçdaroğlu, kamplarda askerlerin kaldığı ve kimliklerinin ortaya çıkmasının istenmediği şeklindeki değerlendirmeleri ise, “Milletvekilleri gidip kimlik tespiti mi yapacaklar? Hayır. Milletvekilleri o kampta ne var, insanlar nasıl yaşıyor bunu görmek istiyorlar” dedi.

Haberin Devamı

Kılıçdaroğlu, neden o kampa gidildiği konusunda ise, “Milletvekili arkadaşlarımız Hatay’da esnafı gezdiler, sokaktaki vatandaşa sordular. Onlar ısrarla o kapma gidin dediler, bu kampta yaşayanlar bize huzursuzluk çıkarıyorlar, güvenliğimizi tehlikeye sokuyorlar, bu kampta ne var biz de merak ediyoruz, gidin bakın diyorlar” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, “Bana hangi gerekçe ile oraya milletvekillerinin alınmadığını açıklamak zorundandırlar. Orada generaller, albay varmış da, kimlikleri açığa çıksın istenmiyormuş. O kampa yabancılar, Amerikalılar giriyor, herkes giriyor, Amerikalı sanatçı giriyor ama Türkiye Cumhuriyetinin milletvekilleri giremiyor” diye konuştu.

-“ORADA DÖKÜLEN MÜSLÜMAN KANINDAN HÜKÜMET SORUMLUDUR”

Kılıçdaroğlu, “CHP sivillerin olduğu kampları değil de güvelik sorunu olan kampları tercih ediyor” şeklindeki yorumları da “Hangi kamp sivillerin, hangi kamp askerilerin olduğunu nerden bileceğiz? Halk istiyor, şurada sorun var diyor, oraya gidiyoruz. Siz oraya milletvekillerini sokmak istemiyorsunuz ve bunun için gerekçe yaratmak istiyorsunuz. Eğer siz o kamplarda silahlı adamlar yetiştiriyorsanız, El-kaide mensuplarını oraya alıp yetiştiriyorsanız, bunun hesabını bu iktidarın bu millete vermesi lazım. Suriye’de dökülen kanlardan bu iktidarın sorumluluğu var bunu tarih yazacaktır. Orada dökülen Müslüman kanından bu hükümet sorumludur, bundan kaçamaz bu hükümet” dedi.

Haberin Devamı

-HATAY’DA CASUSLAR, AJANLAR CİRİT ATIYOR-

Kampların insani nedenlerle açılırsa kimsenin buna itiraz etmeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, kamplarda uluslararası hukukun koşullarının geçerli olması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Hatay’da, Gaziantep’te casuslar, ajanslar cirit atıyor. Güvenlik yok. Bu kamplarda siviller kalıyorsa, sivillerin elinde silah olmaz. Siz eline silah almış kişileri bir kampta tutuyorsanız, onlar sivillerin kaldığı kamplar değildir” dedi. Kılıçdaroğlu Sosyalist Enternasyonal’in Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Cape Town kentinde düzenlenecek kongresine katılmasının ardından, Hatay’a da, Kilis’e de, Gaziantep’e de gideceğini belirtti. CHP Lideri, sosyal medya aracılığı ile kendisine yöneltilen “CHP tampon bölgeye hangi koşullar oluşursa ‘evet’ der” sorusuna da, “BM’nin bu tablolar karşısında oluşturduğu bir hukuk var. Biz de uluslararası hukuk neyi öngörüyorsa aynı çerçevede, kucağımızı açacağız, insanları alacağız, onlara bakacağız, BM’yi devreye koyacağız. Onların bu harcamalara katkı vermesini isteyeceğiz. Arzumuz bu” dedi.

Haberin Devamı

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad gitse dahi Suriye’deki karışıkların olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Esad’ın bu süreç sonucunda gideceğine inanmıyor musunuz?” şeklindeki soru üzerine, “Ben kahin değilim. Ben olaylara bakarım, aklımı kullanırım” dedi.

