Siyaset Şahin: Muhalefet, Susurluk davasına karşı çıktığı gibi Ergenekon'a da karşı çıksın

Şahin: Muhalefet, Susurluk davasına karşı çıktığı gibi Ergenekon'a da karşı çıksın

27.07.2008 - 16:38 | Son Güncellenme:

.

Şahin: Muhalefet, Susurluk davasına karşı çıktığı gibi Ergenekona da karşı çıksın

ADALET Bakanı Mehmet Ali Şahin, ana muhalefet partisinin Susurluk davasına karşı çıktığı gibi Ergenekon davasına da karşı çıkmasını isteyerek, "Şimdi hadi bakalım, elektrikleri yakıp söndürün" dedi. Bakan Şahin, Abdüllatif Şener'i ise Erkan Mumcu'ya benzeterek, "Biz bir Erkan Mumcu olayı yaşadık. Ne hale geldiğini gördünüz değil mi? Bunlar en güzel misallerdir" diye konuştu.

O SAVCI NE İSE, BU SAVCI DA O'DUR

Dün, Karabük'ün Ovacık İlçesi'nde, Ovacık Sporcu Kamp Eğitim Merkezi'nin açılışını gerçekleştiren Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, ilçeye bağlı Ekincik Köyü'ndeki babası Abdullah Şahin'in evinde geceyi geçirdi. Bakan Şahin bugün babasının evinin önünde gazetecilerin sorularını cevapladı. AKP'nin kapatılması istemiyle açılan davanın sorulması üzerine Şahin, "Türkiye'de, Anayasa Mahkemesi'nde bugüne kadar 25 siyasi parti kapatma davası açıldı. Birçoğu da kapatma ile sonuçlandı. Ancak en yakın, yani bir yıl önce yapılmış seçimlerde halkın neredeyse yarısına yakın oyunu alan bir siyasi partiyi kapatma davası açıldı. Bu dava pazartesi başlıyor. Adalet Bakanı olarak, basının bana, gazete küpürlerinden açılan bu dava konusunda, 'Başsavcının gazete küpürlerinden hazırladığı iddianame için bir soruşturma açacak mısınız veya açmayı düşünüyor musunuz?' sorusuna aynen verdiğim cevap; 'Türkiye'de yargı bağımsızdır. Yargıç ve savcılar kendi anlayışlarına göre, hukuk çerçevesinde iddianame hazırlarlar ve davaya bakarlar' Aynı soruyu bana, Ergenekon davasına bakan Savcı Öz ile ilgili soruşturma talimatı verdiniz mi, partimiz hakkında dava açan ve milletvekillerinin içinde bulunduğu hatta genel başkanımızın da olduğu kişilerle ilgili milletvekilliğinin düşürülmesi konusunda ilgili bir soruşturma açacak mısınız... sıcağı sıcağına ne söyledimse, hangi düşüncedeysem şimdi de aynı düşüncedeyim. O savcı ne ise, bu savcı da o'dur. Görevlerini yapıyorlar" dedi.

TÜRK YARGISI BU SINAVLARDAN BAŞARIYLA ÇIKACAKTIR

Şahin konuşmasına şöyle devam etti:

"Ancak dünyada büyük dikkatle izlenen bir davadır. Daha önceden hiçbir siyasi partinin kapatılması Türkiye'de ve dünyada bu kadar dikkatle izlenmedi. Dolayısıyla, aslında şuanda, Türkiye'de bir siyasi parti veya partiler yargılanmıyor. Yani yargı, dünya gözü önünde sınav veriyor. Aslında tüm dünya önünde, onların gözleri önünde Türk yargısı da sınav veriyor. Türk yargısı bu sınavlardan başarıyla çıkacaktır. Aslında ben Türkiye'de yargıya bu kadar iş düştüğü için mutlu değilim açıkçası. Keşke, Türkiye'de yargıya çok az iş düşse. Çünkü çok iş Türkiye'de sorunlar var demektir. Yargı bir karar verir, verdikten sonra bu karar eleştirilebilir. Yargı kararlarını hukukçular, uzmanlar, hukuk fakültelerinde derslerde eleştirilebilir. Ama kararı verilinceye kadar, Anayasımızın 137. maddesinin 2. fıkrası onun için düzenlenmiştir. Açılan dava ile ilgili parlementoda soru sorulamaz, görüş belirtilemez. Şimdi parlementoda yapılamayan şeyi parlemento dışında yaparsanız yargıya en direk müdahaleyi yapmış olursunuz. O nedenle açılmış bu dava ile ilgili şüphelerin yanında veya karşısında bir pozisyon durumu alırsanız son derece hatalı olur, bunu hatalı buluyorum. Keşke siyasi partilerimizin kimi temsilcileri böyle bir pozisyon almamış olsalardı. Herşeyi yargıya bırakalım. Biz bu konuda başarısız bir sınav verdik"

