Siyaset ‘Türkiye halkı’ vurgusu

‘Türkiye halkı’ vurgusu

15.04.2009 - 00:00 | Son Güncellenme:

Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, dini ve etnik konularda önemli mesajlar verdiği konuşmasında Atatürk’ün Türk milletini tanımlarken ‘Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına, Türk milleti denir’ dediğini kaydetti

‘Türkiye halkı’ vurgusu

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, sivil-asker ilişkileri, terörle mücadele, millet kavramı, demokrasi, laiklik ve cemaatler konusunda Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görüşlerini ortaya koyan önemli açıklamalarda bulundu. TSK için “Peygamber Ocağı” tabirini kullanan Başbuğ, millet tanımında da Atatürk’ün “Türkiye halkı” ifadesine vurgu yaptı. Başbuğ, TSK’nın dini araç olarak kullananlarla mücadelesinin süreceğini belirterek, cemaatleri uyardı.
Harp Akademileri Komutanlığı’ndaki “Yıllık Değerlendirme” konuşmasına, “Güncel konulara ve bu konuşmada değinemeyeceğim diğer konulara ilişkin görüşlerimi, önümüzdeki hafta yapmayı planladığım basın toplantısında sizlerle paylaşmayı düşünüyorum” diyerek başlayan Başbuğ, şu mesajları verdi:
DEMOKRATLIK KİSVESİ: Türk Silahlı Kuvvetlerinin toplum nezdindeki itibarını ve güvenilirliğini sarsmayı amaçlayan iki ön yargılı yaklaşıma dikkat çekmek istiyorum. Birincisi, demokratlık kisvesi altında Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmak amacıyla TSK’ya karşı sistematik muhalefet yapılması demokrasimizi geliştirmeyecektir. Bu çoğulculukla ifade edilebilecek veya açıklanabilecek bir husus değildir.
Aynı şekilde Silahlı Kuvvetleri, demokrasinin gelişmesinde, çoğulculuğun toplumsal bir boyut kazanmasında engelleyici bir kurum olarak göstermek de yanlıştır.
İkincisi ise, toplumumuzun özellikle mütedeyyin kesimlerini etkilemek amacıyla TSK’yı din karşıtı olarak gösteren kötü niyetli propaganda kampanyalarıdır. Ancak, toplumumuzun mütedeyyin kesimleri, bu propagandaya itibar etmemektedir.
TEK SORUMLU GENELKURMAY BAŞKANI: Genelkurmay Başkanı, Anayasa’nın 117’nci maddesine göre; Silahlı Kuvvetler’in komutanıdır. Dolayısıyla, sivil-asker ilişkilerinin yürütülmesinde yetkili ve sorumlu makam Genelkurmay Başkanı’dır. Genelkurmay Başkanı’nın sivil-asker ilişkilerini yürütmesini, politik ve siyasal hareketler olarak değerlendirmek doğru değildir. Tersine bu bir zorunluluktur ve işin özüne tartışmasız bir biçimde de uygundur.
ETNİK ÇATIŞMA YOK: Bölücü terör örgütü, faaliyetlerini etnik bir temel üzerinde yürütmeye çalışmaktadır. Etnik çatışma ile bir terör örgütünün faaliyetlerini, etnik bir temel üzerinde yürütmeye çalışması aynı şey değildir. Örgüt, uyguladığı terör ve şiddetle sorunu etnik bir çatışmaya dönüştüremedi.
KÜRT VE ZAZA ŞEHİTLER: Her Türk vatandaşı, TSK’da askerlik hizmetini eşit şekilde yerine getirmektedir. Bölücü terör örgütüne karşı sürdürdüğümüz mücadelede, şehitlik ve gazilik mertebesine ulaşmış kahramanlarımız arasında çok sayıda Kürt ve Zaza kökenli vatan evladı vardır.
ASİMİLASYON:  Ulus-devlet inşası sürecindeki uygulamalarla homojen etnik bir yapı inşa etmek amaçlanmamıştır. Gerek Osmanlı İmparatorluğu gerekse Cumhuriyet döneminde, Kürt kökenli vatandaşlarımıza devletçe sistematik asimilasyon politikası uygulanmamıştır.
“TÜRK DERSENİZ ANLAM BOZULUR”: Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu bir devrimdir. Devrimin amacı ise bir ulus- devletin yaratılmasıdır. Bu düşünceden hareket ederek Atatürk, Türk milletini şu şekilde tanımlamıştır: “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Türkiye halkına, Türk milleti denir.” “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kimdir?” Cevap, Türkiye halkıdır. Görüldüğü gibi buradaki halk ifadesi, sınırları çizilen bir coğrafyada - ki burası Türkiye’dir - yaşayan halkın bütününü, yani hiçbir dini ve etnik ayrım yapılmaksızın, Türkiye halkını işaret etmektedir. Buradan Türkiye’yi çıkarır, ‘Türk’ derseniz anlam bozulur.
AZINLIK MİLLETVEKİLİ: Başbuğ, konuşmasında metin dışı eklemeler yaptığı bölümlerden birinde, “‘Azınlık milletvekili niye yok?’ diye sorulabilir. Haklı bir sual. Onu siyasi partilere sorun; niye aday göstermiyorlar?” dedi. Başbuğ, askeri okullara Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden az başvuru olduğunda üzüntü duyduklarını da ifade etti.
“TÜRK” ORTAK BİR İSİM: Aynı ülkü etrafında toplanmış ve Türkiye’de yaşayan Türkiye halkının, siyasal ve sosyolojik bir olgu etrafında kendi rızası ile birleşmesiyle bir milletin oluşacağı ve bu millete ise Türk milleti denileceği, Atatürk’ün  “Türk milleti” tanımında açıkça yer almaktadır.  Bu tanımda da görüleceği gibi, “Türk milleti” tanımlamasındaki “Türk” sözcüğü bir sıfat olarak değil, değişik unsurların hepsine verilen ortak bir isim olarak kullanılmıştır.

