Siyaset Tepkisiz kalmadık ama...

Tepkisiz kalmadık ama...

04.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

TBMM 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nda konuşan eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, “Eğer herkes Cumhurbaşkanı’nın mücadelesine ayak uydursaydı, 15 Temmuz’a gelmezdik” dedi. Başbuğ, siyasetin FETÖ’yü desteklediğini ifade etti.

Tepkisiz kalmadık ama...

Komisyonda yaklaşık 5 saat bilgi veren Başbuğ’un açıklamalarından satırbaşları şöyle:
n FETÖ yapılanmasına ilişkin Türkiye’de en açık tavır alan bürokrat benim. DGM’nin 2003’te Gülen kararı var. Bu kişiye isnat edilen suç, laik devlet yapısını değiştirmek. Yasadışı terör örgütü olarak bahsediyor. Aftan yararlandı. Siz o yıllarda doğru teşhis etseydiniz bugün farklı noktada olabilirdik..
‘Siyasiler anlamadı’
n Gülen cemaati tamamen çıkar çerçevesinde örgütlenmiştir.. Gelmiş geçmiş bütün siyasetçiler niye karşı çıkılması gerektiğini pek anlamadılar.. Bu yapılanlar ve yapılanmaya karşı, hukuk devleti kapsamında TSK’nın tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek büyük yanılgıdır. Tepkisiz kalmadık ama etkili olduk mu, büyük bir soru. FETÖ başarılı olsaydı bugün ne demokrasi ne laik sistem ne hukuk devleti, zerresi ortada kalmazdı.
‘Komutanlar direndi’
15 Temmuz gecesinin ‘oyun’ gibi değerlendirmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum, katılmıyorum. Başarılı olmamasında en büyük etken TSK komuta kademesinin darbe girişimini karşı durmasıdır, direnmesidir. 15 Temmuz bir askeri darbedir derseniz TSK’ya büyük haksızlık olur. TSK komutanları bu darbeye direnmişlerdir..
‘MİT’ten asker çıkınca’
Peki istihbarat birimleri nasıl bu hazırlık süresini tespit edemedi? TSK’da cunta nasıl oluştu, neden tespit edilemedi? 1992’de MİT Müsteşarlığı’na bir sivil kişi getirildi, askeri kadrolar azaltıldı, sıfır noktasına getirildi. Genelkurmay Başkanı’yken dönemin MİT Müsteşarı’ndan, ‘Gülen raporu istiyorum’... 2009’da MİT Müsteşarı Emre Taner raporu verirken ‘Ben bu raporu gayri resmi olarak veriyorum. Resmi kabul etmeyin’ dedi. Raporda TSK’ya nasıl sızıyor, kim bu adamlar, tek bir isim yok. 8-9 polisin Gülen cemaati ilgisi olduğu raporda yazılıydı. Bu isimleri Başbakan’a verdim. Listenin en tepesinde Ali Fuat Yılmazer vardı. Hiçbir şey yapılmadı.
‘Erdoğan’a dedim’
Her fırsatta siyasi makamlara bilgi verdik. Sayın Başbakan’a (Erdoğan) ‘Fethullah tehdidi bugün bize yarın size’ 2009 ya da 2010’da bana dedi ki, ‘komutanım siz bunları çok büyütüyorsunuz’ dedi.
25 Aralık 2009’da kozmik oda faaliyeti başladı, 20 Ocak 2010’da bitti. Kadir Kayan oradan belge çıkartmamıştır, müsaade etmedik. Bakmış ve not almıştır.
‘Sıra Erdoğan’daydı’
2012’de benim alınmam testtir. Toplum ne tepki gösterecek, iktidar ne tepki gösterecek? Baktılar tepki yok, oh ne güzel, toplum da tepki göstermedi. Kurumu da göstermedi. Çıtayı yükseltelim, MİT Müsteşarı’nı alalım. Başbakan olayın vahametini o zaman anladı. MİT Müsteşarı alınsaydı üçüncü hedef Erdoğan’dı.
Ben Genelkurmay Başkanı’yken, ordulara komploların nasıl yapıldığını araştırdım. Üç metod var. Birinci metod verilen görevlerde başarısızdır. Biz bunu Dağlıca baskını ile yaşadık. TSK’ya denmedik kalmadı. Sadece bir PKK olayı olarak değerlendirmiyorum. Ciddi olaydır. Sonra hep TSK terörle mücadelede başarılı değil denildi..