BAYKAL'A ELEŞTİRİ

Şahin, Ergenekon davasıyla ilgili olarak ise şu açıklamada bulundu:

"Hataların ve suçların üzerine daha önce gidilmediğinden, daha fazla gidiliyor. 1997'li yıllarda Türkiye'de bir kaza meydana geldi. Yıllarca konuşuldu. 'Devletin içine yuvalanmış bir çete, bunun üzerine gidilmeli' dendi. Komisyonlar kuruldu, elektrikler yakılıp söndürüldü, kampanyalar yapıldı. Bir milletvekili, bir polis müdürü, bir aranan suç örgütünün mensubu aynı arabada, bir takım silahlarla yakalanmış olması Türkiye'de temiz toplum açısından bir imkan olarak görülüp, üstüne gidilmesi istendi. Ne kadar gidildiğine kamuoyunun takdirine bırakıyorum. Ama bunun üzerine gidilmesi konusunda sol ve sosyal demokrat kesim, 'elektrikleri bir dakika söndürüp, sonra yakın ve yetkilileri zorlayın' dedi. Şimdi aynı çevreler, Ergenekon ile ilgili bağımsız yargı ve savcının davasını açtığı ve mahkemenin kabul ettiği süreç ile ilgili geçmişte söylenen fasa fiso lafına benzer laflar söylüyorlar. Eğer devlet içinde bir takım suç örgütü palazlanmış ise Susurluk'ta karşı çıktığınız gibi şimdi de karşı çıkmalısınız. Çünkü tutarlı olduğunuzu gösterir. Şimdi hadi bakalım elektrikleri yakıp söndürün. Tüm vatandaşlar size destek versin. 'Hayır ben onların avukatıyım' diyor ana muhalefet partisinin lideri. Bu büyük bir tutarsızlıktır. Bunlar milletin gözü önünde ceryan ediyor"

ŞENER'İ, ERKAN MUMCU'YA BENZETTİ
Bakan Şahin, yeni bir siyasi oluşum içerisine giren Abdüllatif Şener hakkında ise şöyle konuştu:

"Biz bir Erkan Mumcu olayı yaşadık. Ne hale geldiğini gördünüz değil mi? Bunlar en güzel misallerdir. Yeni bir siyaset oluşumu konusunda Erkan da bu niyetle yola çıktı. 'Türkiye'de yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç var' dedi. Hatta parlementoda bazı milletvekillerini yanına aldı. Çoğu o zaman AKP'ye mensuptu, grup kuruldu. Ne konuşmalar yapıldı. Sonunda gördünüz ne oldu. Seçime girme imkanı bile elde edemediler. Bakın, AKP, Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye'de farklı bir siyaset anlayışını gündeme getirdi. Bu siyaset anlayışı halkımızın beklentileri ile örtüşen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışı, hala Türkiye'de halkımızın en çok umut bağladığı siyasi harekettir. Partinin levhasının şu veya bu olması önemli değil. Önemli olan bu kadronun hizmet anlayışı. Memleket sevgisi vatandaşa bakışıdır. Dolayısıyla bu anlayış devam ettiği sürece ben önümüzdeki günlerde bu misyonun Türkiye'yi yönetmeye devam edeceği inancındayım. Bu konuda hiçbir tereddütüm yok."

CEZAEVİ AÇMAYI SEVMİYORUM
Bayrampaşa Cezaevi'nin kapatılması konusu hakkında sorulan soruya ise Şahin, "Ben cezaevi açmayı sevmiyorum. Cezaevi yapan bakan olarak anılmak istemiyorum. Türkiye'de cezaevleri az olsun, eğitim kurumları fazla olsun" diye cevap verdi.

Şahin, gazetelerde çıkan Mehmet Ağar'ın, Başbakan'dan para aldığı iddiaları ile ilgili sorulan soruya ise, şöyle cevap verdi:

"Kim kime rüşvet vermiş, gazeteleri okumadım ama son derece mantıksız. Mantıken izahı olmayan uçuk iddialar olarak değerlendiriyorum. Sorunuzdan anladığım kadarıyla Başbakan birilerine rüşvet vermiş öyle mi?, siz inanıyor musunuz. Buna ancak gülünüp geçilir" Adalet Bakanı Şahin daha sonra Ankara'ya gitti.