Galatasaray daha çok istedi

Hiç üst sınırı zorlamayan, vasatın üzerine çıkmayan bir futbol vardı sahada. Kalite vasatın üzerine çıkamadı, çünkü Türkiye...

Haberin Devamı

Derbideki futbolun kalitesini nasıl buldunuz?
Beklediğim gibi buldum. Hiç üst sınırı zorlamayan, vasatın üzerine çıkmayan bir futbol vardı sahada. Kalite vasatın üzerine çıkamadı, çünkü Türkiye liglerindeki futbolcular, top sadece rakipteyken koşacakları yeri biliyorlar. Top, kendi takım arkadaşlarındayken ise koşu yapacakları alanları bilmiyorlar. Böyle olunca da pas trafiği, akıcı futbol ve pozisyonlar tesadüflere kalıyor. Bizim derbilerde genelde futbol değil, heyecan ön plana çıkıyor.
Kısır bir maçtı, kalitesi değil, sadece heyecanı olan bir derbiydi. Gollerin nasıl olduğu da belli. “Eğri gemi, doğru sefer” dediğimiz türden oldu.
Fenerbahçe kaybetmeseydi, avantajlı olarak lige devam ederdi. Ama bu yenilgi onları yarıştan koparacak bir yenilgi de değil. Sadece Galatasaray’a, Fenerbahçe ile birlikte diğer rakipleri önünde avantaj sağladı.
Maçta takdir edilmesi gereken; her iki takım futbolcularının sosyal sorumluluk bilincinde hareket etmeleriydi. Belki son 15-20 yılın en iyi maç bitiş sahnesine şahit olduk. Bir futbol maçı, bir derbi bittikten sonra sahada birbirlerinin emeklerine, mücadelesine, terine saygı gösteren futbolcu gruplarına tanıklık ettik. Saha içinde birbirlerini rencide etmeyen ve taraftar gruplarına da örnek olan futbolcuları gördük. Oyunculara teşekkür etmek gerekiyorsa, bu konuda teşekkür etmeliyiz.
Galatasaray’a galibiyeti getiren faktörler nelerdi?
Galatasaray her şeye rağmen daha fazla üretmeye çalışan, daha fazla arayan bir görüntü verdi. Bu aman, aman bir görüntü müydü? Hayır. Daha çok 4 günde 2 şok yaşamak istemeyen bir takımın görüntüsüydü. 1461 Trabzon şokundan sonra içerideki bir derbi yenilgisi camiayı resmen hem gerer hem de polemiklerin içine çekerdi. Maça böyle de bakmak gerekir. Her şeye rağmen takım defansını Fenerbahçe’den bir adım önde yaptılar. Sarı-kırmızılı oyuncuların yardımlaşması da daha üst seviyedeydi.
Fenerbahçe’nin yenilgisini neye bağlıyorsunuz?
Fenerbahçe kendini rahata, huzura kavuşturacak futbol çizgisinden uzak. Bu dizilişte, bu oyuncu tercihleriyle akıcı futbol oynaması zor görünüyor. Fenerbahçe; akıcı ve süratli bir görüntü vermek için, şartlar ne olursa olsun Stoch ile Krasic’i kullanmak mecburiyetinde. Fenerbahçe’nin en önemli sorunu burada. Sarı-lacivertliler ağır olan kanatlarını çabuklaştırmak, geliştirmek zorunda. Israrla bunu aramaları gerekir. Fenerbahçe’nin futbol ve sonuç etkinliğine katkı yapacak en önemli iki adamı Stoch ve Krasic’tir. Fenerbahçe ne yapıp, edip onları kazanmalıdır. Madem Alex’i yolladın, yeni bir Alex bulmak mecburiyetindesin.
Oyunun ilerleyen bölümlerindeki teknik adam hamlelerini nasıl yorumlarsınız?
Aşağı, yukarı bu hamleleri televizyon izleyen, statta maça giden birçok insan önceden tahmin edebiliyor. Bu tahminleri yanıltacak bir hamle hiç görmedik. Hamleyi önceden yapması gereken taraf, oyunu geriden takip eden Fenerbahçe’ydi. Bu oyun üzerinde etkinlik sağlayacak adamlar oyuna girdi, ama oyuna dahil oldukları dakikalar tartışılır. Fenerbahçe devre arası değişiklik yapabilirdi. Çünkü ilk yarı sonunda takımda iyi giden bir şey yoktu. Bu arada Fenerbahçe’de özellikle çıkacak oyuncular şartlar ne olursa olsun çok fazla değişmiyor.
Halis Özkahya’nın performansını nasıl buldunuz?
Halis Özkahya’nın olumlu gözükmesinin baş sebebi, futbolcuların davranış biçimidir. Oyuncular hakemi taraftarın önüne atmadılar. Ne Galatasaraylı ne Fenerbahçeli futbolcular bunu yapmadı. Hakem için çok önemli bir destektir bu. Özkahya da bu düşüncelere uyum gösterdi. Hakemi sahada zorlayacak, ona soru işaretleri çıkaracak düşünceye 1-2 isim dışında futbolcular başvurmadı. Başta da ifade ettiğim gibi futbolculara teşekkür etmemiz gereken konu, hakemin işini kolaylaştırmalarıydı. Maçın önüne geçen bir hakem kararı yoktu. Hataları ufak tefekti. Maçta hakim olan düşünce, iyi niyetti. Derbi maçta Türk futboluna yapılan en büyük katkı buydu.