-“BANA BAAS’ÇI DİYENİN ALNINI KARIŞLARIM”

Kılıçdaroğlu, “Siz Baas yanlısı mısınız?” şeklindeki soru üzerine ise, “Ben hayatımda Esad’ın elini sıkmadım, hayatımda Esad’a ‘kardeşim’ demedim, hayatımda eşimle beraber Esad ve eşiyle Bodrum’da tatile çıkmadım” dedi. Tüm bunları Başbakan’ın yaptığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ben hiçbir zaman Baas’çı olmadım. Bize Baas’çı diyecek adamın alnını karışlarım. Kimse kusura bakmasın” dedi.

-“HALKIMIZ SAĞ SOL HİKAYESİNİ BIRAKSIN, ÜLKENİN GÜVENLİĞİ SÖZ KONUSU”

Hükümetin dış politikasına yönelik eleştirilerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çapsız adamı Dışişleri Bakanı yapılmıştır. Geçmişinde hiçbir sorumluluk üstlenmemiştir bu kişi” dedi. Kılıçdaroğlu, “Çok ağır eleştiriler yönelttiğinizi düşünüyor musunuz Dışişleri Bakanı’na?” sorusu üzerine ise “Hayır, en hafif eleştirilerdir bunlar” yanıtını verdi. Siz sıfır sorunla başladınız, değil mi? Hangi komşumuzla aramız iyi? Kim getirdi bu hale?” dedi.

Haberin Devamı

Malatya Kürecik’e kurulan füze kalkanın İsrail’in güvenliği için kurulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Ancak İsrail ile Türkiye’nin ilişkileri hiç iyi noktada değil” yorumu üzerine, “Kim diyor iyi değil, görünüşte öyle. Kapılı kapılar ardında neler döndüğünü ben açıklamak istemem” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, “Halkımıza seslenmek isterim, sağ sol hikayesini bıraksınlar artık. Ülkenin güvenliği söz konusu, ülkenin geleceği söz konusu. Sağılıklı düşünemeyen, ülkeyi sağlıklı yönetemeyen bir iktidar var, bir iktidar boşluğu var ülkede” diye konuştu.

-“BAŞBAKAN’IN BALKON KONUŞMASINDAN SONRA OLAY BİTMİŞTİR”

Başta Başbakan olmak üzere siyasetçilerin ayrıştıran noktaları tetikleyecek üsluptan kaçınmaları gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir Balkon konuşması vardır seçimlerden sonra, ‘ben herkesi kucaklıyorum’ diye. Balkon konuşmasından sonra olay bitmiştir. Fay hatlarını tetikliyor, deprem yaratıyor toplumun içinde. Toplumu ayrıştırıyor. Şunu Sayın Başbakan bilsin, toplum ayrışırsa bunun sorumluluğu Başbakan’a aittir, toplum bölünürse sorumluluk Sayın Başbakan’a aittir” diye konuştu. Suriye’deki olaya inanç, mezhep bağlamında müdahale edildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Şu anda Suriye parçalanıyor. Suriye’yi iç savaş parçalıyor” diye konuştu.

Ortadoğu’nun batının egemen güçleri tarafından yeniden şekillendirilmek istendiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye bu süreçte olayları kontrol edemeyen bir ülke haline dönüştürülmüştür. Ortadoğu’da ilişkiler yeniden kuruluyor, insanların birbirini öldürmesi umurlarında değil, onlar için tek şey önemli kendi ülkelerinin çıkarları. Bu bölgede doğalgazı, enerji kaynaklarını, petrolü kontrol etmek istiyorlar. Bunu bilmemek için çok özür dilerim ama aptal olmak gerekiyor. Bu iktidar nasıl bunu bilmez? Dış politika blöfle yapılmaz, Anlık olaylarla dış politika geliştirilmez” diye konuştu.

