Doğruların olmadığı gece...

Beşiktaş’ın yiyeceği değil, atacağı gol önemliydi. Ancak Beşiktaş bu oyun düşüncesiyle, bu kadrosuyla önce yememeyi planlamıştı

Şeker gibi denilen kura çelik gibi oldu. Beşiktaş’ta başlama stratejisinden bitişe kadar doğru olan hiçbir şey yoktu. Sonuç da bütün bunların paralelinde gerçekleşti.
Beşiktaş’ın maça başlayan kadrosu bana İstanbul’da oynanan Galatasaray-Steaua Bükreş maçını hatırlattı. Sahaya birçok defans adamı ve stoperle çıkmak bu takımın iyi defans yapabileceğini göstermez. Nitekim göstermedi de... Eğer Beşiktaş’ın rakibi girdiği poziyonları değerlendirse, toplar direkten veya Hakan’dan dönmese belki UEFA Kupası’nın en farklı skoru ortaya çıkacaktı. Maçtaki pozisyonlar da çok defans oyuncusuyla sahaya çıkmanın doğru olmadığı tezini doğruladı.
Beşiktaş’ın yiyeceği değil, atacağı gol önemliydi. Ancak Beşiktaş bu oyun düşüncesiyle, bu kadrosuyla önce yememeyi planlamıştı. Yememeyi planlarsanız tıpkı ikinci golde olduğu gibi kalecinin degajından golü kalenizde görebilirsiniz. İkinci yarıda rakip kalecinin elle oyuna soktuğu topu Hakan son ayağıyla çıkardı.
Geçen hafta seyrettiğim Beşiktaş’ta defansın değil, belki takımın en iyi oyuncusu İbrahim Üzülmez’di. İbrahim Toraman gibi güçlü bir defans adamını göbekte kullanmayıp, Üzülmez’i kenarda oturtursan Beşiktaş’ta sorun yaşamak gayet tabi mümkün olur.

Haberin Devamı

Çanlar duyulmamış
Keza Holosko’nun oyundan çıkışı da yanlıştı. Beşiktaş’ın gole en yakın adamının, o dakikaya kadar ne yapıp, ne yapmadığına bakmadan oyunda tutulması gerekirdi. Kısacası tel tel dökülen, üç pas bile yapamayan rakibin bütün hücum girişimlerine uyum gösteren bir Beşiktaş’ın turu yakalaması mümkün değildi.
Beşiktaş’ın Serdar Kurtuluş - Cisse ikilisiyle orta sahayı tutması, ama bundan daha önemlisi futbol oynaması son derece zor bir hadise. Beşiktaş esasında bu rövanş maçın sinyallerini, İstanbul’daki ilk karşılaşmada ve daha sonra oynadığı Büyükşehir maçında mutlaka alması ve değerlendirmesi lazımdı, ama bunlar uyarı çanları olmamış.
Ortaya böyle bir skor çıkınca, hatta rakip attığından fazla kaçırınca bu takımı Avrupa’nın en iyilerinden biri sanabilirsiniz. Çünkü karşısındaki takım Beşiktaş... Ama hiç öyle değil. Onlar iyi olmak için mücadele ederken Beşiktaş, “Hayır siz iyi değil çok çok iyi olun!” dercesine onlara imkan tanıdı. Rakip de bu imkanı değerlendirdi ve belki Avrupa kupalarında bir daha ulaşamayacakları bir skor elde ederek gruplara kaldı.
Oyunun kaderini tayin eden tamamen Beşiktaş’tı. Beklediğimiz, bildiğimiz, düşündüğümüz Beşiktaş’tan son derece uzak bir takım resmen geceyi kararttı.

Haberin Devamı