Haberin Devamı

‘Türkiye halkı’ vurgusu

4 Genelkurmay Başkanı bir arada
Deniz KK Ora. Metin Ataç, Emekli Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Emekli Genelkurmay Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Emekli Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu ve Kara KK Org. Işık Koşaner, toplantıda yan yana oturdu. (soldan sağa)

Cemaatlere sivil toplum demek güç
Org. İlker Başbuğ, özetle şöyle konuştu: Devletimiz, tüm yurttaşlarına, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yaşamakta olan Kürt ve Zaza kökenli vatandaşlarımıza daha müreffeh bir yaşam, fırsat eşitliğinden daha fazla yararlanabilme ve kendilerini her alanda geliştirebilme imkânlarını sağlamak zorundadır.
Ayrıca, bu yurttaşlarımızın mağduriyete uğradıkları şeklindeki algılarının düzeltilmesi ve değiştirilmesi gerekmektedir.
ÜNİTER DEVLETTE TSK TARAF: Kimse Türkiye’den, ne Türkiye’nin ulus-devlet ve üniter-devlet yapısını zayıflatabilecek, ne de Anayasa’nın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez maddelerinin değiştirilmesi yönünde isteklerde bulunabilir.
TSK, Atatürk’ün bize emanet ettiği ulus devlet ve üniter devlet yapısının korunmasında taraftır ve taraf olmaya da devam edecektir.
ANNE VE BABALARINI ANLAMALIYIZ: 1984’den bugüne kadar etkisiz hale getirilen terörist sayısı, 40 bini geçmiştir. Bu rakam, bu yolun çıkmaz yol olduğunu göstermektedir. Çeşitli nedenlerle evlatlarını örgüte kaptıran ana ve babaların duydukları acıları ve onların içinde bulundukları durumları da düşünmek ve onları anlamak zorundayız.
TERÖRİST KRİMİNAL SUÇLU: Aslında, terörist kriminal bir suçludur, yakalanarak yargı önüne çıkarılmaları istenir. Ancak, teröristlerle sağlanan temaslar çoğu zaman çatışmaya dönüşüyor.
ONUR VE DUYARLILIK UYARISI: TSK, vatanına ve milletine hizmet etmekten başka hiçbir amaçları olmayan ve bölücü terör örgütüne karşı kahramanca mücadele edenlerin şerefi ve morali ile oynanmasına duyarsız kalmaz.
TSK “PEYGAMBER OCAĞI”: Halkımızın arasında ordunun en yaygın adlarından biri de “Peygamber Ocağı”dır. Silahlı Kuvvetler hiçbir dönemde dine karşı olmamıştır. Bizim karşı olduğumuz husus, siyasi ve kişisel amaç ve çıkarlar için dinin ve dinî duyguların alet edilmesidir, araç olarak kullanılmasıdır.
CEMAATLERİN “GÜÇ” YANILGISI: Bazı cemaatler, öncelikle bir ekonomik güç olmaya ve daha sonra da sosyo politik yaşamı biçimlendirmeye, dine bağlı bir tek tip yaşam tarzı olarak sosyal kimliklerini ortaya koymaya çalışmaktadırlar. Sorun, dinin ve dinî duyguların kendi amaçları için, alet ve araç olarak kullanılmasıdır.
Bugün de bazı din eksenli cemaatler, kendilerini demokratik alanın bir oyuncusu olarak takdim etmekte ve çeşitli nedenlerle de görünürde kendilerinin güçlü bir konuma geldiğine inanmaktadırlar. Ancak, bu güç imajı ve algısı yanıltıcıdır.