-KILIÇDAROĞLU SORDU: BÖLGENİN MİT GÖREVLİSİ NEREYE GİTTİ?-

AKP’nin 2002 yılında hükümeti devraldığında terörün sıfır olduğunu belirterek, “2012, nasıl Türkiye bu hale geldi? ‘Efendim Amerikalılar bize istihbarat versin.’ Başkasının kayığına bindiğiniz zaman, kürekleri başkası çektiği zaman, sizi sizin istediğiniz yere değil, onun sizi istediği yere götürür” dedi. Kılıçdaroğlu, Gaziantep’teki bombalı saldırı olayına ilişkin istihbarat zafiyeti olduğunu ifade ederek, “Eğer istihbaratta zafiyet varsa zaten mesele bitmiştir. Ben söylemiyorum, kendi milletvekili söylüyor. Oradaki iki önemli kamu görevlisinin bu olaydan kısa süre önce tayinleri çıktı. Niçin, bir sorun bakalım. Bölgenin MİT görevlisi nereye gitti?” diye sordu. O kadar büyük zafiyetler var ki, otomobil Sakarya’dan çalınıyor, Antep’te patlıyor? Siz neredesiniz. PKK’lılarla BDP’liller devlet otoyolunda buluşuyorlar, medya orada herkes orada hükümet nerede? Hükümet terör açısından Türkiye’de çok önemli kırılmalara yol açmıştır kendi politikasıyla. Bunun hesabını vermek zorundandır. Parlamentodan kaçarak bunun hesabını vermiyorum diyemezseniz. O parlamento bugün olmazsa 1 Ekim’de açılacak. Gelip bunun hesabını vereceksin millete’ dedi.

-“ÇİÇEK SAMİMİ DEĞİL”

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in teröre karşı 11 maddelik mutabakat önerisini nasıl algıladığının sorulması üzerine, “Sayın Çiçek’e şunu sormak isterim, Sizin elinizde yetki var, niye sadece konuşmak, niye meclisi toplamıyorsunuz?” diye sordu. Çiçek’i bu konuda samimi bulmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP’nin meclisi olağanüstü toplantıya çağırdığını hatırlatarak, “Niye gelip kendisi oturum başkanlığı yapmadı. ‘Ben Meclis’i açıyorum’ diyecekti. Kapı aralığından bakıyordu AKP Grup Başkanvekili acaba çoğunluk var mı, yok mu diye. Niye gelip oturmadılar?” diye konuştu. Kılıçdaroğlu Türkiye kan gölüne dönmüşken, yangın yeriyken TBMM’nin tatil yapmasının doğru olmadığını ifade ederken, “Toplasınlar, parlamentoda oturup adam gibi çalışalım” dedi.

Vatandaşın kimin terörü önleme konusunda samimi olup olmadığını bilmesini istediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Gaziantep’teki şehit cenazelerine devletin zirvesinin bir araya geldiğini söylerken, “O görüntü güzel değil, kimse kusura bakmasın. O görüntünün arkasında anaların gözyaşı var. Biz cami avlusunda bir araya geliyoruz da niye Meclis’te bir araya gelemiyoruz? Cami avlusunda biraya gelmek sonuçtur. Öldükten sonra bir araya geliyoruz. Niye bir insan ölmeden bir araya gelmiyoruz?” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, terörün çözümü konusunda bir araya gelme çağrılarının her zaman geçerli olduğunu ifada ederek, “Sayın Meclis Başkanı da yeni fark etmiş, teşekkür ediyorum. Bir toplumsal mutabakat arayışına girmesini kutluyorum.Söylediğimiz yere geldi nihayet. Umarım Sayın Başbakan da, Sayın Bahçeli de, Sayın Demirtaş da aynı noktaya gelirler ve biz bu 30-35 çözülemeyen soruna çözüm üretiriz” dedi.

Kılıçdaroğlu, diğer partilerin katılmaması durumunda, AKP’nin CHP ile birlikte sorunun çözümüne yönelik bir araya gelmesi çağrısına karşılık, toplumsal mutabakat kavramını vurgulayarak, “Çoğunluğun diktası mı, yoksa bütün yurttaşların ortak katılımı ile bir sorunun çözümü mü?” dedi. Kılıçdaroğlu, BDP ve MHP olmadan terör sorununun çözülemeyeceğini belirtti.

