Galatasaray’da Lincoln ve Arda’nın dışında ayağına top yakışan oyuncu yoktu

Haberin Devamı

Bir maç seyrediyorum, ligin bitimine sadece 3 hafta kalmış... Taraflardan bir tanesi büyük takım ve şampiyonluğun güçlü adayı. Bir diğeri ise şampiyonluk adaylarıyla şimdiye kadar oynadığı hiçbir karşılaşmayı kaybetmemiş.
Böyle iki takım karşı karşıya gelince insan son derece çekişmeli, karşılıklı atakların olduğu, güzel futbolun sergilendiği bir doksan dakika beklemez mi? Gayet tabii ki bekler. Fakat Galatasaray’da belki biraz abartılı olacak ama Lincoln ve Arda’nın dışında ayağına top yakışan oyuncu yoktu dünkü maçta.
Buna ilaveten orta sahayı oyuna sokacak, oyunu yönlendirecek Barış yok, Sabri yok, Ayhan yok. Mehmet Topal biraz var. Doksan dakika bittiği zaman ise skor 3-0... İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u bu kadar reorgazine ve dirençsiz bir şekilde hiçbir büyük maçta görmemiştim.
Bizde bir laf vardır, “Mehter Takımı gibi” diye. Eğer bir şeyin ağır hareket ettiğini belirtmek istersek bu ifadeyi kullanırız. Mehter Takımı’nın özelliği nedir? İki ileri, bir geri yaparlar. Galatasaray da maşallah 4-5 geri, belki daha sonra bir ileri oynuyor. Böyle futbol oynayan bir takımın maça tempo, çabukluk, bol pozisyon getirmesi hakikaten çok zor. Zaten gollerin nasıl olduğuna bakarsanız bunu daha iyi anlayabilirsiniz.
Birinci gol Lincoln’ün çabası ve Kerim’in ters vuruşuyla geldi. İkinci golde Lincoln topa vurduktan sonra feryat figan hakeme dönüyor, topun gol olmayacağını düşündüğü için pozisyonun penaltı olduğunu söylüyor. Ama bir bakıyor gol olmuş, itirazından hemen vazgeçiyor. Üçüncüsü ise Hakan Şükür’ün rahat gol yapabileceği bir pozisyondu. Riski yüksek bir pozisyon değildi. Hakan böyle pozisyonlarda golü bulabiliyor.
Hakem Selçuk Dereli kalitesinden son derece uzak bir maç yönetti. Ne avantajları uyguladı, ne de pozisyon yorumlarını doğru yaptı. Bu yönetim Dereli kalitesindeki bir hakeme yakışmadı.
Büyükşehir’de Aydın Yılmaz dikkatimi çekti. Galatasaray elinde tuttuğu gençleri Aydın’la kıyaslasın, hangilerinin Aydın’dan daha yetenekli, daha değerli olduğunu bir kez daha düşünsün.
Neticede Galatasaray adına dünkü maçta bir tek sonuç çok önemliydi ve bu netice elde edildi. Şimdi bu düşüncelerim bazılarına ters gelebilir. Bazıları da anlamayabilir. Fakat dünkü maçta Galatasaray berabere kalsaydı, şampiyonluğa daha mı yakın olurdu diye komplo teorisi içeren bir soruyu da hakikaten sormak lazım.
Bir hafta sonraya taşıdığı üç puan mı, bir puan mı daha iyi olurdu Galatasaray adına? Bunu bizim alışkın olmadığımız bir soru olarak gündeme getiriyorum. Maç hazırlıkları, rakibin etkilenmesi ve bunların yanında bir sürü detay....
Sonuçta İstanbul’un dışında, aydınlık ışıklar altında, ama futbol aydınlığı mum ışığı seviyesinde 90 dakika izledik. Şimdi herkes gelecek hafta oynanacak derbiyi beklemeye başladı. Burada eksik kalanları önümüzdeki doksan dakikanın yazısında biraz daha açacağız.