DESTEKLEYİCİLERİN YARDIMI: İşte bu tip bazı cemaatler hedeflerine ulaşmada kendileri için en büyük engel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görmektedir. Her fırsattan istifade ederek, destekleyicilerinin de yardımıyla TSK aleyhine faaliyetlerde bulunmaktadırlar. Bu yapılanlara karşı, hukuk devleti kapsamında TSK’nın tepkisiz ve etkisiz kalacağını düşünmek ise büyük yanılgıdır.
Bu çeşit sosyal gruplaşmalar, cemaatleşmeler toplumu ciddi boyutta kutuplaşmalara ve bölünmelere götürmüyor mu? Bu bölünmeler ve kutuplaşmalar ciddi güvenlik sorunlarına ileride dönüşemez mi?
SİVİL TOPLUM HAREKETİ DEĞİL: Sivil örgütler giriş ve çıkışın özgür iradeye bağlı olduğu, gönüllülük temelinde işleyen açık örgütlerdir. Dinsel cemaatler ise kapalı ve içe dönüktür. Cemaate giriş ve çıkış çok farklı dinamiklere bağlıdır. Bu koşullar altında, dinsel cemaatlerin, hele çıkar çevresinde örgütlenmişse, sivil toplum hareketi olduğunu öne sürmek çok güçtür.

Haberin Devamı

‘Türkiye halkı’ vurgusu

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, toplantıda kuvvet komutanları ve İstanbul Valisi Muammer Güler’le tokalaştı.

Haberin Devamı

NOTLAR...
Mehmet Altan ile Fehmi Koru da vardı

-  Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un konuşmasını dinleyenler arasında, isimleri Ergenekon soruşturması sürecinde de gündeme gelen eski Genelkurmay başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu, İsmail  Hakkı Karadayı ve Yaşar Büyükanıt da vardı. Karadayı, protokol gereği Başbuğ’un yanında oturdu. Eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ise toplantıya katılmadı. Özkök, İzmir’de yaşaması nedeniyle Başbuğ’un konuşması için İstanbul’a gelemediğini, ancak izlediğini söyledi. Başbuğ’u, çok sayıda emekli orgeneral de dinledi. 
-  Salonda, basın, üniversite ve stratejik araştırma kuruluşlarından 400 dolayında davetli yer aldı. Farklı görüşleriyle tanınan yazarlardan Hasan Cemal, Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak, Ali Bayramoğlu, Mehmet Altan da dinleyiciler arasındaydı.
-  Eski ABD Başkanı John F. Kennedy ile ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ziyaretinde verdiği mesajlardan ikisi, İlker Başbuğ’un konuşmasına yansıdı.
-  Konuşma metninde 16 dipnot yer alan Başbuğ, en çok alıntıyı Atatürk’ten yaptı. Max Weber, Samuel Huntington, Eliot A. Cohen, Chaim Kaufmann, Anthony D. Smith gibi önemli sosyolog, siyaset bilimcilerden alıntılarda konuşmada yer aldı. Atatürk ve Cumhuriyet tarihi üzerine çalışmalarıyla tanınan Prof. Dr. Utkan Kocatürk, Prof. Dr. İhsan Güneş ve Prof. Dr. Metin Heper’in eserleri de Başbuğ’a kaynaklık etti.