-“KÜRSÜ DOKUNULMAZLIĞINA EVET, ONUN DIŞINDAKİ DOKUNULMAZLIĞA HAYIR”

Kılıçdaroğlu, kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını 10 yıldır istediklerini ifade ederek, “Gelin, kaldıralım diyorsanız kaldıralım” dedi. Terör suçlarında zaten dokunulmazlık olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, “Milletvekillerinin kürsüde özgürce konuşmasını sağlayabilen dokunulmazlığa evet, onun dışında dokunulmazlık olmasın” dedi.

Kılıçdaroğlu, BDP’li milletvekilleri ile PKK’lıların bir arada olduğu görüntüler karşısında ne hissettiğinin sorulması üzerine, o görüntülerin yeni olmadığını, Habur’da da aynı görüntülerin yaşandığını, ikisi arasında fark olmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Habur’da ne vardı? AKP vardı. Çadır mahkemesi kurmuştuk oraya. Cumhuriyet tarihinde ilktir. Şimdi burada oldu. Orada bir uzlaşma arayışı vardı, burada öyle bir arayış yok. O görüntü şunu ortaya koyuyor; ‘Ben bu ülkede bir iktidar göremiyorum. Bu bölgenin egemeni benim’, ‘Kimlik kontrolünü ben yaparım’. Bu görüntüyü içine sindiren kim? İktidar, başka kim olabilir. O görüntü dolayısıyla Sayın Başbakan, ‘Bu ne muhabbet’ diyor. Yaşanan en trajik olay, bir ülkenin egemenliğine, güvenliğine doğrudan doğruya müdahale edilen bir alan, Sayın Başbakan’ın tek tepkisi ‘Bu ne muhabbet” diye konuştu. Kılıçdaroğlu Kuzey Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirildiğinde, Başbakan’ın gazetecilerin ‘Amerika’ya nota verecek misiniz’ sorusuna da ‘Müzik notasından mı bahsediyorsunuz’ diye cevap verdiğini belirtti.

-“MUHALEFETE MUHALEFET ETMEYİ UYGUN BULMUYORUZ”

Kılıçdaroğlu, MHP’nin CHP’ye yönelik bazı ağır eleştirilerinin olduğunun belirtilmesi üzerine, “Biz muhalefete muhalefet etmeyi uygun bulmuyoruz. Onu bir zaaf olarak görüyoruz. Ben sadece bir kez yanıt vermiştim. Eleştirebilirler bizi. Ben halkın vicdanına havale ediyorum” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, MHP Lider Devlet Bahçeli’ye mektup yazıp yazmayacağını konusunda, atmosferin yumuşamasını beklediğini, uygun bir ortamda Bahçeli’ye mektup yazacağını ifade ederek “Sayın Bahçeli, saygı duyduğum bir liderdir” dedi.

Kılıçdaroğlu Kürt raporu konusunda ise, CHP’nin öteden beri Kürt sorunu konusunda çeşitli raporlar hazırladığını belirterek, Şükrü Elekdağ’ın da kendisinin ricası üzerine bu konuda bir çalışma yaptığını kaydetti. Kılıçdaroğlu, “Bu çalışma bugün biter yarın biter değil. Bu hassas bir konu herkesin bildiği gibi. Biz bu ülkenin birliği bütünlüğü için, herkesin kardeşçe yaşaması için, Misakı Milli sınırları içinde özgür ve bağımsız bir Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmak isteyen bir partiyiz. Sorunlardan korkmayacaksınız, ilkelerinizi koyacaksınız, üzerine gideceksiniz” diye konuştu.

-“PKK’NIN EN BÜYÜK İSTEĞİ BDP’NİN PARLAMENTOYA GİRMEMESİ”

Bu ülkede herkesi kucaklayan mesajlar verilmesi gerektiğini, toplumu ayrıştıran mesajlar verilirse toplumda barışın sağlanamayacağını belirten Kılıçdaroğlu, “O zaman PKK’nın ekmeğine yağ sürersiniz. PKK ne ister şu anda? En büyük isteği BDP’nin parlamentoya girmemesidir. Çünkü daha geniş bir tabanı kendi yanına çekecektir. Akıllı olan insanın bunu düşünmesi lazım” dedi. Kılıçdaroğlu, “BDP’nin dokunulmazlıkları kaldırılmamalı mı diyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine, “Hukuk devleti içindeyiz, hiç kimsenin yasa dışı olaya karışmasına müsaade etmeyiz. Meşru zeminlerde hepimiz oturup konuşacağız” yanıtını verdi.

