The Others Talat, bir referandumda CTP’nin ‘evet’ oyunun garanti olmadığını söyledi

Talat, bir referandumda CTP’nin ‘evet’ oyunun garanti olmadığını söyledi

12.09.2016 - 22:47 | Son Güncellenme:

Müzakerelerde kritik bir aşamaya girildiği bir dönemde Kıbrıs Postası’na konuşan CTP Genel Bakanı Mehmet Ali Talat, “Referandumda her ne olursa olsun evet diyeceğiz diyemem” dedi.

Talat, bir referandumda CTP’nin ‘evet’ oyunun garanti olmadığını söyledi

Talat, bir referandumda CTP’nin ‘evet’ oyunun garanti olmadığını söyledi

Haberin Devamı

Talat’a, “CTP referanduma sunulacak olası metne kategorik olarak Evet diyecektir” kanaatini hatırlatılmasına bunun böyle olmadığını ifade etti ve “metnin Kıbrıslı Türklerin evet demeyeceği bir metin olacağına inanmıyorum. Ancak zayıf da olsa, aksi durum gerçekleşme ihtimali var. O yüzden her ne olursa olsun evet diyeceğiz diyemem” şeklinde konuştu

Kıbrıs Postası - Vatan Mehmet

Çözümde umutlu olup olmadığını yönündeki soru karşısında CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat şöyle konuştu; “Şu an itibariyle son derece umutlu bir ortam var. Özellikle de Anastasiadis’in yaptığı açıklamaları görünce birazcık daha umutlandım doğrusu… Biz, diyor Kıbrıslı Rumların reddettiği anlaşmadaki bir çok olumsuz unsuru düzelttik. Bir kere şunun anlaşılması lazım: Rumların olumsuz gördüğü unsurlar ille de bizim olumlu gördüğümüz unsurlar değildir. Kendileri açısından olumsuz gördüklerini düzelttiklerini düşünüyorsa aynı şekilde biz de kendi açımızdan bunu düşünüyorsak bu zaten aranan noktadır… Umutluyum… Ben umutluyum ama umut yetmez. Metni göreceğiz. Bu ortaya çıkmadan emin olmamak lazım… ”

Haberin Devamı

“HER NE OLURSA OLSUN EVET DİYECEĞİZ DİYEMEM”

Talat “CTP ortaya çıkacak metne evet diyecektir kanaati var. Kategorik olarak evet öyledir diyebilir miyiz?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi; “Öyle bir şey olabilir mi hiç. Müzakere heyetimizin çıkaracağı metnin Kıbrıslı Türklerin Evet demeyeceği bir metin olacağına inanmıyorum. Dolayısıyla da çok büyük ihtimalle de kabul edilebilir bir metin olacaktır bunu söyleyebilirim ama aksi durum ender de olsa olma ihtimali var. O yüzden her ne olursa olsun Evet diyeceğiz diyemem. Ayrıca da bunu kimse söyleyemez.”

“GARANTÖRLÜK FORMÜLLERİ BU AŞAMADA SPEKÜLASYON…”

Konuşulan ve yazılan Garantörlük formülleri hakkında ise Talat şu değerlendirmeyi yaptı; “Bunların hepsi spekülasyondur… Beşli Uluslararası konferans gerçekleşmeden o konuda net bir şey çıkmaz. Yani yansıyanlar spekülasyondur henüz… Zaten (buradaki masada) fikir egzersizi yapıldığı söyleniyor. Fikir egzersizi Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin katılımıyla bir müzakere konusuna dönüşür… Buradaki görüşmelerin iyiye doğru evrilmesi artı New York’taki 3’lü zirvenin yapılmasının sonucu olarak beşli toplanır.. İşte o zaman daha net ortaya çıkar.”

Haberin Devamı

“2016 SONUNA KADAR TAMAMLANIRSA REFERANDUM 2017’YE SARKABİLİR”

Rum tarafının beşli zirveden kaçındığı yönünde bir eğilim sergilediği yorumlarına katıldığını da ifade eden Talat, “Beşli zirvede Rum tarafı büyük bir güç olmadığı için endişe duyabilir. Bu normal. Biz Beşli Zirveyi nihai adım olacağı için zorluyoruz” dedi.

2016 yılı zaman takviminin bilerek tespit ettiğimiz bir takvim olmadığını, doğal bir takvim olduğunu ve bununda da dayanağının 2018’de Güney Kıbrıs’ta yapılacak seçim olduğunu dile getiren Talat, “Bu doğal takvim Rum tarafındaki Şubat 2018 seçimleri ile belirlenmiştir. Yani 2017 yılı seçim kampanyalarının gerçekleşeceği dönemdir.. Bu nedenle 2016 sonuna kadar bunun tamamlanması gerektiğini düşünüyoruz. 2016 sonuna kadar tamamlanırsa referandum 2017’ye sarkabilir. Seçim 2018’de olacağına göre yeni seçimler ve yeni bir Kıbrıs demektir. Yani 2018 tırnak içinde Cumhurbaşkanlığı seçimi yeni bir Birleşik Kıbrıs Seçimi olarak yapılır. Böyle düşünmek lazım..”

Haberin Devamı

“RUMLARDAN EDİNDİĞİMİZ MALLARIN PARASINI YABANCILAR ÖDEMEZ”

Çözümün finansmanı konusunun bir sorun olarak devam ettiği yönündeki kanaatleri hatırlattığımız Talat bu konuda “kişisel görüşümdür” dediği formülünü ise şöyle özetledi; “Rumlardan edindiğimiz malların parasını yabancıların ödeyeceğini beklememek lazım. Ben daha ziyade şahsen ortaya çıkacak yeni ekonomik şartların yani çözüm şartlarının yaratacağı ekonomik aktivitenin Kıbrıs Sorununun mali ihtiyaçlarını karşılayacağını düşünüyorum. Ekonominin büyümesinin uygun yöntemlerle bu maliyeti karşılayacak şekilde sisteme kanalize edilmesi yoluyla sağlanacağını düşünüyorum.“