-“AYGÜN’E NASIL PKK’LI DERSİNİZ, İNSAF”

Kılıçdaroğlu, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün terör örgütü tarafından kaçırılmasının ardından yaptığı açıklamaların eleştirmesine ilişkin, “Hüseyin Aygün ne yapmış? Hüseyin Aygün o coğrafyada PKK’ya karşı mücadele eden milletvekilidir. Seçim bürosu basılan milletvekilidir“ ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu, Aygün’ün “dağdakiler benim canımdır, ciğerimdir” demediğini, bunu bir AKP’li milletvekilinin dediğini ancak tepki gösterilmediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, CHP’nin içinde de eleştiriler olduğu yönündeki soru üzerine, CHP’nin özgürlükleri savunan bir parti olduğunu, parti içinde “sus sen, konuşma” diye baskı kurmadıklarını ancak parti içi disiplinin de olması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu soru üzerine, Aygün’ün durumunda disiplini gerektiren bir durum olmadığını, Aygün’ün parti adına konuşmadığını, başından geçenleri anlattığını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, Aygün’ün bırakılmasının ardından görüşmek için Ankara’ya çağırdığını, Aygün’ün yola çıktığını, ancak kendisinin İstanbul’da programı olduğu için gelmemesi için tekrar telefon ettiğini belirtti.

Kılıçdaroğlu, Aygün’le ilişkilerin gerildiği şeklinde tablo olmadığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Aygün’ün CHP milletvekili olduğunu ve partide kalacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Ne yaptı Hüseyin Aygün, PKK’ya karşı mücadele etti mi etti, seçim bürosu basıldı mı basıldı, Gaziantep saldırısını en ağır şekilde eleştirdi mi eleştirdi. Siz buna nasıl PKK’lı dersiniz, insaf denen bir şey var” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, Aygün’ün “CHP’nin her şeyine sahip çıkmıyorum. Tek ulus, tek din, tek millet, bunları tartışmalıyız, tekçi anlayışı sahiplenmiyorum” sözlerinin sorulması üzerine “Bizim ulusumuzun varlığı asla ve asla tartışılamaz” yanıtını verdi.

-“YEREL SEÇİMLERİN 2013’TE OLMASI KONUSUNDA ÖZEL BİR DİRENİŞİMİZ YOK”

Kılıçdaroğlu, KPSS’deki kopya iddialarına ilişkin ise ÖSYS’de yapılan değişikliklerden sonra ciddi bir güven kaybı oluştuğunu ifade ederek, soruların çalındığı ve satıldığı konusunda toplumda ortak bir kanaat olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu, “Soruların çalındığına ben de büyük ölçüde kanaat sahibiyim. Savcılar soruşturma araştırma yapıyorlar ne yaptıklarını bilmiyorum ama bilinen bir gerçek var sorular bazı yerlerde maalesef satıldı” dedi.

Kılıçdaroğlu yerel seçimlerin 2013’te yapılması konusunda ise “AKP ile MHP anlaşıp ‘erken olsun’ diyorlarsa, erken de olabilir. Özel bir direnişimiz olmayacaktır” dedi. Yerel seçimlerle ilgili stratejilerini de belirlediklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, hazırlıklarının sürdüğünü, önemli mesafeler aldıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, şimdiden şu kişinin burada aday olacağının söylenmesinin doğru olmayacağını belirterek, “Mustafa Sarıgül’e soğuk musunuz?” sorusuna ise “Hiç kimseye soğuk değilim, herkesi CHP’nin çatısı altına bekliyorum” yanıtını verdi.